CHP'nin Doğu ve Güneydoğu Komisyonu Başkanı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, ''Başkalarına 'sorunu çözün' diye havale etme lüksü yok Türkiye'nin; sorun bizim sorunumuz'' dedi.
Koç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ve beraberindeki diğer partililerle geldiği Tunceli'de, esnafı ziyaretinin ardından bir otelde düzenlenen toplantıda, ildeki bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Koç, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin önemli sorunları hakkında görüş alışverişi için Tunceli'de bulunduklarını söyledi. Parti olarak bölgeyle ilgili konularda öz eleştiri yaparak Tunceli'ye geldiklerini anlatan Koç, ''Bölgeden kopukluğumuzu bilerek geliyoruz. Bölgenin sorunlarına yabancılaştığımızı bilerek geliyoruz'' öz eleştirisinde bulundu.
Sorunun çözümünde siyaset kurumunun, siyasetteki tüm aktörlerin görev alması gerektiğine inandıklarını belirten Koç, karşılıklı etnik, şoven milliyetçiliklerin körüklenerek, zenginlik olarak barındırılan farklılıkların birileri tarafından sömürüldüğünü dile getirdi.
Koç, ''Türkiye yıllardır bu sorunla değişik boyutlarda karşı karşıya. Sorun çok boyutlu. Bunların hepsini biliyoruz. Siyasal, ekonomik, kültürel, psikolojik boyutu var. Uluslararası bağlamında ulaştığı boyut var. Bunların hepsi karşımızda çözülmesi gereken bir konu olarak duruyor. Bu soruna siyasetçilerin el birliğiyle en geniş uzlaşma temelinde çözüm arama gereklilikleri de var. Yani başkalarına 'sorunu çözün' diye havale etme lüksü yok Türkiye'nin. Sorun bizim sorunumuz. Sorunun ulaştığı nokta itibariyle artık bir Türkiye sorunu. Özünde söylememiz gerekirse bir demokratikleşme sorunu, bir hukuk devleti algısı sorunu, bir yönetim anlayışı sorunu ve sorun siyasetçilerin'' diye konuştu.
Sorunların çözümü için her siyasi kurumun üzerine düşeni yapmak zorunda olduğunu vurgulayan Koç, şöyle konuştu:
''Hepimiz bu topraklarda kaderi paylaşan akrabalarız, kardeşleriz. Tek bir yurttaşımızın ölümü, etnik milliyetçilikleri alevlendirerek sorunu güçlendiriyor, tıkıyor, geciktiriyor. Aşırılıkları tartışır hale getiriyor. Şiddet ve terör, ikisini birbirinden ayırmıyorum. Bunun tehdidi, gölgesi altında, açıkçası şiddet ve terörün rehinesi olan bir siyaset kurumunun soruna sağlıklı yaklaşmasını da beklememek lazım.''
Koç, bir gazetecinin Hanefi Avcı'nın tutuklanmasıyla ilgili soruya ''Mesele tek Hanefi Avcı olayı değildir. Olay Türkiye'de çıplaklığıyla duruyor. Sayın Başbakan bir beste çalıyor, fakat güfte değişik. Pencereden mahalleye 'demokrasi, demokrasi' diye bağırıyor ama evin içi öyle değil'' yanıtını verdi.
Toplantı, daha sonra basına kapalı olarak devam etti.