İstanbul Finans Zirvesi sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, IMF'nin 25 ülkenin finans sistemini değerlendirme kararını olumlu buldu. Türkiye'nin yeni dönemde söz sahibi olduğu vurgusunu yaptı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, IMF'nin Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 25 ülkenin finans sistemini kontrol etme kararına ilişkin, ''Bu listedeki ülkelerin de finans sisteminin sık sık gözden geçirilmesi, varsa problem erken uyarı sistemlerinin kurulması ve testi kırılmadan tedbir alınması... İşin özü budur'' dedi.
İstanbul Finans Zirvesi sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, IMF'nin kararındaki listenin dünyanın en büyük finans sistemine sahip, dünyanın en önemli ekonomilerinin yer aldığı bir liste olduğunu ifade etti.
25 ülkelik listenin küresel finans sistemi açısından kritik, büyük önem taşıyan, söz konusu ülkenin finans sisteminde problem olduğu zaman dünyayı etkileyebilecek kapasitede önemli olan ülkelerin listesi olduğunun altını çizen Babacan, bununla ilgili sadece IMF değil, kendilerinin de daha önce G-20 platformunda çalıştıklarını, konunun G-20'de olgunlaştığını bildirdi.
Bununla, ülkelerde finans sistemi açısından önem taşıyan kuruluşlar, batılmasına izin verilmeyecek büyük banka kavramı gibi bir çalışmanın ülkeler için yapıldığını belirten Babacan, şöyle devam etti:
''Hangi ülkeler çok büyük? O büyük ülkede problem olduğu zaman bütün dünyayı nasıl etkiler? Dolayısıyla bu listedeki ülkelerin de finans sisteminin sık sık gözden geçirilmesi, varsa problem erken uyarı sistemlerinin kurulması ve testi kırılmadan tedbir alınması...
İşin özü budur. Türkiye haricindeki diğer ülkelere baktığınız zaman o ülkelerin hepsi tek tek büyük ekonomi... Bir problem var da izlemeye alma değil, işlerin iyi gittiği dönemde sürekli takip etme, problem çıkmadan önünü almayla ilgili çalışma.''
''BİLGİMİZ DAHİLİNDE LİSTE OLUŞTURULDU''
Ali Babacan, karar alınmadan önce Türkiye'ye görüşünün sorulduğunu kaydederek, ''Biz 'Türkiye, büyük ekonomi, önemli ekonomidir.
Türkiye'de olabilecek problem, bütün dünyayı etkiler. Dolayısıyla bu çalışma buna göre yapılmalıdır' dedik. Ona göre bu liste oluşturuldu'' diye konuştu.
Bunda bir endeks oluşturulduğunu ve ülke sıralaması yapıldığını anlatan Babacan, ''Bizim bilgimiz dahilinde, bizim de içinde olduğumuz bir çalışmayla bu liste oluşturuldu.
Dün nihai karar açıklandı. Bu şunu ifade eder; Türkiye dünya için artık çok önemli ülkedir. Türkiye finans sistemi, dünya finans sistemi için vazgeçilmezdir'' değerlendirmesi yaptı.
Türkiye kendine güveniyorsa, dışardan bir değerlendirme ve raporlanma konusuna da açık olması gerektiğine dikkati çeken Babacan, bunu gelişmiş bütün ekonomilerin yaptığını, Türkiye'nin de 2006'da Finansal İstikrar Değerlendirme Programını gönüllü olarak gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Böyle bir çalışmayı yapmak istediklerini zaten uluslararası kuruluşlara bildirdiklerini ifade eden Babacan, bunun Türkiye'ye olan güveni artıracağını ve ülke kredibilitesini artıran uygulamalar olduğunu vurguladı.
''BAĞIMSIZ KURUMLARIN DAHA SIK GÖRÜŞMELERİ FAYDALI OLUR''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in dün kurumlar arasında koordinasyonun daha kuvvetli olması gerektiği yönündeki ifadelerinin hatırlatılması üzerine ise ekonomi yönetiminin önemli unsurlarını oluşturan bağımsız kurumların görev ve yetki alanlarının açık olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
''Ancak bazı konular diğer kurumları da ilgilendiren konular. Bizim baştan beri bağımsız kurumlara çağrımız şu; 'konuşun, kendi aranızda görüşün, irtibat kurun.' Yaklaşık 2-3 ay önce arkadaşlarımızı çağırdım.
BDDK, Merkez Bankası, Hazine... 'Üçünüz sık sık buluşun, biraraya gelin, paylaşın. Herşeyi konuşun, ondan sonra herkes kendi bağımsız alandaki kararını kendisi alsın.
Ama birbirinizle konuşun' dedik. Bu noktada da daha iyiye doğru gidiyorlar. Ancak bazı konularda, özellikle piyasa hassasiyeti olan konularda 'erken konuşursak basının diline düşer mi' diye endişe oluyor.
