Dünya ekonomileri için önemli uyarılar   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 10-10-2010 (11:21)   Son Mesaj: 10-10-2010 (11:21)    Cevap: 0    Gösterim: 640  

    10-10-2010

    Dünya ekonomileri için önemli uyarılar

    Dünya ekonomileri için önemli uyarılar


    IMF İcra Direktörleri Kurulu'nda yükselen piyasa ekonomilerine iki sandalye verilmesi konusunda müzakereler sürerken en güçlü aday Türkiye oldu. IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'ndan önemli kararlar çıktı.

    HAZİNE MÜSTEŞARI ÇANAKCI: (IMF'NİN İCRA DİREKTÖRLERİ KURULU'NDA YÜKSELEN PİYASA EKONOMİLERİNE İKİ SANDALYE VERİLMESİ) EN GÜÇLÜ ADAY TÜRKİYE
    Barışkan Ünal ve Mehmet Toroğlu'nun haberi

    Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı, IMF'nin İcra Direktörleri Kurulu'nda yükselen piyasa ekonomilerine iki sandalye verilmesi konusunda müzakerelerin devam ettiğini ancak en güçlü adayın Türkiye olduğunu belirterek, ''IMF içinde bu konuda geniş mutabakat söz konusu. Hem ABD hem de AB'nin, Türkiye'nin fonda temsil edilmesi yönünde güçlü arzusu var'' dedi.

    İbrahim Çanakcı, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları kapsamında bulundukları Washington'da, Türkiye açısından olumlu değerlendirme ve beklentilerin olduğu bir toplantı serisi gerçekleştirdiklerini söyledi.

    Temasları kapsamında 7 Ekimde G-20 Müsteşarlar ve Merkez Bankası Başkan Yardımcıları toplantılarının yapıldığını hatırlatan Çanakcı, bu toplantılarda ağırlıklı olarak sürdürülebilir, güçlü ve dengeli büyüme çerçevesine ilişkin konular ile IMF reformunun ele alındığını, IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'nda da benzer konuların görüşüldüğünü kaydetti.

    Çanakçı, Petersburg ve İstanbul'da yapılan IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'nda, IMF'de yüksek temsil edilen gelişmiş ekonomilerden, düşük temsil edilen ekonomilere doğru 5 puanlık kota transferi olması konusunun gündeme geldiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

    ''Türkiye de bu kota payından, transferden en fazla yararlanacak ülkelerden birisi. Bu nedenle bu tartışmalar bizim için çok önem taşıyor. G-20 ve Uluslararası Finans Komitesi'nin ortak toplantısında bunlar etraflı şekilde ele alındı. Biz de bu toplantılarda, ortaya çıkacak kararlarda Türkiye'nin pozisyonunun dikkate alınmasını sağlamaya çalıştık. Kota reformunda belli bir noktaya kadar gelinmiş durumda ve Seul Zirvesi'ne kadar bunun tamamlanması hedefleniyor. Bu zirveden önce G-20 Bakanlar Toplantısı olacak, orada biraz daha netleşmesini ve Seul Zirvesi'nde de nihai hale getirilmesini ümit ediyoruz.''

    -''TÜRKİYE'NİN POZİSYONU ÇOK GÜÇLÜ''-

    Kota konusunda Türkiye'nin pozisyonunu ''çok güçlü'' olarak nitelendiren Çanakcı, ''Aslında tüm senaryolar altında Türkiye ciddi bir kota artışı elde ediyor. Bu konuda en rahat ülkelerden birisi Türkiye'' dedi.

    Çanakcı, kota dağılımında en ağırlıklı parametrelerden birinin GSYH olduğuna dikkati çekerek, son yıllardaki güçlü büyüme performansının Türkiye'nin daha fazla ön plana çıkmasını sağladığını söyledi.

