Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, İstanbul Finans Merkezi projesi önemli gördüklerinin altını çizerek, "İstanbul Finans Merkezi'ni 2007 yılında hedef olarak koyduk" dedi bugüne kadar yapılan çalışmaları açıkladı.
. Bununla ilgili strateji ve eylem planı hazırladık. Vizyonumuz İstanbul'un hem bölgesel hem de uluslararası anlamda bir finans merkezi olmasıdır. Strateji ve eylem planını siyasiler, iş dünyası ve akademisyenlerle birlikte uygulayacağız. Uluslararası paydaşlarımız olacak." açıklamasında bulundu.
Türkiye'yi ve dünyayı yakından ilgilendiren ekonomik gelişmelerin tartışılacağı İstanbul Finans Zirvesi başladı. Zirvenin açılışına Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş ile İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş'ın yanı sıra yerli ve yabancı çok sayıda işadamı katıldı.
Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü'nde gerçekleşen açılışta konuşan Bakan Cevdet Yılmaz, küresel mali krizin dünyaya etkilerini ve Türkiye ekonomisini değerlendirdi.
Son ekonomik krizin ülkelere, firmalara ve bireylere fazlasıyla yansıdığına işaret eden Yılmaz, "ABD'de patlak veren mali bunalımın küreselleştiğini, merkezde başlayıp tüm dünyaya yayıldığını gördük. Tüm sektörleri sardı. İstihdam sorunlarına sebep oldu. Elbette krizin dünyanın değişik bölgelerinde siyasi etkilere yol açtığına da tanık olduk. Dünya ekonomisinde görülen daralmayla kamu gelirleri azaldı. Buna karşılık ekonomiyi canlandırma görevi kamu otoritelerinden beklendi. Bu önlemler doğal olarak ülkeleri ciddi maliyetlerle karşılaştırdı." dedi.
Türkiye'nin de dünyanın açık ekonomilerinden biri olarak krizden etkilendiğini anlatan Yılmaz, şu görüşleri dile getirdi:
"Ülkemiz bunalımdan ticaret kanalıyla etkilendi. Avrupa ve dünyadaki talep düşüşü ihracatımızı da düşürdü. Dünyanın daraldığı bir ortamda krizle mücadele ettik. Pek tabii krizin kredi kanalında da yansıması oldu. Tüm bunların yanında dünyadaki ve ülkemizdeki beklentilerin kötü olması ekonomimize sirayet etti. 2009 Türkiye için iyi bir sene olmadı. Üretim, ihracat ve istihdamda kayıplar görüldü. Bu kayıplar konjonktüreldi, yapısal değildi. Firmamız, bankamız batmadı. Türkiye riskli ülkeler kategorisine girmedi. Bu durum Türkiye'nin siyasal istikrara ve güçlü bir iktidara sahip olmasına bağlanabilir. Kriz dünyadan geldi ama Türkiye iyi yönetti."
Bakan Cevdet Yılmaz, popülizme prim vermeyen politikalarla borçların milli gelire oranının yüzde 40'lara kadar gerilediğine dikkat çekerken "Kriz döneminde bunun yüzde 45'e çıktığını gözlemledik. Ancak bu sene borçların milli gelire oranında düşüş göreceğiz. Şunu da unutmayalım ki; kriz sürecinde finans piyasalarında istikrar vardı. Düzenleyici kurumlar ve bankacılık sistemi güçlüydü. Bir tek bankamız bile batmadı, bir tek bankaya kamudan sermaye transferi yapmadık. Bunun faydasını kriz sonrası dönemde göreceğiz." ifadelerini kullandı.
Özel sektör eliyle yapılan üretimin artışıyla ülkenin sıhhatli bir biçimde büyüdüğünü, büyümeye de devam ettiğini vurgulayan Yılmaz, 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girmek isteyen Türkiye için finans sektörünün öneminin yadsınamayacağını belirtti.
YALÇINTAŞ: KRİZDEN ALNIMIZIN AKIYLA ÇIKTIK
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ise yaptığı konuşmada bugün itibariyle ulusal kurumların yerini uluslararası kurumların, ulusal kanun ve kararların yerini de uluslararası kanun ve kararların aldığını savundu.
Murat Yalçıntaş, ekonomik krizle devlet eliyle yapılan müdahalelerin ve IMF'nin yeniden yapılanmasının tartışılmaya başlandığını kaydederek, "Bunlar kadar kredinin özel sektör ve firmalarca elde edilmesinin kolaylaştırılmasını öngören metotlar mercek altına alınmalıdır." önerisinde bulundu. Yalçıntaş, şöyle devam etti:
"Biz ülke olarak ekonomik krizden finans ve üretim sektörü olarak göğsümüzü gere gere çıktık, alnımızın akıyla çıktık.
Bakınız, 2000'de ciddi bir krizle karşı karşıya kaldık. 8 senede uygun adımlar attık, doğru yol aldık. Popülizmden uzak politikalarımız bizi alnı ak kıldı. Zamanında alınan tedbirlerle açık ara öndeysek dünyanın bizden öğreneceği çok şey var. Dünya krizden çıkılmadan bizi örnek alabilir. Bu zaman zarfında yeni merkezler, yeni ağırlık noktaları oluşacaksa Türkiye'nin de İstanbul'un da bu resimde bulunması gerekiyor. İstanbul Finans Merkezi projesi bu anlamda beni mutlu ediyor. Özel sektör olarak 2005-2006'dan itibaren biz bunu dillendiriyorduk. Bunun için iktidara teşekkür ediyorum."
TOPBAŞ: İSTANBUL'UN FİNANS MERKEZİ OLMASI ADINA YATIRIMLARA HIZ VERDİK
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, şehrin bir ekonomi, bir finans merkezi olması yolunda gereken adımları attıklarını ifade etti. Topbaş, "Finans merkezi olma noktasında alt yapı yatırımlarına hız verdik. 6,5 yılda yatırımlar toplamı 22 milyar doları bulmuş olacak." dedi.
Topbaş, yakın gelecekte en saygın iş kurumlarının İstanbul'u merkez edinmek için yarışacaklarını sözlerine ekledi.