Ama bunun daha sık biraraya gelerek, daha sık çay içerek, belki kahvaltılarda buluşarak yapılması lazım. Atılan adımlar, yapılacak işlerle ilgili zaten görüşülüyor.
Bizleri en azından bilgilendiriyorlar. Ancak kendi aralarında daha sık görüşmelerinin faydalı olacağına inanıyorum.''
Ali Babacan, başka bir soru üzerine de orta vadeli mali plan, bütçe gibi konuları 17 Ekim'den önce bitirmeyi planladıklarını söyledi.
İRAN KONUSU...
İran'a yaptırım konusundaki sorular üzerine ise Babacan, bu konuda BM Güvenlik Konseyi kararları bulunduğuna, ancak bunun dışında ABD'nin, AB'nin ve başka ülkelerin aldıkları kararlar ile uyguladıkları yaptırımlar olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Bunlar, bizi bağlayıcı hükümler değil. Onlar, kendi iç hukukları, kendilerini bağlayıcı hükümler. Biz bu konuda şunu söylüyoruz; her şirketimiz, her bankamız Güvenlik Konseyi kararlarını zaten biliyorlar.
Ama ABD olsun başka ülkeler olsun tek taraflı kararlar varsa tek taraflı kararların sonuçları, etkileri ne olur? O şirketlerimizin, bankaların diğer ülkelerdeki çalışmalarını nasıl etkiler?
Bu konuda biz kendi şirketlerimizi tamamen serbest bırakıyoruz. Herhangi bir ülkenin aldığı tek taraflı karara bizim şirketlerimiz uymak zorunda değil.
Ama kendi işleri, uluslararası bağlantıları gereği eğer bir çekincesi, korkusu varsa kendi bileceği birşey. Ancak bir paranoya, gereksiz korkular, çekinceler olmaması lazım.
Çünkü kurallar açık, herşey açık. Dolayısıyla bankalarımızı ve diğer şirketlerimizi İran ile iş yapma konusunda serbest bırakıyoruz. 'Kendiniz bilirsiniz, siz bakın, kendiniz karar verin' diyoruz.''
''MERKEZ BANKASININ ADIMLARI, NORMALLEŞMENİN İFADESİDİR''
Merkez Bankasının munzam karşılıklara dair kararına ilişkin de Babacan, ''Merkez Bankası bunu çok önceden açıkladı. Çıkış stratejisi açıkladı.
Adım adım ne yapacağını da söyledi. Bir tek zamanlamasını söylemedi. Dolayısıyla Merkez Bankasının açıkladığı karar, daha önce atacağını söylediği adımlardan bir tanesidir. Yeni birşey değildir'' şeklinde konuştu.
Babacan, Merkez Bankasının kriz sebebiyle aldığı olağanüstü tedbirlerden yavaş yavaş çıktığını, bunun da normale dönüş olduğunu ifade ederek, ''Başka birşey aramamak lazım.
Merkez Bankasının atmış olduğu adımlar, normalleşmenin bir ifadesidir. Munzam karşılıklara faiz ödenmemesi...
Bu, 'acaba biraz ısınma olur mu, ilerde ufukta kara bulutlar olur mu' diye Merkez Bankamızın ihtiyatlı bir kararıdır. Bu, Merkez Bankasının yetki alanındaki çalışmalardır'' dedi.
Mali kurala ilişkin sorulara da Babacan, ''Biz bu konuyu kenara koyduk. Önümüze bakıyoruz, yolumuza devam ediyoruz'' karşılığını verdi.
MALİYE BAKANI ŞİMŞEK
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise şu anda sadece kamu alacaklarının tahsilinin kolaylaştırılması, hızlandırılması açısından mükelleflere kolaylık anlamında bir çalışma yaptıklarını anımsatarak, ''Daha çok Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Sosyal Güvenlik Kurumunun alacaklarının taksitlere belki daha makul bir faiz yüküyle yayılması çerçevesinde bir çalışma söz konusu.
Bu çalışmanın kapsamı henüz tam olarak belirlenmedi. Üzerinde çalışıyoruz. Bir matrah artışı söz konusu olacak mı, kapsama hangi aşamadaki alacaklar alınacak hususunda henüz çalışıyoruz.
Bu, daha sonra Ekonomi Koordinasyon Kurulunda konuşulup karara bağlanacak'' şeklinde konuştu.
Yapılandırmanın zaten esas itibarıyla kriz nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanan esnaf ve sanatkarların en azından işini kolaylaştırmasına yönelik yardım olduğunun altını çizen Şimşek, ''Ama bir af değildir. Daha çok bir yapılandırma, taksit ve faiz yükü anlamında bir kolaylık'' dedi.