Çürükçü hakim kendisini böyle savundu   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 09-29-2010 (19:54)   Son Mesaj: 09-29-2010 (19:54)    Cevap: 0    Gösterim: 684  

    09-29-2010

    Çürükçü hakim kendisini böyle savundu

    Çürükçü hakim kendisini böyle savundu


    ''Sahte çürük raporu'' davasının tutuklu sanığı hakim albay Ahmet Zeki Üçok, ''Kesinlikle yürüttüğüm soruşturmalarla ilgili olarak hiç kimseye herhangi bir bilgi vermedim ve herhangi bir şekilde yönlendirmede bulunmadım'' dedi.

    İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasına devam eden Üçok, savcının iddiasının aksine geçen yılın başlarında kendisiyle birlikte Murat Tugay Tepe, Fehmi Suna ve Erdem Kılıç tarafından kurulan örgüt olmadığını söyledi.
    Kanunun ve Yargıtayın tanımladığı anlamda örgütün var olmadığını ileri süren Üçok, şöyle konuştu:

    ''Bazı kişiler arasında menfaat ilişkisi vardır. Örgüt yöneticisi ve üyesi olduğu iddia edilen kişiler arasında suç işleme amacı etrafında birleşme yoktur. Sadece müşterek çıkarları örtüşen birkaçının bu çıkar için birlikte hareket etmesi söz konusudur. Hatta sürekli olarak bu birlikteliklerini diğer örgüt üyesi olduğu söylenen kişilere ya haber vermeden gizlice sürdürmekte ya da bilerek onların aleyhlerine hareket ederek onlara zarar vermektedirler. Avukatın parasını yeme, Fehmi Suna'ya 81 bin TL kazık atma, arsa parasından kendilerine ayırdıkları parayı tatil masrafı diye gösterme... 24 Ağustos 2009 ve 12 Eylül 2009 tarihlerinde Tugay Tepe ile Erdem Kılıç ve Tahir Mete Turan arasında yapılan telefon görüşmelerinden de anlaşılacağı üzere, Erdem Kılıç ile ben bir araya gelerek örgüt kurduğumuz iddia edilen tarihten tam 9 ay sonra dahi birbirimizle tanışmıyoruz ve ilk defa Hava Kuvvetleri Komutanlığının önünde karşılaşıyoruz. Bu karşılaşmada Erdem Kılıç bana taksi şoförü olarak tanıtılıyor.''

    Örgüt yöneticisi ve üyesi olduğu iddia edilen kişilerin sürekli birbirlerine hakaret ettiğini ifade eden Üçok, ''Birbirlerinden habersiz, kimin kimle çıkarı varsa birlik olup diğerine, yöneticisine kazık atmaktadırlar. Örgüt kurucusu ve yöneticisi olduğum iddia edilirken hakkımda küfürlü konuşmalar, gizli işler yapılmaktadır. Bu durum da açıkça göstermektedir ki var olduğu iddia edilen örgütte gevşek veya sıkı hiyerarşi yoktur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun örgütün varlığı için aradığı bu koşul gerçekleşmemiştir'' dedi.

    -''KOD ADIMIN 'BAMYA' OLDUĞUNU SAVCILIKTA ÖĞRENDİM''-

    Savcı tarafından örgütsel birlikteliği açıklamak amacıyla ileri sürülen kod ismi kullanma, telefonda gizliliğe riayet etme ve özel telefon kullanma iddialarının gerçeği yansıtmadığının dosyada yer alan telefon konuşmalarından anlaşılacağını belirten Üçok, şunları söyledi:

    ''Kod ismi kullanma örgütsel bir faaliyet olarak değil adeta eğlence amaçlı olarak kullanılmaktadır. Bir numaralı örgüt yöneticisi ve kurucusu olarak kod adımın 'Bamya' gibi aşağılayıcı bir isim olduğunu ilk olarak savcılıkta ifadem alınırken öğreniyorum. Örgüt üyesi olduğu iddia edilen birçok şahıs kod adımı bilmedikleri gibi hemen hemen tamamı beni tanımıyor. Kod ismi ile aynı anda ismimi kullandıkları gibi 'Bücürük', 'Burhan Çaçan' gibi alaylı ifadeler kullanıyorlar. Günlük hayatta genelde kadınlar için kullanılan 'Piliç' bir defa asıl adı ise yaklaşık 50 defa kullanılmasına karşın savcı kod ismi kullanılıyor iddiasında bulunuyor. Telefon konuşmalarında 42 defa 'Bamya' denilmesine karşın ismim, soy ismim, albaylığım, savcılığım 124 defa kullanılmıştır.''

