Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, Kurban Bayramı'na az bir süre kaldığını belirterek, Kurban Bayramı'nda Türkiye'de ortalama 600 bin baş hayvan kesileceğinin öngörüldüğünü bildirdi.
Bu rakamın, gerçekten ciddi bir rakam olduğunu ifade eden Yetkin, Türkiye'deki 2 milyon hayvanın beşte birine yakınının kesilmiş olacağını, ilerleyen zamanlarda bu rakamın hayvan varlığını olumsuz etkileyeceğini söyledi.Yetkin, düzenlediği basın toplantısında, geçen yıl İstanbul Anadolu Yakası da dahil edildiğinde Trakya Bölgesi'nde 80 bin büyük baş, 40 bin de küçük baş hayvanın kesildiğini, Türkiye çapında da 600 bin büyük baş ve 2 milyon 100 bin küçük baş hayvanın kesildiğini hatırlattı.
Bu yıl Kurban Bayramı'nda Türkiye'de ortalama 600 bin baş hayvan kesileceğinin öngörüldüğünü belirten Yetkin, ''Bu rakam, gerçekten ciddi bir rakam. Türkiye'deki 2 milyon hayvanın neredeyse beşte birine yakını kesilmiş oluyor.
İlk başta zararı hissetmeyebiliriz ama ilerleyen zamanlarda hayvan varlığımızı olumsuz etkileyecek bir rakam bu'' diye konuştu.
Yetkin, Türkiye'nin 6 Ekim 2010 tarihinden itibaren AB ülkelerinden dondurulmuş et ithalatına başladığını hatırlatarak, Türkiye'nin 16 yıl sonra ithalata başladığını ve bunun kabul edilemez bir yaklaşım olduğunu söyledi.
Alış veriş merkezlerinde Et Balık Kurumu'nun (EBK) ayrı reyonlar kurarak et satışı yaptığını anlatan Yetkin, buralardan yapılan satışlarda ithal et kullanıldığının tüketicilere açık ve net ifade edilmesi gerektiğini bildirdi.
DOMATES TARTIŞMASI
Yetkin, YÖK Başkanı'nın domatesle ilgili açıklamasına da değinerek, açıklamanın dünya ölçeğinde ve bilimsel anlamda doğru olduğunu ancak Türkiye ölçeğinde böyle bir tartışma ortamının yersiz olduğunu söyledi.
Türkiye'de genetiği ile oynanmış tohum kullanılmasının yasal olarak yasak olduğunu hatırlatan Yetkin, sebze tohumlarında kullanılan tohumların yerli veya hibrit tohumlar olduğunu, hibrit tohumun insana zararı olmadığını, ama ekonomik anlamda bir ülkeyi bağımlı kıldığını anlattı.
Bu nedenle sebzelerde herhangi bir risk bulunmadığına işaret eden Yetkin, geçmişte mısırda, soya, pamuk ve kozlada GDO'lu ürünün Türkiye'ye girdiğini hatırlattı. Yetkin, bunun nedeninin söz konusu ürünlerde üretim düşüklüğü olduğunu belirterek, çözümünde üretim açığının giderilmesi olduğunu söyledi. Yetkin, ''Tarımcılar olarak YÖK Başkanı'nın açıklamalarına katılmıyoruz'' dedi.
Yetkin, domates fiyatlarına ilişkin olarak da, bu fiyatların ekim sonuna kadar süreceğini söyledi. Yetkin, dün domatesin 6,5 lirayı gördüğünü belirterek, şöyle konuştu:
''Bu nereye kadar bilemem ama bu artacak. Kasım ayında belli bir gevşeme olacak çünkü, sera ürünleri piyasaya girecek. Ancak sera üretiminde de bu yıl yüzde 20'lik bir kayıp olacak.
Domates fiyatları Kasım ayında düşebilir ama artık Türkiye'nin 1 liraya, 75 kuruşa, 1,5 liraya domates yemesi hayaldir.
Çünkü kronik bir hal aldı üretim ve Türkiye'de üretimden bir kaçış vardır. Domates ihracatında da bu nedenlerden dolayı gerilemenin yaşandı.''
KIŞ, MEYVE, SEBZEYİ VURABİLİR
Yetkin, hava sıcaklıklarının ve iklimin tarımı ciddi şekilde etkilediğini belirterek, kış aylarından direkt etkilenen ürününün narenciye olduğunu söyledi.
Meyve, sebze ve zeytinin sert kış koşullarından olumsuz etkilenebileceğini kaydeden Yetkin, ''Tahıllarda bu anlamda selin dışında tehlike oluşmaz.
Hava çok soğursa tarım alanında bir takım risklerle, tehlikelerle karşı karşıya geleceğiz. Çiftçi ve üreticiler, tarım sigortasına kaydolmalı'' dedi.
SÜTTE TARİFE KONTENJANI YANLIŞ BİR UYGULAMA
Süt ile ilgili tebliğin 6 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlandığını hatırlatan Yetkin, 2011'de kullanılmak üzere süt ve süte bağlı krema ürünlerinde ithalat izni verilmesinin son derece yanlış olduğuna dikkat çekti ve Türkiye'nin hiçbir şekilde geçmişte yaşananlardan ders almadığını söyledi.
Yetkin, Türkiye'de et fiyatlarının artışının 2008'de süt ineklerinin kesilmesi nedeniyle yaşandığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Yine bunlar mı yaşansın? Bunu kabul edilemez görüyorum. Biz ayağımıza kurşun sıkıyoruz. Türkiye'de süt problemi yok, ya sen neden fiyatı düşürmeye çalışıyorsun.
Türkiye'de süt pazarı şişmiş, bu kadar zor koşullarda üretim yapılırken, bu kararın akılla, mantıkla, nizamla hiç alakası yok. Bu ülke artık hayatımda gördüğüm en kötü tarım politikaları uygulamasıdır.
Başka ülkelerin üreticilerinden alınan ürünlerle ayakta duran bir ülke haline geldik. Bu gidiş gidiş değil, benden uyarması.''