    Kota transferinden sonra, Türkiye'nin, 2008 reformundan sonra yüzde 0,6 civarında olan IMF'deki kotasının yüzde 1'e yaklaşmasını da beklediklerini belirten Çanakcı, ''Bu da tabii ki Türkiye'nin IMF içindeki ağırlığını önemli ölçüde artıracağı anlamına geliyor'' diye konuştu.

    Kota reformlarının yanı sıra IMF'nin İcra Direktörleri Kurulu'nun yeniden yapılandırılmasının da gündemlerinde yer aldığını ifade eden Çanakcı, 24 sandalyenin yer aldığı kurulda, yükselen piyasa ekonomilerine en az iki sandalye verilmesi yönünde görüşler olduğunu hatırlattı.

    Kurulda 9 sandalyeye sahip AB'nin, kendisinden alınacak bu iki sandalyeyi verme konusunda ''biraz direndiğini'' ifade eden Çanakcı, ''AB, bu değişim ve dönüşümün biraz daha rotasyon usulüyle yapılmasını arzu ediyor. Bu 24 sandalyeden ikisinin sürekli yükselen piyasa ekonomilerine verilmesi yerine gruplar içinde rotasyon yapılmasını tercih ediyor. Bu iki görüş arasında müzakereler devam ediyor, henüz bir noktaya varılmış değil. Bunların da önümüzdeki bakanlar toplantısı ve liderler zirvesi öncesinde biraz daha netlik kazanmasını bekliyoruz'' dedi.

    Hazine Müsteşarı Çanakcı, yükselen piyasa ekonomilerine iki sandalye transfer edilmesi durumunda en güçlü adayın Türkiye olduğunu vurgulayarak, ''IMF içinde de bu konuda geniş mutabakat var, Türkiye'nin İcra Direktörleri Kurulu'nda temsil edilmesi gerektiği yönünde güçlü mutabakat söz konusu'' dedi.

    Çanakcı, bir soru üzerine, ''Aslında hem ABD hem de AB'nin, Türkiye'nin fonda temsil edilmesi yönünde güçlü arzusu var. Ama AB şu anda kendinde olan bu sandalyeleri hemen vermeye hazır görünmüyor, rotasyon usulü olmasını arzu ediyorlar. Ama onlar da bir değişim, dönüşüm olacaksa, yükselen piyasa ekonomilerine kurulda ilave sandalye verilecekse buna en güçlü adayın Türkiye olduğu konusunda hemfikirler'' diye konuştu.

    Bu haftaki toplantıdan net sonuç çıkmadığını, G-20 Bakanlar ve Liderler Zirvesi'nde bu müzakerelerin devam edeceğini belirten Çanakcı, ''Bu uzun dönemli bir süreç, hemen sonuç almayı beklememek gerekiyor. Öncelikle 2010 kota reformunun mesafe alması ve tamamlanması gerekiyor. Bu arada İcra Direktörleri Kurulu'nun kompozisyonuyla ilgili gelişmeler de paralel yürüyecek'' ifadesini kullandı.

    Çanakcı, IMF İcra Direktörleri Kurulu'ndaki sandalye dağılımının değişmesinin, uzun vadede kaçınılmaz ve geri döndürülemez bir süreç olduğuna dikkati çekerek, Türkiye dahil olmak üzere yükselen piyasa ekonomilerin ağırlığının uzun dönemde artmaya devam edeceğini kaydetti.

    Çanakcı, IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'nda Türkiye'nin pozisyonuna ilişkin bir soru üzerine, katıldıkları hemen her ikili ve çok taraflı toplantılarla sohbetlerde Türkiye'nin son yıllardaki başarısından ''övgü ve gıptayla'' bahsedildiğini söyledi.

    Türkiye'nin kriz sürecindeki durumuyla farklı bir konuma yerleşmesinin ''görüldüğünü, değerlendirildiğini ve takdir edildiğini'' bildiren Çanakcı, Türkiye'nin son dönemlerdeki güçlü performansının tüm platformlarda hem görünürlülüğünün hem de ağırlığının artmasını sağladığını kaydetti.