    -''TATİL YAPTIĞIM OTELDE İNDİRİM YAPILMASINA YARDIMCI OLDU''-

    Üçok, birlikte olduğu tüm kadınların karşılıklarını kendisinden aldıklarını beyan ettiklerini, örgüt adına kadın temin edilmesinin söz konusu olmadığını bildirdi.

    Örgüt tarafından tatil parasının ödenmesi gibi bir şey olmadığını söyleyen Üçok, ''Tugay Tepe bana sadece tatilde kaldığım otellerde indirim yapılmasına yardımcı olmuştur. Ayrıca, kızım ve benim ölüm tehdidi almamız ve gittiğimiz yerlerde takip edilerek resimlerimizin çekilmesi, kendi kredi kartım ile ödediğim otel ücretlerini bile müteahhitlere ödettiğim şeklinde yalan haberler çıkması üzerine, aynı olayları yaşamayayım diye Tugay'ın adına otelde kaldım. Bu husus Tugay ve Can Kuriş tarafından da doğrulanmıştır. Tüm otel paralarını Tugay'a ödedim, sadece tutuklandığından dolayı 3 günlük Kum Otel ücreti olan yaklaşık 1800-2000 TL ödemeyi yapamadım'' diye konuştu.

    -AZİZ YILDIRIM-

    Üçok, Aziz Yıldırım'a karşı yağma suçuyla ilgisi olmadığını kaydederek, savunmasını şöyle sürdürdü:

    ''Olay, Murat Tugay Tepe'nin, ben ile diğer savcı arkadaşlarım arasında yapılan konuşmalardan duyduğu bazı bilgileri 'bir yarar sağlayabilir miyim acaba' diyerek Erdem Kılıç ile paylaşmasından ibarettir. İddiayla ilgili hazırlık hareketleri bile söz konusu değildir. Sadece Tugay'ın zihninde oluşturduğu fikirler, Erdem ve Tugay arasında konuşulmaktadır. Düşünce aşaması söz konusudur. 'Aziz Yıldırım'ı tanıyor musun, onunla görüşebiliyor musun, senin savcını ben tanıyorum' gibi konuşmalar icra hareketleri olarak kabul edilemeyeceği gibi, bu konuşmaların hiçbirisinde zihinlerindeki düşüncelerine ilişkin hiçbir ifade de yer almamıştır. Zaten müştekiler ifadelerinde de açık olarak, kendilerine yönelik hiçbir cebir ve tehdit olmadığı gibi hiç kimsenin de herhangi bir para isteme yönünde müracaatları olmadığını belirtmişlerdir.''

    Savcının, Aziz Yıldırım olayıyla ilgili olarak ''kendisi operasyon yaptığı için suçun gerçekleşmediğini'' iddia ettiğini ifade eden Üçok, şunları söyledi:

    ''Telefon konuşmalarından, Erdem Kılıç ve Tugay Tepe'nin savcının operasyonundan 8 gün önce 17 Eylül 2009 tarihinde kendiliklerinden vazgeçtikleri görülmektedir. Bu konuşmalardan da anlaşılacağı üzere, düşünmüşler ama sonra Murat Darendeli'yi sevmedikleri için, Aziz Yıldırım olayının da kendilerine zarar vereceğinden çekindikleri için gönüllü olarak vazgeçmişler, suçun tamamlanmasına ve neticenin gerçekleşmesine engel olmuşlardır. Bu nedenle de TCK'nın 36. maddesine göre teşebbüsten dolayı cezalandırılamazlar. Bu olaylar, tıpkı köşe yazarı Serdar Turgut'un 'şarkıcı Rojin'i dağa kaldırıp seks kölesi yapma' düşüncesini, fantezisini gazetesinde okurlarına açıklayıp hiçbir şey yapmadan vazgeçmesi olayı gibidir. Nasıl ki bu olaydan daha da fazla olarak tüm gazetelerde yer almış olan bu düşünce açıklamasına suç oluşmadığı için ilgili hiçbir savcı soruşturma bile açmamışsa bu olayda da soruşturma dahi yapılmamalıydı.''

