342 ulusal ve yüksek tirajlı yerel gazetenin 2010 yılında yayınlanan köşe yazıları tarandı. 1806 köşe yazarını listeye alındı ve takışmaları analiz edildi. Buna göre, bakın en çok kime sataşılmış, en çok kim sataşmış!
Günseli Özen Ocakoğlu'nun köşe yazısı
Aslında sataşmanın yerine affınıza sığınarak "çakmış" diyecektim ama kelime çok amiyane. Ancak haberciler arasında, gerçekleşen bu fiilin adına "çakma" deniliyor. Çakmanın bir diğer anlamı da bir markanın kendisine birebir benzeyen sahtesine verilen ad.
O da bu ikinci anlamıyla günlük dilimize girdi ama bir köşe yazarı diğerinin açığını bulup haddini bildirdiği zaman da aynı tanımlama kullanılıyor. Kısacası "çakma" gazetecilik jargonun da bir parçası haline geldi bile.
Her nedense, son dönemde birbirine "çakan" köşe yazarlarının sayısı giderek artmış, mahkemeleşenler, mahpusluğu onaylananlar ve televizyon ekranında canlı yayında tartışanlar bile olmaya başlamıştı. İşin trafiği karıştı. Kim, kime, nerede derken bu işin sayısal verilerle konuşulması gerektiğine karar vererek Ajans Press'ten Yelda Demirkaya'yı aradım ve son dönemde bu türden tartışmalı durumun sayısını, kimin, kime, neden daha çok taktığına ilişkin bir çalışma yapıp yapamayacağımızı sordum.
Öyle hemen sorulunca cevap veren bir program yokmuş ellerinde ama zoru başardılar. Hızlıca 342 ulusal ve yüksek tirajlı yerel gazeteyi tarayıp, 1806 köşe yazarını listeye aldılar. Bundan böyle her ay bu takışma durumunu en doğru biçimiyle görebileceğimiz bir program yazdılar. İlk raporda toptan ilk 9 ayı değerlendirelim dedik ve işte 2010 yılının takıntılı, tartışmalı köşe yazarlarının sataşma karnesi ve nedenlerini sizin için çıkardık:
Köşelerde en çok adı geçenler listesinin başında Ertuğrul Özkök var. Özkök'ün hem sağdan hem soldan aldığı darbeler oldukça fazla. İyi yazanı var kötü yazanı var, var da var! Özkök'ün yazılarında bazen bilinçli bir biçimde kendisine dönebilecek paslar attığını da düşünürsek ortaya çıkan sonuç gayet doğal. Ayrıca görünüşte, Hürriyet'in zirvesinden mütevazı köşesine çekildiğini ama şimdi daha çok kendinden söz ettirecek yazılar yazdığını da unutmamalı. Böyle bakınca da köşe yazarlarının en çok Ertuğrul Özkök'e musallat olması açıklanabilir bir durum oluyor. Özkök'ün adı 2010 başından beri, rekor bir sayıyla 232 farklı yazarın, 682 köşe yazısında bir biçimiyle yer almış.
Rekor sahibi Özkök'ten en çok bahseden yazarlar ise sırasıyla, Mehmet Barlas, Oray Eğin ve Serdar Turgut. Barlas ve Turgut'un Özkök konulu yazılarında mutlaka bir cevap, karşı duruş ve tartışma varken Oray Eğin'inkilerde Özkök'ün dikkatini çekmeye yönelik gayretkeşlik göze çarpıyor. Bazen Özkök ve Eğin'in birbirlerine karşılıklı yazdıklarını keşke köşelerinden değil de telefonda konuşsalar denilenleri bile var. Ayrıca Oray Eğin'in bir de Hasan Cemal takıntısı var. 20 kez kendi yazısında Hasan Cemal'den söz etmiş. Nedendir diye bakıldığında, bu takıntı en iyi "Hasan Cemal ile Ertuğrul Özkök arasında ne fark var?" adlı 25 Ocak 2010 yazısında görülüyor. İsterseniz siz de bir bakın!