    Çanakcı, toplantılarda da bunun getirmiş olduğunu ''rahatlık, güven ve ağırlığı'' rahatlıkla hissedebildiklerini belirterek, ''Türkiye ve Türkiye'yi temsil eden kişilerin söyledikleri çok daha dikkatli dinleniliyor, ne söyleyeceklerine çok daha önem atfediliyor. Bunu çok rahatlıkla toplantıların havasından, ikili görüşmelerdeki ilgiden görüyoruz. Ayrı bir ilgi görüyor Türkiye. Bazı insanlar kendileri merak edip gelip soruyor veya takdir ve övgülerini iletiyor. Bunlar da tabii kişisel olarak bakınca insanı mutlu eden hususlar'' dedi.

    -''2011'DE BÜYÜME DEVAM EDECEK''-

    Çanakcı, IMF toplantılarında ele alınan, büyümenin sürdürülebilirliği konusundaki tartışmaların hatırlatılması üzerine, ''Türkiye'de büyümenin istihdamla birlikte geldiğini, bu nedenle Türkiye'nin durumunun diğer gelişmiş ekonomilerdeki büyümeden farklı olduğunu'' söyledi.

    İbrahim Çanakcı, ''Bu nedenle Türkiye'deki büyümenin sürdürülebilirliği konusundaki kaygıların gelişmiş ekonomilere göre daha az olduğunu düşünüyorum. 2011 yılında da ekonomimizin uzun dönemli trendine yakın büyüme kaydetmesini bekliyorum'' diye konuştu.

    Çanakcı, IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları çerçevesinde birçok ikili görüşme yaptıklarını söyledi.

    BNP Pariba, RBS, JP Morgon, Citigroup, HSBC, Goldman Sacks gibi uluslararası yatırımcılardan yoğun ilgi gördüklerini belirten Çanakcı, bu yatırımcıların Türkiye'ye bakışları ve Türkiye'nin orta vadeli görünümüne yaklaşımlarının ''oldukça olumlu'' olduğunu kaydetti.

    İbrahim Çanakcı, ''Konuştuğumuz tüm yatırımcılarda pozitif beklenti söz konusu. Hepsi Türkiye'yle ilişkilerini ve yatırımlarını daha da artırmak, genişletmek istediklerini ve bunları planladıklarını ifade etti'' dedi.

    Çanakcı, Türkiye'deki yabancı yatırımlarla ilgili soru üzerine, 2011 ve 2012'de doğrudan yatırımların 2009 ve 2010'a göre biraz daha artmasını beklediklerini ancak bunun küresel ekonomideki toparlanmayla da yakından ilgili olduğunu söyledi.

    Kredi derecelendirme kuruluşlarıyla görüştüklerini belirten Çanakcı, yeni orta vadeli programın açıklanması ve öngörüldüğü şekilde uygulanmasıyla beraber, kredi derecelendirme kuruluşlarının da Türkiye'ye yönelik değerlendirmelerini tekrar gözden geçireceklerini ve olumlu gelişmeler olmasını beklediklerini sözlerine ekledi.

    ULUSLARARASI PARA VE FİNANS KOMİTESİ TOPLANTISINDA, ZENGİN ÜLKELERİN EKONOMİ POLİTİKALARININ DAHA SIKI GÖZETİMDEN GEÇİRİLMESİ ÖNCELİKLER ARASINA ALINDI

    IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları çerçevesinde düzenlenen Uluslararası Para ve Finans Komitesi'nin (IMFC) toplantısında, zengin ülkelerin ekonomi politikalarının daha sıkı gözetimden geçirilmesi öncelikler arasına alındı.

    Toplantının ardından yayımlanan sonuç bildirisinde, ''büyük gelişmiş ülkelerdeki zayıf noktaların açığa çıkarılması için daha güçlü ve tarafsız gözetimin yapılması önceliklerden biri'' ifadesi kullanıldı.

