Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt,'Bankalar hizmetleri verebilmek için birçok yatırım yapıyor. Herkes soyguncu diye addediyor. Türk halkı, hizmeti elle tutamadığı için komisyonlara tepki gösteriyor'' dedi.

Akkurt, sektörde son zamanlarda tartışılan konulara ilişkin yaptığı açıklamada, bankaların uyguladığı ücret ve komisyonların ''yüksek olduğu'' yönündeki eleştirilerle ilgili olarak, her kişiye ve firmaya göre bu fiyatların serbest piyasa kuralları çerçevesinde değişebileceğini söyledi.
Bir müşteri gelip de sadece bir hizmet kullanıyorsa, çok verim sağlamıyorsa ona göre bir fiyat ayarlaması yapıldığına dikkati çeken Akkurt, şöyle devam etti:

''Bundan doğal bir şey yok. Çünkü bankalar, bu hizmetleri verebilmek için birçok yatırım yapıyor. Herkes de bunları soyguncu diye addediyor. Türk halkı, hizmeti elle tutamadığı için bu komisyonlara tepki gösteriyor.

Çünkü yıllarca Türk bankacılık sistemi komisyon almadı. Öyle bir uygulaması yoktu. Bunları almaya başlayınca tepki göstermeye başladılar. Şimdi bir de bankaları eleştirmek moda. 'Bankaların karlarını nasıl kırpabiliriz' diye... Ama bir şey unutuluyor.

Özellikle şu anda sistemde mevcut olan bankalar için söylüyorum, hiçbir banka elde ettiği karı sahibi olduğu kuruluş veya kişilere vermek için çekmiyor.

Bankanın içinde tutuluyor. Banka, sürekli sermaye emen bir kuruluş. Bu durumda ne oluyor? Bünyede kalan bu karlar, daha sonra kredi olarak dönüyor.

Her 1 lira 8 liralık kredi olarak dönüyor. Bu galiba pek anlaşılmadı veya biz anlatamadık. Sonuçta bu bankaların karlılığı nedense rahatsızlık yaratıyor.

Türkiye'de bankaların koyduğu kadar sermayeyi acaba kaç tane kuruluş koyuyor ki bu kadar kar edebilsinler?''

MUNZAM KARŞILIK

Merkez Bankası'nın munzam karşılıkların artırılması kararına dair de Akkurt, ''Bence bunun arkasında şu yatıyor; Türkiye çok hızlı büyüdü. 11, arkasından 10...

Özellikle iç talepten gelen bu büyümenin bir şekilde soğutulması amacıyla yapıldığını düşünüyorum. Isınan bir ekonomi, ama bence biraz daha beklenebilirdi'' yorumunu yaptı.

IMF VE İRAN KONUSU...

Akbank Genel Müdürü Akkurt, IMF'nin Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 25 ülkenin finans sistemini kontrol etme kararıyla ilgili olarak ise Avrupa'nın 7., dünyanın 17. büyük ekonomisi olmasından dolayı Türkiye'nin artık önemli bir oyuncu haline geldiğini vurgulayarak, ''Sadece kendini uluslararası platformlarda anlatamama problemi var.

Bu hala devam ediyor. Bu, kendimizi biraz küçük görmekten kaynaklı. IMF'nin bu kararını, 'ben kontrol edeceğim, göreceğim, bakacağım', elemanlarını Türkiye'ye oturtup 'ne oluyor, ne bitiyor' şeklinde algılamamak gerekiyor.

Bu karar, 'Ben gelip Türkiye ekonomisini takip edeceğim' yönünde bir yaklaşım tarzıdır. O da Türkiye'ye verilen önemi gösteriyor. Herhalde dünyanın 17. büyük ekonomisini yakından izlemek kadar doğal bir olay olamaz'' şeklinde konuştu.

İran konusuyla ilgili de Ziya Akkurt, şunları kaydetti:

''İran'ın nükleer programdan dolayı uluslararası işbirliğine yaklaşmaması, onların normlarını, standartlarını kabul etmemesi sebebiyle önce Amerika'dan çıkan, ardından Avrupa'da, sonrasında da BM'de onaylanan ve karara varılan yaptırımların sonucudur.

İran, bu şekilde ekonomik olarak köşeye bir anlamda sıkıştırılmaya ve bu kurallara uymaya zorlanmaktadır. BM'nin üyesi, AB, Amerika ile yakın, bu anlaşmaya imza atmış bir ülkenin bunların dışında hareket etmesi mümkün değil.

Biz de bu ülkenin bir parçası olarak kurallara uymak zorundayız. Biz uysak da uymasak da kullandığımız para birimleri, özellikle dolar ve avro olduğu zaman zaten yurtdışında el konuluyor.

Alınan kararların en büyük özelliği, artık sadece tespit edilen bankaların değil, şirketlerin dahi bundan sonra kara listeye alınıp hiçbir işlem yapmalarına izin verilmeyecek olması. Bunu bankalar kötü birşey yapıyormuş gibi ortaya koymak doğru değil.''

Ziya Akkurt, dünya ekonomisine dair de ''Kriz sonrasında 'dolar battı, Amerika öldü' diyorlardı. Dolar da Amerika da duruyor. Sonra 'avronun sonu geldi, AB'nin sonu geldi, AB dağılıyor' deniyordu.

O da olmadı. Bence çift dip, dedikodulardan ibaret. Tabii ki dünya ekonomisi yavaş ilerliyor, yeni bir döneme giriliyor, yeni bir dünya düzeni kuruluyor. Bunlar normaldir.

Bu çerçevede Türkiye de yerini alıyor. Dünyada gelişmekte olan piyasalar, gelişmiş piyasalara göre daha hızlı büyüyor. Çünkü artık güç, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kayıyor'' değerlendirmesi yaptı.