Ertuğrul Özkök'ü en çok kalemine dolayanların yanı sıra bir de Özkök'ün en fazla kaleme aldığı diğer köşe yazarları var. Onlar da sırasıyla Ahmet Hakan, Ayşe Arman, İskender Pala. Ahmet Hakan'ın, Özkök'ün marka yazarlar konseptiyle başlattığı projenin bir ürünü olduğu biliniyorken, okurlara Ahmet Hakan'ın reklamını yapmak da yine Özkök'e düşmüş. Geçtiğimiz dönemde gündem oluşturan söyleşileriyle öne çıkan Ayşe Arman'ı Ertuğrul Özkök de yine "marka yazarlar" projesi kapsamında epey desteklemiş. Gelelim Zaman yazarı İskender Pala'nın Ertuğrul Özkök'ün köşesinde neden bu kadar çok yer aldığına. Pala, başarılı bir edebiyatçı ve köşe yazarı. Özkök ise sağlam bir düşüncenin ürünü olan kitaplara hayran. Yazılarında bazen kitabı anlatıyor, bazen yazarı bazen de bir olaya bağlıyor. En son İskender Pala'nın "İki Darbe Arasında" adlı kitabını konu eden Özkök'ün söylemlerinden Pala'yı izlediğini ve anladığım kadarıyla beğendiğini gözlemleyebiliyorum.
Gelelim Ahmet Hakan'a. Hakan'ın en çok yer verdiği yazar doğal olarak Ertuğrul Özkök. Ancak Hakan, 92 farklı köşe yazarına kendi köşesinde olumlu-olumsuz yorumlarıyla yer vererek bir başka alanda da birinci olmuş. Bu arada kim kime çakıyor listesi hazırlanıyorken Hakan-Barlas atışması hâlâ devam ediyordu. Sayı eksik-fazla olabilir, bilemiyorum ancak her ay bu çalışmayı yapacağımdan aradaki sayıyı mutlaka telafi ederim.
Tesadüf mü bilemedim! Özkök, Ahmet Hakan'dan 18 defa, Hakan da Ertuğrul Özkök'ten 18 defa bahsetmiş! Yani toplamda 36 kez birbirlerine nazire etmişler. İçeriğe hakim olmak için yazıları tek tek okumak gerek ama yoksa yine telefonda değil de köşelerden mi sohbet ederek muhabbete herkesi ortak etmişler diye düşündüren yazıları var.
Başka bir gazeteci ve köşe yazarını en çok köşesinde anan isim Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya. Yazarın 45 defa rahmetli İlhan Selçuk'u andığını görüyoruz. Bu durumu daha çok İlhan Selçuk'un hastalık sürecine ve sonrasında rahmetli olmasına bağlıyorum. Çetinkaya, İlhan Selçuk'la ilgili olarak geçmişi, söylemleri, ideolojiyi anma, hatırlama ve hatırlatma yazıları yazmış.
Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay'ın durumu ise daha özel. Ne zaman Ergenekon dense Mustafa Balbay da olumlu-olumsuz bir biçimiyle anılıyor. Ayrıca ne zaman Cumhuriyet yazı işleri yönetimi yazarlarına ilişkin bir inisiyatif koysa yine Balbay'a ilişkin lehte-aleyhte yazılar çıkıyor köşelerde.
Listede başka yazarlara en çok yer vererek ön sıralarda yer alan bir başka gazeteci de Levent Özadam. Ancak Özadam takip ettiğim bir yazar değil. Listede adını görünce araştırdım ve Kıbrıs Havadis gazetesinde yazdığını ve yazılarında da Kıbrıs sorunlarına yer verdiğini gördüm. Dili de epey sert. Belli ki birilerine kızıyor ve kızınca da köşesinden muhatabına ateş açıyor. Kıbrıs gazetelerine bakarken Rauf Denktaş'ın yazılarını da okudum. Kıbrıs ile bizim gündemlerimiz ne kadar farklı!
Peki, ya güncel konulara keskin kalemiyle girişen Yalçın Bayer başka yazarlara neden bu kadar çok yer vererek listede üçüncü sırada yer almış? Görüleceği üzere en çok İlhan Selçuk'tan söz etmiş. Sonrası mı? Dediğim gibi Bayer konulara bodoslama giriyor ve önüne gelene de söyleniyor. Yazarın sözü edilen yazılarına bir kez daha göz attım ve gördüm ki Bayer ya kızgın, ya kızgın yani hep kızgın.
İnsanın gözü Ciner Grubu'nun son dönemde tartışmaların odağında yer alan iki asını Yiğit Bulut'u, Fatih Altaylı'yı arıyor ama onlar bu listeye girememişler, çok umutluyum, darısı ikinci yazıya...
Sayılardan çıkan kıssadan hisse
Listeye yazarların skoruna bakarak herkes kendince yorum yapabilir. Mesela bazı yazarlarımız kendi skorunu görüp beğenmeyerek puanını artırabilir. Kimisi hiddetine gem vurup, yıllık ortalamasını düşürebilir. Okurlar bu itiş-kakışta ne düşünür diye soranlar olursa, onları boş verin, biz zaten hepimiz kendimiz için, kendi gündemimizi yazmıyor muyuz?
g.ocakoglu@zaman.com.tr
(Zaman)