    Bu kararın, IMF'yi, ABD'nin başını çektiği en büyük pay sahiplerine yeteri kadar sert davranmamakla eleştiren gelişmekte olan ülkeler için kazanım olduğu yorumları yapılıyor.

    Tayland Maliye Bakanı Korn Chatikavanij, IMF'nin artık sadece gelişmekte olan ülkeleri gözetmekle yükümlü bir kurum olmadığını belirterek, ''IMF, daha geniş temelli role sahip olmalı ve daha büyük ekonomilerdeki hataların küresel etkiler yaptığının farkına varmalı'' diye konuştu.

    Toplantıda, ülkeler arasında döviz kuru savaşları tartışmaları konusunda ise anlaşma sağlanamadı. Gelişmekte olan ülkelere IMF yönetiminde daha fazla kota ve temsil hakkı verilmesini öngören reformlar konusundaki anlaşmazlıklar da henüz giderilemedi. Bildiride, döviz piyasalarında artan gerilimin temelini oluşturan dengesiz küresel büyümeye dair sorunları ele almada somut bir eylem planı yer almadı.

    ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, gelişmekte olan ülkelere IMF yönetiminde daha fazla söz hakkı verilmesini öngören reform planlarıyla döviz kuru politikaları arasında doğrudan bağlantı olduğunu kaydederek, ''Gelişmekte olan ülkeler, etki güçlerini artırmak istiyorlarsa para birimleri üzerindeki sıkı kontrollerini kaldırmalılar'' dedi. Geithner, IMFC toplantısında yaptığı açıklamada, kurumun, ülkelerin para birimlerini nasıl idare ettiklerine dair daha güçlü biçimde konuşmaya başlaması gerektiğini söyledi.

    Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde de döviz kuru tartışmalarına dair öfkeli söylemlerin tonunun yumuşatılması gereğine işaret ederek, ''Her savaşın bir kaybedeni vardır ama bu durumda kaybeden olmamalı'' dedi.

    -''REFORM PAKETİ TAMAMLANMAYA YAKIN''-

    IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn da toplantının kapanışının ardından düzenlenen basın toplantısında, IMF toplantılarının sonucunu başarısızlık olarak görmediğini, gelecek ay Seul'da yapılacak G-20 zirvesi ve gelecekteki IMF toplantılarında daha fazla ilerleme sağlanmasının zeminin hazırlandığını belirtti.

    ''Hayal kırıklığı içinde değilim'' ifadesini kullanan Strauss-Kahn, gelişmekte olan ülkelere IMF yönetiminde daha fazla oy ve temsil hakkı verilmesini öngören reformlar konusunda taraflar arasındaki önemli görüş farklılıklarının aşılamadığını ancak reform paketinin tamamlanmaya yakın olduğunu kaydetti. Strauss-Kahn, doğru yolda olduklarını düşündüğünü, bu konuda anlaşmaya varılmasını umduğunu ifade etti.

    IMF reformu konusundaki anlaşmanın gelecek ay yapılacak G-20 liderler zirvesinde onaylanabileceği belirtiliyor.

    Strauss-Kahn, ayrıca, Yunan hükümeti ve halkının borç krizinden kurtulma çabasını överek, Atina yönetimince uygulanan kemer sıkma programının ülkede ekonominin rayına oturtulmasına yardım edeceğine inandığını kaydetti.

    IMFC Başkanı Butros Gali de toplantılarda bazı hususlarda görüş ayrılıkları olduğunu ancak tüm ülkelerin, para birimi tartışmalarının çözümü çabalarında IMF'nin merkezi rolünü kabul etmesinin önemli bir başarı olduğunu ifade etti.

    Gali, IMF'nin reform paketinde de büyük ilerleme sağlandığını, ilgili tüm tarafların pozisyonunun birbirine yaklaşmakta olduğunu belirtti.

    Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick de artan ekonomik gerilimlerin zayıf bir küresel toparlanmayı yansıttığını kaydetti.