    Murat Tugay Tepe'nin telefon konuşmaları ve ifadelerinde, ''Kendisinin yanındayken duyduğu bazı şeyleri Erdem Kılıç ile paylaştığını'' söylediğini belirten Üçok, ''Benim bilgi vermem veya yönlendirmemin söz konusu olmadığını söylemiştir. Kesinlikle yürüttüğüm soruşturmalarla ilgili olarak hiç kimseye herhangi bir bilgi vermedim ve herhangi bir şekilde yönlendirmede bulunmadım'' dedi.

    -''HİÇ KİMSEDEN BİR TÜRK LİRASI BİLE ALMADIM''-

    Mert Aksoylu, Ozan Emre Yurdakul, Mehmet Doğa İpek, Sait Burak Göçoğlu ve Ozan Güleç'in, Tugay Tepe'ye borç verdiklerini söylediklerini kaydeden Üçok, şöyle devam etti:

    ''Ancak savcımız ısrarla nasıl ki 'Beşiktaş'taki arsa için kimseyi yetkilendirmedik' diyen yönetim kurulu başkan vekiline 'Yok, siz görevlendirdiniz, bu nedenle dolandırıldınız', Aziz Yıldırım ve Murat Darendeli'ye 'Bize kimse ne tehditte bulundu, ne para istediler' demelerine rağmen 'Yok yok, siz yağmaya maruz kaldınız' diyen davranışlarda bulunuyorsa burada da 'Ben sadece kendisini ziyaret ettim, başka bir görüşmem olmadı' diyen ya da 'Ben kendisini tanımam, beni kimseye yönlendirmedi' diyen veya 'Biz borç verdik' diyen şahıslara 'Hayır, siz dolandırıldınız' diyerek haksız ithamlarda bulunmaktadır. Mert Aksoylu ve Ozan Emre Yurdakul isimli iki şahsa, Türk Silahlı Kuvvetlerinde bulunan tüm subay, astsubayların yaptığı gibi sadece hal ve hatırlarını sordum, Burak Sabit Göçoğlu'nun odamda işiyle ilgili anlattıklarını dinledim. Hiç kimseden bir Türk lirası bile almadım. Diğer adı geçen şahısların hiçbirisini tanımam, herhangi bir görüşmem ve yardımım, yönlendirmem olmamıştır. KKTC vatandaşlığı ve bir profesörün Gürcistan'dan getirilmesiyle hiçbir ilgim yoktur.''

    Ozan Emre Yurdakul'un ''Arka Sokaklar'' dizisinin senaristi olduğunu, askerliğini rahat yapması için herhangi bir yardımda bulunmadığını ifade eden Üçok, ''Arka Sokaklar dizisinde her hafta 20 konuk oyuncu oynuyor. Benim kızım da bu dizide 42 saniye oynadı. Güzel bir kızım var ve kimsenin torpiline ihtiyacı yok. Lanet olsun ki benim kızım da bu dizide oynadı'' diye konuştu.

    -''ÖZGÜR BIRAKILMAK İSTİYORUM''-

    İddianamede yer alan hiçbir suçu işlemediğini, her şeyinin yalancı bir kişi tarafından yerle bir edildiğini belirten Üçok, yaklaşık 4 saat süren savunmasını ''Büyük ve acı bir hayat tecrübesi aldım. Masumiyetimin aksi kanıtlanıncaya kadar özgür bırakılmamı istiyorum'' sözleriyle bitirdi.

    Üçok, daha önce verdiği ifadelerin bazı bölümlerinde hatalar bulunduğunu, huzurda verdiği ifadenin geçerli olduğunu söyledi.

    Suç örgütünün lideri olduğu öne sürülen Murat Tugay Tepe de yöneticisi olduğu iddia edilen örgütteki kişilerin sosyal ilişkide tanıdığı insanlar olduğunu belirterek, kullandığı iddia edilen kod ismini de espri amaçlı söylediğini kaydetti.

    Murat Tugay Tepe, ''ağabey'' diye hitap ettiği Üçok ile geçen yılın şubat ayında tanıştığını, bunu abartarak Erdem Kılıç'a söylediğini belirterek, ''Aziz Yıldırım'ı ne aradım, ne para istedim, ne de tehdit ettim'' dedi.

    Tepe, olayları abartarak konuştuğunu kaydetti.

    Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.




    Çürükçü hakim kendisini böyle savundu Yorumları