Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, ''Türkiye tohumda İsrail'e bağımlı'' şeklindeki sözlerin bir şehir efsanesi olduğunu belirterek şunları söyledi.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, ''Türkiye tohumda İsrail'e bağımlı'' şeklindeki sözlerin bir şehir efsanesi olduğunu belirterek, hububat ve bakliyat tohumlarının neredeyse tamamının yurt içinde üretildiğini, hibrit tohum ithalatının sadece yüzde 6'sının İsrail'den gerçekleştirildiğini bildirdi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, Tunus Tarım, Su Kaynakları ve Balıkçılık Bakanı Abdessalem Mansour'la yaptığı görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin ''YÖK Başkanı (Yusuf Ziya Özcan) İsrail'den gelen domates tohumlarının içine gen yerleştirilerek bir ulusun yok edilebileceğini iddia etti.
Böyle bir şey mümkün müdür?'' şeklindeki sorusu üzerine Eker, konunun bilimadamlarına bırakılması gerektiğini, YÖK Başkanı'nın da üniversitelerdeki bilimadamlarının tarım ve tohum konusunda biraz daha gayret sarfetmeleri gerektiğine işaret ettiğini düşündüğünü söyledi.
YÖK Başkanı tarafından verilen bilgilerin düzeltilmeye ihtiyacı olduğuna da işaret eden Eker, zira Türkiye'de bugüne kadar bin 710 çeşit tohum geliştirildiğini, bunun yüzde 50'sinin Tarım Bakanlığı uzmanları tarafından, yüzde 40-45'inin özel sektörün adaptasyon çalışmaları sonucu, sadece yüzde 5'inin de üniversiteler tarafından geliştirildiğini kaydetti.
Türkiye'de kullanılan hububat tohumluklarının yüzde 98'i, bakliyat ve çeltiğin yüzde 100'ünün Tarım Bakanlığı uzmanları tarafından geliştirilen yerli ürün olduğunu vurgulayan Bakan Eker, şöyle konuştu:
''Burada herhangi bir sorun yok. Peki konuştuğumuz nedir? İnsanların zihninde şöyle bir şey var. 'İsrail tohumu' falan... Biz bir miktar hibrit sebze tohumu ithal ediyoruz.
Bu ithalatı da son 7 yıldır yaptığımız çalışmalar sonucu çok ciddi düşürdük. Bugün tarlada yetiştirilen sebzelerin çok büyük bir kısmı yerli tohum üretimi.
Sadece seralarda yetiştirilen ürünlerin tohumluklarının bir kısmı ithal. Bunun içinde de İsrail'in payı sadece yüzde 6.
(İsrail tohumu, İsrail tohumu) diye herkes konuşuyor. Ben size Dış Ticaret Müsteşarlığının rakamlarını vereyim. Türkiye 2009 yılında İsrail'e 142 milyon dolarlık tarım ürünü ihracatı gerçekleştirmiş.
27 milyon dolarlık da İsrail'den tarım ürünü ithalatı yapmış. Bizim sattığımız ürünlerin içerisinde tohum da var. Şimdi siz bunları görmezden gelip topluma (efendim Türkiye muhtaç, üretemiyor, bağımlı)derseniz, bunlar doğru değil.
Maalesef enformatik kirlilik var. Bir şehir efsanesi gibi laf söyleniyor. Ondan sonra herkes o sözü ezberliyor, herkes o sözü tekrarlıyor''
Dünyada hiçbir ülkenin sadece mal satmadığını, ticarette satmak kadar, almanın da doğal olduğunu ifade eden Eker, ''İş Türkiye'ye gelince İsrail tohumu. Türkiye'nin bu şekilde gündeme gelmesini de doğrusu yadırgıyorum. Sonuçta ticaret yapıyorsunuz, ulusal çıkarlarınız neyi gerektiriyorsa onu yaparsınız'' dedi.
TARIMSAL TİCARETTE 2,5-3 MİLYAR DOLAR FAZLA
2009 yılında Türkiye'nin dünyaya yaklaşık 11,5 milyar dolarlık tarımı ürünü ihraç ettiğine işaret eden Tarım Bakanı, yapılan ithalat içinde de daha çok hammadde bulunduğunu bildirdi.
Eker, ''Türkiye 11,5 milyar dolarlık tarım ürünü ithal ediyor ve turistlerle birlikte yaklaşık 100 milyon insanın da karnını doyuruyor. İthalatı ihracatından fazla değil. Türkiye'nin yaklaşık 2,5-3 milyar dolar dış ticaret fazlası var tarım ürünününde'' diye konuştu.
Bu tür söylemlerde insanları yedikleri ve içtikleriyle sorunlu hale getirmemek gerektiğini de ifade eden Eker, ''Tarımsal araştırmalara her türlü desteği veriyoruz.
Ama insanları yediklerinden korkutmanın da bir manası yok. YÖK Başkanımızın üniversitelerdeki bilimadamlarını biraz daha motive etmek için onu söylediğini düşünüyorum. Çünkü söylediği bilgiler bizim bilgilerle pek örtüşmüyor'' dedi.
DOMATES FİYATLARI DÜŞER
Domates fiyatlarının sorulması üzerine Eker, domates fiyatlarındaki yüksekliğin tamamen mevsimsel olduğunu ve önümüzdeki ay sera ürünlerinin devreye girmesiyle fiyatların düşeceğini düşündüğünü söyledi.
ENERJİ İÇECEKLERİ
Trabzon'da iki kutu enerji içeceği içen bir gencin öldüğünün hatırlatılması üzerine Eker, otopsi raporu olmadan bir şey söylemenin mümkün olmadığını, çünkü ölümün nereden kaynaklandığının bilinmediğini kaydetti.
Türkiye'de satılan enerji içeceklerindeki kafein oranının bir koladaki kafein oranından daha yüksek olmadığına dikkat çeken Eker, ''Dolayısıyla onu bununla ilişkilendirmek bu safhada henüz çok erken. Ölüm nedeni çıksın, ondan sonra konuşulur bu konu'' dedi.