    Zoellick, ''Yüksek işsizlik oranının eşlik ettiği büyüme eksikliği, sonuçlar doğuruyor. Ülkelerin içe dönmeleri ve bunun sonucunda uluslararası iş birliğinin aksaması tehlikesi var'' dedi.

    ULUSLARARASI PARA VE FİNANS KOMİTESİ KAPANIŞ BİLDİRİSİNDE, IMF BAŞKANI STRAUSS-KAHN'A, KOTA VE YÖNETİM REFORMLARI KONUSUNDAKİ İLERLEMELERE DAİR IMFC'YE EKİM SONUNA KADAR RAPOR SUNMASI ÇAĞRISINDA BULUNULDU

    IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları çerçevesinde toplanan Uluslararası Para ve Finans Komitesinin (IMFC) kapanış bildirisinde, IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'a kota ve yönetim reformları konusundaki ilerlemelere dair IMFC'ye ekim sonuna kadar rapor sunması çağrısında bulunuldu.

    Komitenin 22. toplantısının ardından yayımlanan bildiride, ekonomik toparlanmanın ilerlemekte olduğu ancak kırılganlığını sürdürdüğü ve üye ülkeler arasında eşit seviyelerde seyretmediği belirtildi.

    Güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümenin sağlanması için birlikte çalışma ve bu ortak hedeften uzaklaşmaya yol açan politikalardan kaçınma yolunda güçlü taahhüdün ifade edildiği bildiride, ''Önceliklerimiz, finansal sektör kırılganlıklarının ele alınması, özel sektör talebinde ve istihdam yaratımında güçlü büyümenin sağlanması, sağlam kamu maliyesi ve borç sürdürülebilirliğinin teminat altına alınması, daha dengeli küresel büyüme modeli doğrultusunda çalışılması, ödemeler dengesi fazla veren ile açık veren ülkelerin sorumluluklarının farkında olunması, büyük ve değişken sermaye hareketlerinin ele alınması. Her türlü korumacılığın reddi, krize karşı koordineli yanıtımızın kilit bir öğesini oluşturmayı sürdürüyor'' denildi.

    Bildiride, son Basel anlaşmasından duyulan memnuniyet ifade edilerek, finansal sektör direncini geliştirecek tam, zamanlı ve tutarlı bir uygulamanın arzu edildiği belirtildi.

    -''ÇABALAR İKİ KATINA ÇIKARILMALI''-

    Düzenleme, denetim, sınırlararası çözünürlük ve makro ihtiyati gözetimin geliştirilmesi yönünde daha fazla eyleme ihtiyaç olduğu kaydedilen bildiride, bilançolar ile piyasa altyapısının güçlendirilmesi ve sistematik açıdan önemli finansal kurumlar ve manevi zarardan doğan risklerin düşürülmesi konusunda ilerleme sağlanması gereği belirtildi.

    Düşük gelirli ülkelerin birçoğundaki dirençli ve hızlı toparlanmanın olumlu olduğuna işaret edilen bildiride, bu ülkeler tarafından son yıllarda girişilen önemli çaptaki reformların, kriz sırasında ekonomilerini rahatlattığı bildirildi.

    Bu ülkelerin büyüme ve kalkınma ihtiyaçlarının karşılanması yolunda, politik alanın yeniden inşasıyla birlikte, etkin yatırım ve sürdürülebilir borçlanma kapasitesinin güçlendirilmesinin öncelikler arasında yer aldığına değinilen bildiride, uluslararası toplumun 2015 yılına kadar binyıl kalkınma hedeflerini yerine getirme yolundaki çabalarını iki katına çıkarması gerektiği ifade edildi.

