Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe, Savarona yatında yaşanan olayları duyduğunda büyük üzüntü yaşadığını belirterek, yatın devlet mülkiyetinde olması gerektiğini söyledi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Adatepe, Savarona günlerinde Atatürk'ün yanında olduğunu ve yatla ilgili birçok anısı bulunduğunu belirtti.
Savarona'nın planlanandan geç ulaştığını ve gelişinin Atatürk'ün hastalığının ilerlediği günlere denk geldiğini ifade eden Adatepe, şunları anlattı:
''Çok hastaydı o zaman. O'nu, oyuncağını bekler bir çocuk gibi bekliyordu, ama biraz geç geldi. Maalesef Atatürk çok hastaydı, orada istediği kadar gezemedi. Savarona'da hastalığı gittikçe arttı. Orada onunla beraberdim, çok anım var, bu yüzden Savarona benim için çok kutsal. İsterdim ki, hiçbir zaman satılmasın, kiraya verilmesin, daima devletin malı olarak kalsın ve onu bir müze olarak saklasınlar ama bu olmadı maalesef. Hadiseyi duyduğumda çok büyük üzüntü duydum, içim sızladı.''
Adatepe, hastalığına rağmen Atatürk'ün Savarona'da her gün kendisini yanına çağırdığını, kendisinin de ''Atatürk'ün saçlarını karıştırıp, ona masallar okuduğunu'' ifade ederek, küçük olmasına ve ölümü bilmemesine rağmen, Ata'nın hasta olmasının ve yatmasının kendisini çok üzdüğünü belirtti.
Ülkü Adatepe, Atatürk'ün yanında olmadığı zamanlar yatta dolaştığını, çevreyi gezdiğini dile getirerek, yatla ilgili bir anısını şöyle anlattı:
''Yata denizaltı bağlıydı. Sürekli durduğu için yata elektik ve su veriyordu, oradan beni çağırmışlardı. Kimseye söylemeden indim, Atatürk beni çağırtmış, bulamayınca telaşlanmışlar, denize düştüm zannetmişler, kıyamet kopmuştu. Belki kısa bir zaman geçirdik, ama çok güzel hatıralarım var.''
Savarona'nın devlete ait olması gerektiğini ifade eden Adatepe, ''Kişi mülkiyetine geçmesi ve elden ele dolaşması hoş bir şey değil. Buna devlet sahip çıkmalıydı ve ben çıkacağına inanıyorum'' diye konuştu.
Türkiye'nin birçok yerindeki okullara 20 yıldır giderek gençlere Atatürk'ü anlattığını belirten Adatepe, Atatürk'ün çocuk ve millet sevgisinin yapmacıklıktan uzak, sahici olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
''Çok büyük bir çocuk ve millet sevgisi vardı, her devlet adamı milletini Atatürk kadar sevmemiştir. Milletini, yurdunu kendisini hiç düşünmeden sevmiş bir devlet adamıdır. Çok samimi olduğu için, karşısındaki de onu aynı şekilde sevmiştir. Savaş boşuna kazanılmadı. Atatürk milletini, milleti de Atatürk'ü hakikaten çok seviyordu. Onun için hiç düşünmeden ölüme gittiler. 'Size ölmeyi emrediyorum' dedi ve kimse bir saniye tereddüt etmedi, bu vatan öyle kazanıldı. Tüm söylediklerinde samimiydi ve tüm söylediklerini de yaptı.''