CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol’a 12 Eylül 2009’da Ankara’da kırmızı ışıkta geçtiği için 128 lira para cezası kesildi. Karara itiraz edilince mahkeme dokunulmazlık gerekçesi ile cezayı kaldırdı. Karar artık emsal oldu...
Anadol, ise o tarihte İzmir"de olduğunu söyleyerek cezaya itiraz etti. Ankara 8. Sulh Ceza Mahkemesi "dokunulmazlık" gerekçesiyle cezayı iptal etti.,
Pek çok sürücünün yakındığı "gıyabında kesilen ve sonradan tebliğ edilen" trafik cezası uygulaması, ilginç bir yargı kararına yol açtı.
Dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmaları sürerken mahkeme kararıyla bir milletvekiline şimdi de "trafik cezası dokunulmazlığı" geldiği ortaya çıktı. İlginç mahkeme kararına yol açan olay şöyle gelişti....
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol"un özel aracına 12 Eylül 2009"da Ankara"da trafik suçu işlediği gerekçesiyle ceza kesildi. Ceza tutanağında Anadol"un otomobilinin 12 Eylül 2009"da Ankara İli Keçiören ilçesi Bağlarbaşı mahallesi Gelendost kavşağında kırmızı ışığı ihlal ettiği belirtildi.
Anadol ise, o tarihlerde aracının Ankara"da değil İzmir"in Karşıyaka ilçesinde Atakent"te bulunan evinin otoparkında olduğunu belirterek bu cezaya itiraz etti ve olay mahkemeye taşındı.
Cezaya itiraz eden Anadol, dilekçesinde 06 KA 090 plakalı Wolkswagen aracının 12 Eylül 2009"da ceza aldığına işaret ederek o tarihte TBMM"nin tatile girdiğini ve aracını İzmir Karşıyaka"daki evinin otoparkına bıraktığını öne sürdü.
Anadol"un itirazı mahkeme kararına şöyle yansıdı: "Kemal Kıvılcım Anadol, söz konusu aracın trafik suçunun işlendiği iddia edilen 12 Eylül 2009 tarihinde de otoparkta olup Ankara İli Keçiören ilçesi Bağlarbaşı mahallesi Gelendost kavşağında hiçbir şekilde trafiğe çıkmadığı, ayrıca ceza tutanağı tebligatının usule uygun yapılmadığını, 7 gün geçtikten sonra yapıldığını belirterek idari yaptırım kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir."
128 lira para cezası
Ankara 8. Sulh Ceza Mahkemesi Anadol"un gerekçesini inceledikten sonra 1 Aralık 2009"da ilginç bir karara imza attı. Mahkeme Hakimi Ali Yüksel, Kemal Anadol"un 2007 yılında milletvekili seçildiğinin TBMM tarafından bildirildiğini belirterek kararda şu ifadelere yer verdi:
"TC Anayasası"nın 83/2 maddesi gereğince milletvekilleri hakkında işlem yapılamayacağından tutanak bu nedenle hukuka aykırı olduğundan 5326 sayılı Kabahatlar Kununun 28/8-b. maddesi gereğince idari yaptırım kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir."
"Hüküm" bölümünde ise, yine aynı madde gereğince milletvekili hakkında işlem yapılamayacağının altı çizilerek, "Bu nedenle hukuka aykırı olduğundan tutanak ile düzenlenen 128 TL idari para cezası hukuka aykırı olduğundan "İdari yaptırım kararının kaldırılmasına" dosyanın bir nüshasının Ankara Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü, Yeğenbey Vergi Dairesi"ne gönderilmesine, dosyanın TBMM Başkanlığı"na gönderilmesine karar verilmiştir" denildi. Mahkeme 1 Aralık 2009"da kararı kesinleştirdi.
83. madde ne diyor?
"Yasama dokunulmazlığı"nı düzenleyen Anayasa"nın 83. maddesinin ikinci paragrafı şöyle: "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis"in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.
Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14. maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır.
Yetkili makam, durumu TBMM"ye bildirmek zorundadır. Seçiminden önce veya sonra verilmiş ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez."
Maalesef emsal oldu!
KEMAL Anadol, mahkemenin kararıyla ilgili VATAN"a şunları söyledi: "Benim bir makam aracım, bir de özel aracım var. Söz konusu tarihlerde İzmir"e aracımla gittim, otoparka park ettim.
Sonra makam arabam geldi ve İzmir"de temaslarımı bu araçla yaptım. Hem bana tahsis edilen hem de özel aracım aynı tarihte İzmir"deydi. Ankara"ya döndüğümde bana bir ceza geldi.
Keçiören"de kırmızı ışıkta geçmişim. 128 lira para cezası. Versen de olur. Ama kendime saygım kalmayacak. Çünkü Ankara"-da bile değilim.
Trafik işlerine bakan Emniyet Genel Müdür yardımcısına gittim ve "Bu ne, yanlış okuyamaz mı?" dedim. "Olmaz deyince" sorunun çözülmeyeceği anlaşıldı ve dava açtım.