    -''FON, KOTA TEMELLİ BİR KURUM VE ÖYLE DE KALMALI''-

    IMF reformu konusunda da fonun yönetim ve talimat konusundaki kapsamlı gözden geçirme çalışmalarından duyulan memnuniyetin ifade edildiği bildiride, fonun, üyelerin kriz sırasındaki ihtiyaçlarına uyum sağlamada iyi tepki verdiği, kurumun makro-finansal gözetim ve politika iş birliği için küresel bir organ olarak rolü ve etkinliğini pekiştirme yolunda yeni adımlara acilen ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.

    Kota ve yönetim reformlarının kurumsal meşruiyet ve etkinlik açısından kritik önemde olduğu belirtilerek, ''Fon, kota temelli bir kurum ve öyle de kalmalı'' denildi.

    Ana reform alanlarında ortak zeminin bulunması doğrultusunda ilerleme sağlandığına işaret edilen bildiride, göze çarpan konuların çözümü yolunda aktif çalışma yürütüldüğü belirtildi.

    Bildiride, bu konuların Ekim 2009 İstanbul bildirisi uyarınca, kota artırımının büyüklüğü ve kota değişimi, yükselen piyasalar ile gelişmekte olan ülkelerin IMF'nin İcra Kurulu'nda söz hakkı ve temsilinin yükseltilmesi, en yoksul üyelerin oy payının korunmasına yönelik modaliteler gibi unsurlarla bağlantılı olduğu kaydedildi.

    Bu konuların aciliyeti göz önüne alınarak IMF Başkanı'na kota ve yönetim reformları konusundaki ilerlemelere dair IMFC'ye Ekim ayının sonuna kadar rapor sunması çağrısında bulunuldu.

    Krizden dersler çıkarılarak fonun ikili ve çok taraflı gözetiminin daha da güçlendirilmesi gereğine işaret edilen bildiride, büyük gelişmiş ülkelerdeki zayıf noktaların açığa çıkarılması için daha güçlü ve tarafsız gözetimin öncelikler arasında yer aldığı belirtildi.

    BİLDİRİDE, EKONOMİK TOPARLANMANIN İLERLEDİĞİ ANCAK HALA KIRILGANLIĞINI SÜRDÜRDÜĞÜ BELİRTİLDİ

    Bildiride, gözetimin ayrıca, finansal istikrar konuları ve onların makroekonomik bağlarına daha iyi odaklanması ve sınır ötesi yayılmalara karşı daha dikkatli olması, gözetim araçları arasındaki sinerjilerin de güçlendirilmesi gerektiği kaydedildi, gelecek yıl fonun gözetim çerçevesinin etkinliğini yanı sıra dürüstlüğü, tarafsızlığı ve titizliğini de ele alan bir gözden geçirme çalışması yapılması çağrısında bulunuldu.

    IMF İcra Kurulu tarafından fonun krizi önleme rolünün güçlendirilmesine yönelik aldığı son kararlardan duyulan memnuniyetin ifade edildiği bildiride, fona sistematik şoklarla başa çıkmada üyelere yardım etme kapasitesini geliştirmesi yolları üzerinde çalışmaya devam etme çağrısı yapıldı.

    Uluslararası para sistemi dirençli olduğunu gösterse de genişleyen küresel dengesizlikler, değişken sermaye akışlarının sürmesi, döviz kuru hareketleri ile resmi rezervlerin tedariki ve toplanmasıyla alakalı nedenlerden dolayı gerilimler ve kırılganlıkların devam ettiği belirtilerek, ''Bu konuların, küresel ekonominin etkin operasyonu ve uluslararası para sisteminin istikrarı açısından kritik önemde olduğu göz önüne alındığında, fona, sermaye akışlarını idare etmeye dönük politikaların etkinliğini artırmaya katkı sağlayacak derinlemesine çalışmaları da kapsayacak biçimde, bu alanlardaki çalışmalarını derinleştirme çağrısında bulunuyoruz'' ifadesi kullanıldı.

    Bildiride, IMFC'nin bir sonraki olağan toplantısının 16 Nisan 2011'de Washington'da yapılacağı belirtildi.

