Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Balıkçılık faslının, Kıbrıs'a malların serbest dolaşımı nedeniyle müzakerelerin açılması askıya alınan 8 fasıldan biri olduğunu söyledi.
Bakan Eker, Denizcilik ve Balıkçılıktan Sorumlu AB Komiseri Maria Damanaki ve beraberindeki heyeti kabul etti. Eker, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na ait Küçük Ev'de gerçekleşen kabuldeki konuşmasında, 1967/2006 sayılı Akdeniz Tüzüğü'nün Akdeniz balıkçılık kaynaklarının korunmasıyla ilgili hükümlerinin Türkiye tarafından olumlu karşılandığını dile getirerek, Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu (GFCM) Kuralı olarak tüm Akdeniz ülkeleri tarafından uygulanmasının yararlı olacağını vurguladı. Balıkçılık kaynaklarının ortak değerler olduğunun bilincinde olan Türkiye'nin başta komşularıyla olmak üzere bölgesel ve uluslararası düzeyde kaynakların işletimine yönelik girişimleri desteklediğini ve yükümlülüklerini yerine getirmeye hazır olduğunu ifade eden Eker, ancak özellikle karasuları dışında balıkçılık koruma alanlarının oluşturulması ile ilgili hükümlerle bu kapsamdaki mekanizmaların Avrupa Birliği (AB) mevzuatı gereği bu tüzüğün uygulanmasının ötesinde bir takım endişeler doğurduğunu, Tarım ve Balıkçılık Alt Komisyonu gibi ortamlarda Türkiye tarafından dile getirildiğini hatırlattı.
Bakan Eker, Türkiye için bunun hassas bir konu olduğuna işaret ederek, bu tüzüğün AB'ye üye ülkeler tarafından da uygulanmasına ilişkin henüz tatmin edici bir bilgi almadıklarını kaydetti.
İlan edilecek bir koruma alanının başka ülkeleri etkileyecek olması durumunda Tüzükte belirtildiği üzere komşu ülkelerin mutabakatı ile ilan edilmesi gerektiğini vurgulayan Eker, tüm Akdeniz ülke bakanları tarafından 2003 yılında parafe edilen Venedik Deklarasyonu'nun 10'uncu maddesinin bu bakımdan uygun bir dayanak teşkil ettiğini belirtti.
Bakan Eker, bu amaçla komşu ülkeler arasında süreklilik arz eden teknik işbirliği başlatabileceklerini anlatarak, balıkçılık koruma alanlarının sadece balık stoklarını koruyacak teknik tedbirler olarak tanımlanamayacağını ve bu amacın ötesinde bir takım sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.
-''KOTA TAHSİSİNDE TÜRKİYE HAK ETTİĞİNİ ALAMADI''-
Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, ICCAT (Uluslararası Atlantik Ton Balkılarnı Koruma Komisyonu) konusuna da değinerek, Türkiye'nin gerek kıyı uzunluğu gerek tarihsel durumu gerekse filo büyüklüğü gibi kriterler göz önüne alındığında hak ettiği kotayı şimdiye kadar alamadığına işaret ederek, bu durumun Türkiye tarafından bir çok toplantıda dile getirildiğini vurguladı. Eker, AB'nin Kasım 2010'da Paris'te yapılacak ICCAT Komisyon Toplantısında kota dağılımı sırasında 2003 yılındaki kota tahsisinde dikkate alınan 1993-1994 yılı üretim miktarlarının Türkiye için de esas alınması konusunda Türkiye'yi destekleyici bir tutum sergilenmesini beklediklerini ifade etti.
Türkiye'nin Karadeniz'de 1965 kilometre kıyı şeridine sahip olduğunu belirten Eker, Türkiye'nin Karadeniz balıkçığında toplam su ürünleri üretiminin yüzde 80'ini gerçekleştiren en büyük paydaş olduğunu anlattı.
Bakan Eker, Karadeniz balıkçılığının bu denize kıyısı olan ülkelerin ortak olarak belirleyeceği kurallar çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret ederek, Romanya'nın Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler arasında toplantı yapılması önerisini hatırlattı ve öneriyi AB'nin de kabul etmesi durumunda toplantının 31 Ekimde Trabzon'da düzenlenecek ''Uluslararası Karadeniz Günleri'' etkinlikleri kapsamında yapılabileceğini belirtti.
-''BALIKÇILIK FASLI SİYASİ SEBEPLE MÜZAKERELERE AÇILMIYOR''-
Bakan Eker, Balıkçılık Faslının, Kıbrıs'a malların serbest dolaşımı nedeniyle müzakerelerin açılması askıya alınan 8 fasıldan biri olduğunu vurgulayarak, ''Bu siyasi sebep dolayısıyla bilimsel esaslara dayanan ve teknik uyum gerektiren Balıkçılık Faslı ile ilgili ilerleme raporlarında Türkiye'nin balıkçılık müktesebatını tam olarak uygulayacak bir tutumda olmayacağının ifade edilmesini haksız bir yaklaşım olarak değerlendirdiğimizi ifade etmek isterim'' dedi.
-''TÜRKİYE BÜYÜK BİR OYUNCU''-
Denizcilik ve Balıkçılıktan Sorumlu AB Komiseri Maria Damanaki ise, Türkiye'nin gerçekten büyük ve önemli bir ülke olduğunu belirterek, ''Türkiye, uluslararası ortamda çok büyük bir oyuncu ve bizim önemli bir müttefikimiz'' dedi.
Damanaki, Komisyonun Türkiye ile yürütülen katılım müzakerelerinin devam etmesi için her türlü çabayı göstereceğini ifade ederek, bunun, tüm tarafların stratejik menfaatine olduğunu ve AB tarafında tüm engellerin aşılması yönünde çok iyi bir niyet olduğunu vurguladı.
Türk Hükümetini özellikle Referandum konusunda tebrik eden Damanaki, referandum sonuçlarının oldukça teşvik edici olduğunu ve hükümetin referandumdan güçlü bir şekilde çıktığını söyledi.
Damanakı, güçlü bir hükümetin bundan sonraki aşamalarda da adım atmak konusunda güçlü kararlar alabileceğini ifade ederek, hükümetten beklentilerinin artık daha fazla olduğunu anlattı.
Balıkçılık Faslı'nda kurumsal uyumlaşma ve ek protokol olmak üzere iki açılış kriteri bulunduğunu belirten Damanaki, Ek Protokol'ün siyasi bir konu olduğuna işaret etti.