Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, ''Radyo ve televizyonların demokrasiye, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine olumlu katkı sağladığını düşünüyorum'' dedi.
Dursun, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunlarının kurduğu Siyasal Vakfınca düzenlenen ''Medya, Siyaset, Yayıncılık ve Denetim'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, yazılı basının ülkeye modernleşme ve Batılılaşma hareketleriyle geldiğini ve Osmanlı döneminde genellikle gayrimüslimlerin bu alanda faaliyet gösterdiğini söyledi.
Cumhuriyetin kurulmasının ardından, tek parti döneminde yazılı basının siyasetle uyum içinde olan bir nitelik kazandığını belirten Dursun, bu dönemde muhalif basının kendine yer bulamadığını söyledi. Çok partili hayata geçilmesiyle medyanın da kendi içinde çeşitlendiğine işaret eden Dursun, ''Siyasetteki çeşitlenmeyle basındaki çeşitlenmeler atbaşı gitmiştir'' görüşünü dile getirdi.
Dursun, 1980'lerden sonra ise egemen siyasi çizgilerden ayrılan, farklı, kendine özgü bir bakış açısının ortaya çıktığını anlattı.
Özel radyo ve televizyonların yayın hayatına başlamasıyla ilgili bilgiler de veren Dursun, bu alanın denetlenmesi amacıyla RTÜK'ün kurulduğunu söyledi.
Türkiye'de yaklaşık 250 TV kanalı ile bine yakın radyo olduğunu belirten Dursun, Türkiye'deki reklam pastasının bu kadar çok TV ve radyoyu ayakta tutmak için yeterli olmadığını ifade etti. Dursun, bu alana yatırım yapabilecek, kaliteli programlar üretip, kaliteli eleman istihdam edecek yayın kuruluşlarının var olabilmesi için sektörün ekonomik anlamda silkelenmesi gerektiğini söyledi.
TV ve radyo sayısındaki çeşitliliğin insanların kendilerini ifade etmelerine katkı sağladığını vurgulayan Dursun, şunları kaydetti:
''İçinde yaşadığımız küresel çağ giderek insanları tektipleştiriyor. Bununla birlikte yerel özelliklerimizi tektipleşmeye tepki olarak tekrar hatırlıyoruz. Böylece küreselleşirken yerelleşme gibi bir paradoks yaşıyoruz. Farklılıklarımızı başkalarına anlatacak kanallar bulmaya çalışıyoruz. Radyo ve televizyonlardaki çeşitlilik bu yerelliğin başkalarına aktarılmasında etkili oluyor. Dolayısıyla ben bu yüksek radyo ve televizyon sayısının hayırlı olduğuna inanıyorum. Radyo ve televizyonların demokrasiye, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine olumlu katkı sağladığını düşünüyorum.''