    KALKINMA KOMİTESİ'NİN SONUÇ BİLDİRİSİNDE, GELİŞMİŞ VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN EYLEMLERİNİN ÇOK TARAFLI FİNANSAL KURUMLARIN GÜÇLÜ DESTEĞİYLE BİRLİKTE YIKICI EKONOMİK DARBOĞAZIN ÖNÜNE GEÇİLMESİNE YARDIM ETTİĞİ BELİRTİLDİ

    IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları çerçevesinde düzenlenen Kalkınma Komitesi'nin sonuç bildirisinde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin eylemlerinin çok taraflı finansal kurumların güçlü desteğiyle birlikte yıkıcı ekonomik darboğazın önüne geçilmesine yardım ettiği belirtildi.

    Birçok gelişmekte olan ülkedeki krizin öncesi yıllardaki sağlam politikaları yansıtan ekonomik direncin, küresel karşılığın etkinliğini desteklediği ve gelişmekte olan küresel toparlanmaya da şimdi katkı sağladığı ifade edildi.

    Bildiride, birçok gelişmekte olan ülkenin büyümesinin sürdürülmesi ve sağlık, eğitim ile altyapı harcamalarının korunmasında iyi bir performans gösterdiğine işaret edildi.

    Özellikle düşük gelirli ülkelerde hassas grupların korunmasının kısmen etkili sosyal koruma mekanizmalarının artırılmasındaki mali kısıtlamalar ve zorluklar nedeniyle daha büyük zorluğu oluşturduğu belirtilen bildiride, 2008 yılına kadar, gelişmekte olan ülkelerin, Binyıl Kalkınma Hedefleri'ne (BKH) ulaşılması yolunda önemli ilerlemeler kaydettiği bildirildi.

    Bildiride, küresel finansal krizin başlangıcından iki yıl sonra, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin eylemlerinin çok taraflı finansal kurumların güçlü desteğiyle birlikte yıkıcı ekonomik darboğazın önüne geçilmesine yardım ettiği kaydedildi.

    -''KORUMACI TEDBİRLERDEN KAÇININ''-

    Bildiride, ''BKH'nin 2015 yılına kadar başarılmasına yönelik çabalarımızı sonuç almaya daha güçlü biçimde odaklanarak artırmayı taahhüt ediyoruz'' denildi.

    Çok taraflı finansal kuruluşların ülkelerin krizlere kendi karşılıklarını desteklemede oynadıkları rolden memnun olunduğunun ifade edildiği bildiride, Dünya Bankası ve IMF'nin, finansal krizin patlak vermesinden bu yana üst düzey taahhütleri ve mali katkıları not edilirken bu iki kuruluşa, gelecekteki krizlerin önlenmesi ve karşı koyulmasına, büyümeye yönelik risklerin azaltılmasına ve sürdürülebilir toparlanma umutlarının artırılmasına en iyi yardımı sağlayacak politikalar ve araçları tespit etmeye devam etmesi çağrısında bulunuldu.

    Bildiride, dünya ticareti ve yatırımının küresel ekonomik toparlanma ve büyümenin yeniden canlandırılmasında taşıdığı önem vurgulanarak, tüm üye ülkelerden her türlü korumacı tedbirden kaçınmaları istendi.

    Gelişmekte olan ekonomilerin küresel büyüme ve ticarette giderek artan bir rol oynayacağına işaret edilen bildiride, Dünya Bankasının altyapı, inovasyon ve beşeri sermaye yatırımındaki devam eden çabalarına verilen destek yinelendi.

    Bildiride, Dünya Bankasının cinsiyet eşitliği ve iklim değişikliği konularındaki çalışmalarına atıfta bulunulurken gıda güvenliği ve beslenmenin birçok gelişmekte olan ülke için hayati alanları oluşturmaya devam edeceği vurgulanarak, Dünya Bankası'nın bu alanlardaki çalışmalarına destek ifade edildi.




    Dünya ekonomileri için önemli uyarılar Yorumları