Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ''İzmir'i yöneten arkadaşlarımız turizm sektörünün öneminin farkına varmazlarsa, Ankara'dan biz hiçbir şeyi sonuca erdiremeyiz'' dedi.
Bakan Günay, İZTO Meclis Salonunda düzenlenen İzmir Turizmi İçin Acil Zirve Programı'nda, turizme ilişkin tüm sorunların Ankara'dan çözülemeyeceğini, İzmir'deki yerel yöneticilerin de sorunların çözümüne dahil olması gerektiğini belirtti. İzmir'deki 20 ilçenin turizmle doğrudan bağlantısı olduğunu dile getiren Bakan Günay, buna karşın İzmir Turizmi için Acil Zirve Programı'na az sayıda belediye başkanının katıldığını ifade etti.
Turizm sorunları ele alınırken, konunun sahiplerinin de toplantıya katılması gerektiğine işaret eden Ertuğrul Günay, şunları kaydetti:
''Burada konuşulan bazı konular global düzeyde benim konum. Ama otopark meselesini Ankara'dan çözemem, kruvaziyerden çıkanların sorunlarını Ankara'dan çözemem. Ören yerinin temizlik sorununu Ankara'dan çözmesini bekliyorsak, bunlar geçti. Türkiye'yi artık yerinden yönetmeye çalışıyoruz. Doğrudan doğruya halkımın göreve getirdiği arkadaşlar turizmin öneminin ayrımında değiller. Turizm sektörü çok önemli. Sadece turizm sektöründe çalışanların işi değil, 40 meslek örgütünü de yakından ilgilendiriyor. Turizm sektörü sanayi ve teknikten çok farklı. O sektörde çalışanların hayatı değişmiyor, hayat kalitesi yükselmiyor, ama bir turizm işletmesi hem topluma, hem ekonomiye katkı veriyor. Toplam yaşam kalitesini yükseltiyor. İzmir'i yöneten arkadaşlarımız turizm sektörünün öneminin farkına varmazlarsa, Ankara'dan biz hiçbir şeyi sonuca erdiremeyiz.''
-MÜZEKART UYGULAMASI VE HEDİYELİK EŞYA SATIŞ MAĞAZALARI-
Vatandaşların 20 lira ücret karşılığında müzekart alarak, Türkiye'nin neresinde olursa olsun bakanlığa bağlı müzelere ücretsiz girebildiğini anlatan Bakan Günay, bakanlık olarak müze ve ören yerlerindeki hediyelik eşya satış mağazalarına yönelik olarak da çalışma yaptıklarını söyledi.
Satış mağazalarını yenilediklerini, 60 yerde de yeni mağaza açtıklarını ve ciddi kaynak elde ettiklerini vurgulayan Bakan Günay, mağazalarda dünya gelişmelerine uygun sertifikalı ve Türkiye'ye özgü ürünlerin satışa sunulduğunu ifade etti.
Bakan Günay, şu bilgiyi verdi:
''Yılda 3 milyon lira kar getirisiyle sözleşmeyi yaptık. Sadece müzelerde değil, havaalanları da dahil olmak üzere 70-80 yerde satış mağazamız oldu. Selçuk'ta açamadık. Bazı belediye başkanı arkadaşlarımız oradaki satıcıların oyunu hesaba katıp bu nitelikli satış mağazalarının açılışını engelliyor. Biz oradaki mağazalara da yüksek rekabet getirmeyi amaçlıyoruz. Bazı yerlerde belediye başkanları çok yardımcı oluyor, bazı yerlerde küçük oy tenezzülleriyle hareket ediyorlar. Bunlardan biri de Selçuk'tur.''
Bakan Günay, Türkiye'deki müzeleri özelleştirmediklerini, hizmetleri özelleştirdiklerini de dile getirdi.
-MÜZE OLARAK KULLANILAN ÖREN YERLERİNDE İBADET-
Toplantıya katılan bir sektör temsilcisinin müze olarak kullanılan ören yerlerinde ibadet yapılmasına karşı olduğu yönünde eleştiride bulunduğunu belirten Bakan Günay, müze olarak kullanılan ibadet yerlerine başka fonksiyonlar yüklemediklerini kaydetti.
Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Biz inanca saygının gereği olarak yılda bir, iki gün insanların ibadetlerine izin veriyoruz. İnsanların birbirine bu kadar hoşgörü göstermesinde fayda var. İnsanlar, kendi kendine korsan gösteri yapacağına, devletin müsaadesiyle inancının gereğini yerine getirsin. Yılda bir gün, bir saat bir ayin yapsa bundan ne zarar gelir? Hiçbir zarar gelmez. Örneğin Trabzon'da, Maçka'da inanılmaz ilgi oluşmaya başladı. Türkiye AB yolunda ilerleyen bir devletse, korkulardan, yasaklardan, tabulardan kurtulmamız lazım. Müze ve ören yerlerimizi ibadete açıp kilise ve cami haline getirmiyoruz. Yılda bir defa insanlar yakarış yapmak istiyorsa kavga, tahrik sözleri söylenmesinin, savaş çığlığı atılmasının anlamı yok.''
İzmir'deki İnciraltı bölgesi için İzmir Büyükşehir Belediyesiyle planlama çalışması yaptıklarını, ancak bazı odaların hukuk sürecine gittiğini ve yürütmeyi durdurma kararı aldırdığını ifade eden Bakan Günay, ''İzmir'de turizm konuşuyorsak, baro da olsun. Hiçbir ilde toplantılara katılmıyorlar. Hiçbir ilde bir adım atmamıza da izin vermiyorlar. Topyekun yaşam kalitesinin yükselmesi, sadece bakanın sorunu değil, hepimizin sorunu'' dedi.