Şapka taktığı için sınıftan atılan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Zeynep İncekara, Zaman'a konuştu, "Mezun olmadan sorunun çözüm sürecine girmesi ümit verici" dedi.
Nuriye Akman'ın röportajı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi Zeynep İncekara, 1991 doğumlu. İlkokul birinci sınıfı atlayıp ikiden başladığı ve liseyi üç yıl okuduğu için bugün sınıfının en genci. Annesi ev hanımı, babası harita mühendisi. Üç çocuklu ailenin başörtüsü yasağı ile karşılaşan ikinci bireyi. Ablası da imam hatip lisesinde iken başörtüsü yasağı yüzünden okula devam edemeyince sınıfta kalmış ve daha sonra kız lisesine devam etmiş. Yasaklar sürünce üniversiteye gidememiş. Şimdi uzaktan eğitim veren özel bir üniversitede eğitim görüyor. Ancak okuduğu okulun verdiği diploma Türkiye'de geçerli olmadığından mağduriyeti devam ediyor. Zeynep, basınla çok muhatap olmayı, çok göz önünde bulunmayı tercih etmiyor. İlk ve son defa cevap verdi sorulara...
İlk ne zaman başında şapka varken dersten atıldın?
2009 yılı Kasım ayında klinik mikrobiyoloji dersinde hocam şapkamı çıkartmamı istedi. Şapkayı yasaklayan bir hüküm olmadığını söylediğimde çıkmam gerektiğinde ısrar etti. Arkada olduğum için öne gelip konuşmak istediğimi söyledim. Buna izin vermedi ve yine dışarı çıkmamı istedi. Ben de çıkmak zorunda kaldım. Daha sonraki günlerde de aynı muamele ile karşılaştım. Hatta bir hocamız "Ben camiye şortla girebiliyor muyum ki sen bu şekilde karşımda oturuyorsun?" dedi. Hatta bir defasında dersten çıkmadığımız için hoca öyleyse ben çıkarım diye dersi iptal etti. Şikayetçi oldum.
Kendi başına mı karar verdin?
Önce bir avukata haklarımı sordum ve bana yapılanın hukuksuz olduğunu öğrendiğimde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na ve Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı'na yazı ile müracaat ettim. Derse girmediğim için devamsızlıktan kalacağımı, okuluma devam etmek istediğimi beyan ettim. Eğer sınıfa girmem suçsa bunu gerektiren yasanın bana bildirilmesini, yok değilse beni dersten çıkartan hocalar hakkında soruşturma açılmasını beyan ettim. Hatta uluslararası sözleşmeler gereği yasağın kalkması gerektiğinden bahsettim.
YÖK, kararından sonra durum sence ne aşamaya geldi?
Zaten şu an üniversitemizde genel olarak böyle bir sorun yok. Öğrenciler başı açık, örtülü, şapkalı ya da bereli fark olmaksızın eğitim görebiliyorlar. Bu da yasağın kalkmasının aslında hiç sorun olmayacağını ispatlıyor. Bunun için kapıdaki görevlilere bu yönde talimat verilmesi yeterli olacak.
Şapkalı ya da başörtülüler derslerde başka nelerle karşılaşıyor?
Bir derste konumuz bir mantar türü olan şapkalı mantarlardı. Şapkalı bir arkadaşımın yanındaki asistan 'şapkalı mantar' demiş. Arkadaşım da hemen üstüne alınmış sonra konunun kendisi ile ilgili olduğunu fark etmiş. Ondan sonra bizim arkadaşlar arasında lakabımız şapkalı mantarlar oldu. Bir defasında sözlü sınav vardı. Sınava girdiğimde başka bir hoca kafandaki çıkar dedi. Ben de bu şekilde girişimin yasak olmadığını söyledim ve YÖK'ün, şapkanın hukuki durumunu soran bir öğretim görevlisine verdiği cevabı kendisine okudum. Hoca bunun üzerine şapkanın yasak olmadığını kendisinin de bildiğini ancak prensip olarak bu şekildeki bir öğrenciyi sınava alamayacağını söyledi. "Girersen ya not vermem ya da notunu düşürürüm. O yüzden sen başka bir hocadan derse gir." dedi. Ben de başka bir hocadan ders almak durumunda kaldım.
CHP'nin yumuşayan tavrından umutlu musun?
Aslında bütün siyasi partilerin artık yasağın kalkması gerektiğine dair tutumlarından memnunum. Sonuçta yasak başladığında ben ilkokuldaydım. Bunun ben mezun olmadan gerçekleşmiş olması umut verici. Sonuçta partiler de bu yasak ve ayrımcılıktan zarar görüyor. Artık her şeyin normalleşmesini ve eğitimime devam etmeyi umut ediyorum. Umudum bunun diğer öğrencilere de yansıması.
Mezuniyet sonrası için planların ne?
Ben tıp fakültesini bitirdiğimde afetlerde görev yapan tıp organizasyonlarında çalışmak istiyorum. Ailemde doktor olmadığı için hem ailemi gururlandırmak hem de başkalarına yardımcı olmak istiyorum.
Başörtümü çıkarmak çok ağır geliyordu
Neden şimdi şapka kullanmak istemiyorsun? Daha önce yasak kesin olarak uygulanırken, her defasında lavaboya girip başörtümü çıkartıp şapka ya da başka bir şey kullanmak bana çok ağır geliyor. Psikolojim altüst oluyor. Bu nedenle artık bu tarz bir çözümü tercih etmiyorum. Ben okula çok uzun bir zaman düzenli olarak gitmedim. Sadece devam zorunluluğu olan derslerde kendimi zorladım, çünkü kendi okulumda kendim gibi hissedemiyordum. Benim okul yemekhanesine ve kütüphanesine ilk defa girmem üç sene sonra oldu. Ancak o zaman kendimi bir öğrenci gibi hissettim. İlk defa şekilden şekle girmeden, kapılarda, lavabolarda değişmeden, olduğum gibi derse girmek benim için çok önemli bir olaydı.
Sence artık bu sorun fiili olarak çözüldü mü?
Bence çözülme yoluna girdi. Çünkü artık öğretim görevlisi öğrenciyi dersten çıkartamayacak. Bu durumda diğer üniversitelerin de aynı şekilde yasağı kaldırması mümkün olacak. Çünkü arkadaşlarım ve akrabalarım arasında halen aynı sorunu yaşayan çok fazla insan var. Onlar için bu kararın çok önemli olduğunu düşünüyorum.
(Zaman)