Çünkü çok haklıyım. Ama hakim almış dosyayı "Bu dokunulmazlığa girer, vekillin aracına ceza yazılmaz demiş. Benim böyle talebim yok.
2002"den beri "Dokunulmazlık kalksın diye bağıran bir partinin grup başkanvekiliyim. Dokunulmazlığım var ceza yazılmaz diyebilir miyim? Ama hakim böyle karar vermiş.
Bu da da emsal oldu. Polisler ceza yazmıyor. Ancak müsebbibi ben değilim hakim. Ben hakimin bu kararı dokunulmazlık nedeniyle almış olmasını doğru bulmuyorum.
Hakimin benim iddialarımı araştırması lazımdı. Ki çok sayıda tanık ve delil ortaya koymuştum."
Onlarda böyle...
Avrupa ülkelerinin hiçbirinde milletvekillerine trafikte özel bir ayrıcalık tanınmıyor. Özellikle İngiltere"de vekiller bir trafik suçu işlediklerinde bu haber ve aldıkları ceza mutlaka gazetelerin birinci sayfasında yer buluyor.
Bu haberlerin gazetelerde büyük başlıklarla yer bulmasını polis de destekliyor. Bu şekilde "kimseye ayrıcalıklı uygulama yapılmıyor" mesajı verilmek isteniyor.
İNGİLTERE: İşçi Partisi"nin iktidarda olduğu 2007 yılında partinin genel başkan yardımcısı Harriet Harman, iki kez üst üste trafikte aşırı hız yaptığı gerekçesiyle polisten ceza yedi.
Harman hem ehliyetini kaptırdı hem de 400 sterlin para cezası aldı. Ayrıca Başbakan Gordon Brown"dan dikkatsizliği için özür diledi.
ALMANYA: 2009 yılında Almanya"da, aşırı hız nedeniyle trafik cezası yiyen Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Ulaştırma Bakanı Oliver Wittke, görevinden istifa etti. Oliver Wittke, yaptığı yazılı açıklamada, ceza nedeniyle ulaştırma bakanı gerekli olan örnek kişi rolüne sadık kalamayacağını belirterek, görevi bıraktığını söyledi.
AVUSTRALYA: Ulaştırma Bakanı Rachel Nolan"ın milletvekili seçildiği 2001 yılından 2009 yılına kadar 5 kez trafik cezası aldığı ulusal basın tarafından ortaya çıkarıldı.
Kadın bakan gazete haberlerinden sonra "Hata yaptım cezamı kestiler, bundan sonra görevim gereği çok daha dikkatli davranacağım" açıklamasını yaptı.
KANADA: British Columbia bölgesi Adalet Bakanı John van Dongen, hız limitini aşarak araç kullandığı gerekçesiyle 4 ay süreyle ehliyetini kaptırmasının ardından, "Sorumluluğumu kabul ediyorum. Verilen ceza doğru" açıklamasını yaptı.
Hakim: Teknik bir karışıklık var
Kemal Anadol"un açtığı davayla ilgili Anayasa Komisyonu Başkanvekili Ayhan Sefer Üstün VATAN"a, şu değerlendirmeyi yaptı: "Eğer AKP"-den bir kişi böyle bir dava açsaydı kıyamet kopardı.
Ancak davayı Sayın Anadol açtı. Burada şöyle bir durum var; Tutanağı düzenlediğiniz zaman para ödenmezse hakim bir karar vermek zorunda.
Ancak milletvekilinin ifadesini de yasal olarak alması mümkün değil. Bu nedenle yasal olmayan bir işlem yapmış durumuna düşecek. Yani olayı en başında durdurmak lazım.
O da tutanağın en baştan düzenlenmesi" dedi. Üstün, trafikteki bu uygulamanın sadece milletvekilleri için geçerli olmadığını belirterek, hakimler ve valilerin de aynı uygulamadan yararlandıklarını belirtti.
Üstün, "Ama milletvekili olunca "A olur mu" deniyor, aynı uygulama yargıçlar için geçerli dediğinizde insanlar onu garip bulmuyor."
"Milletvekili kırmızı ışıkta geçti, kamerelar çekti. Arkasından da ceza geldi. Ortada bir suç var. Mahkemeye giderse para ödememesi doğru mu?" sorusunu ise Üstün şöyle yanıtladı:
"Söylediğim gibi mahkeme bu konuda karar veremez. O tutanak, cezası ödenmediği için idari para cezası olarak hakim önüne gelmiştir.
İfade alamadan ceza veremeyeceğine göre idari bir işlem olarak dosyaya konabilir. Ancak Sayın Anadol böyle olmadı ama onlarca arkadaşımız cezasını ödüyor.
Vekiller en çok park cezası alıyor. Çünkü şoförü, makam aracı yok. Bir programa yetişmek için yanlış bir yere park ediyor, ceza geliyor. Bunlar ödeniyor."