YÖK'ün ''Özgür ve Güvenli Üniversite'' çalışmasına ilişkin yapılan ve rektörlerin, rektör yardımcılarının, emniyet mensuplarının, zaman zaman öğrencilerin katıldığı toplantılarda ele alınan tedbirlerin tavsiye kararlar olduğu belirtildi.
YÖK'ün bu kararların uygulanıp uygulanmaması konusunda bir dayatmasının olmadığı, kararların üniversite yönetimince alındığı vurgulandı.
YÖK yetkililerinin ''Özgür ve Güvenli Üniversite'' çalışmasına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamaya göre, bu çalışma YÖK tarafından 2008 yılında, Akdeniz Üniversitesi'nde yaşanan olayın ardından başlatıldı.
Çalışma kapsamında üniversitelere gönderilen yazılarla, bir rektör yardımcısı başkanlığında üniversitelerde güvenlik koordinatörlerinin kurulması sağlandı. YÖK'ün organizatörlüğünde üniversitelerle bölgesel toplantılar düzenlendi.
Toplantılara, üniversite rektörlerinin, yönetiminin, güvenlikten sorumlu koordinatörlerin, emniyet mensuplarının, belediye çalışanlarının, YURTKUR ile Gençlik ve Spor Müdürlüğü yetkililerinin yanı sıra zaman zaman öğrenciler de katıldı. Toplantılarda, özgür ve güvenli üniversitenin nasıl olabileceği konuları tartışıldı ve çeşitli önerilerde bulunuldu.
Bu toplantılar sayesinde çeşitli kurum ve kuruluş mensupları ile üniversite yönetimindekilerin aynı masada oturarak birbirlerini tanımalarının sağlandığı ve aralarındaki iletişimlerinin geliştirildiği belirtildi.
-''YÖK SADECE KOORDİNATÖR''-
Sadece güvenlik konusunun ele alınmadığı toplantılarda, çevre, yurtlar, kurumsal kimlik, öğrencilerin sosyal ve kültürel faaliyetleri gibi çeşitli konular da ele alındı.
Çalışma süresince üniversitelerle zaman zaman sözlü veya yazılı iletişim sağlanarak, görüş alışverişinde bulunuldu.
Yetkililer, bu çalışmanın sadece ''güvenlik'' ile alakalı konuların ele alındığı bir toplantı olarak algılanmasının yanlış olacağını belirtti.
Toplantılarda üniversitelerde alınabilecek tedbirler üzerinde konuşulduğunu ifade eden yetkililer, YÖK'ün sadece koordinatörlük görevi üstlendiğini ve üniversitelere neleri yapıp, neleri yapmayacağı konusunda herhangi bir yaptırımda bulunmasının söz konusu dahi olamayacağını söyledi.
Güvenlik amacıyla bazı üniversitelerde polis noktalarının olduğu, bazılarının ise bunu kesinlikle kabul etmediği belirten, yetkililer konuya ilişkin, üniversitede uygulanacak kararların tamamen üniversite rektörünün sorumluluğunda olduğunu vurguladı.
YÖK'ün ''polis üniversiteye girsin, çıksın, kenarda dursun'' şeklinde talimat veremeyeceğini ifade edildi.
Haberlere konu olan ve YÖK tarafından üniversitelere gönderilen yazının yapılan toplantılarda görüşülen konuların tüm taraflara bildirilmesinden ibaret olduğu belirtildi.
Üniversitedeki uygulamaların rektörün alacağı karar ile ilgili olduğu, YÖK'ün herhangi bir dayatmasının söz konusu olamayacağının altı çizildi.
-''ÜNİVERSİTELERDE 'SERBEST ALANLAR' OLMALI''-
Yetkililer, çalışmaya ilişkin toplantılarda rektörlerden ve emniyet mensuplarından çeşitli önerilerin de dile getirildiğini ifade etti.
Buna göre, ''Üniversite içinde atlı devriyelerin gezmesi'', ''Üniversite girişinde turnike uygulaması'', ''Girişte parmak izi alınması'', ''Üniversitelerde insanların düşüncelerinin özgürce ifade etmeleri için İngiltere'deki Hyde Park'ta oluğu gibi serbest alanların olması'' şeklinde öneriler yapıldı.
Öğrencilerin ekonomik durumunun nasıl iyileştirilebileceği konusunun da toplantılarda ele alındığını söyleyen yetkililer, önerilerin toplantıya katılanların bazıları tarafından olumlu bulunurken, bazılarınca ise olumsuz karşılandığını belirtti. Yetkililer, önerilerin bazılarının ise çeşitli üniversitelerce zaten uygulandığını söyledi.
YÖK'ün, ''Üniversitelere sivil polis girmesine'' ilişkin bir kararının kesinlikle olmadığını belirten YÖK yetkilileri, rektörün izni ve bilgisi olmadan herhangi bir kurumun üniversiteye müdahalesinin söz konusu olamayacağını kaydetti.
Yetkililer, alınan kararların tamamen üniversite yönetiminin şartları değerlendirerek aldığı tedbirlerle alakalı olduğunu belirtti.
-''OLAYLARA KARIŞANLARIN SAYISI OLDUKÇA AZ''-
YÖK'ün bu çalışma kapsamında tek tavsiye kararının, ''Üniversitelerin güvenlik konusunu gündemine almaları, buna ilişkin düzenli toplantılar yapmaları'' yönünde olduğu belirtilerek, bu toplantılarla ilgili sonuç bilgilerinin zaman zaman YÖK'e gönderildiği, ancak göndermeyenlere ilişkin ise bir takip yapılmadığı ifade edildi.
Üniversitedeki olaylara karışanların oranları hakkında da bilgi veren yetkililer, ''Üniversitelerde güvenlikle ilgili olaylara karışanların ve olayların sayısı oldukça az, binde 1-2. İstanbul'da ise bu oran binde 5 düzeyinde'' dedi.
Yetkililer, üniversitede fikirlerin özgür olması gerektiği, bunun ortamın özgür olmasıyla sağlanabileceğini vurgulayarak, üniversitede güvenlik konusundan sadece kolluk kuvvetlerinin sağladığı güvenliğin anlaşılmaması gerektiğini, bilgi güvenliği, kalite güvence sistemlerinin oluşturduğu güvenlikten de söz edilebileceğini söyledi.
YÖK'ün asıl hedefinin geride kalan büyük kitlelerin demokratik haklarını kullanmaları ve seslerini çıkarmaları olduğunu vurgulayan YÖK yetkilileri, YÖK'ün bu tür çalışmalarla öğrencilerin köşesine çekilmesi ve sesini çıkartmaması yönünde bir amacının olmadığını kaydetti.