CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Niye diyoruz ki 'temiz siyaset olsun, doğru siyaset olsun'. Bunu söyleyen adamın hiç kimse samimiyetinden şüphe etmesin'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Bala'ya bağlı Afşar Belediyesini ziyaret ederek Belediye Başkanı Müslüm Coşan'dan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Coşan, Kılıçdaroğlu'na, 2007'de meydana gelen depremde, belde halkına devlet tarafından yaptırılan evlerin hala teslim edilemediğini, vatandaşların hasarlı evlerde oturduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu da evlerin bir an önce teslim edilmesi gerektiğini söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra belediye önünde parti otobüsünün üstüne çıkarak vatandaşlara hitap etti. Siyasetin kavga alanı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, politikacıların temel görevinin vatandaşlara hizmet etmek olduğunu, kendilerinin de bu amaçla yola çıktığını söyledi.
Türkiye'nin bir referandum süreci geçirdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Daha önce de belirttik 'herkesin düşüncesine, inancına, etnik kimliğine saygı göstermek boynumuzun borcu' dedik. Referandumda 'evet' diyen de 'hayır' diyen de başımızın üstünde'' dedi.
Afşar'ın 30 yıl aradan sonra CHP'li belediye başkanına kavuştuğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, başkanın görevini en iyi şekilde yapmaya çalıştığını belirtti.
Bir kadının ''çocuklarımıza iş istiyoruz'' demesi üzerine Kılıçdaroğlu, ''Hükümetin izlediği politikadan memnun musunuz? Ben de biliyorum çok dertlisiniz. Çiftçi dertli, hayvancılık perişan. Dışarıdan et getiriyorsunuz, niye? Çünkü hayvancılık yapan vatandaşımızın emeğinin karşılığını vermiyorsunuz. Onun alın terinin karşılığını vermeliyiz. Politikacılar genelde buraya deprem olduğu zaman geliyorlar. Temennimiz burada hiç deprem olmaması. Biz deprem olmadığı zaman buradayız. İnşallah evleriniz de biter, en yakın sürede evlerinize oturursunuz. Politikacıların görevi vatandaşları birbirine düşürmek değil vatandaşın çocuğuna aş, iş vermektir. Onurlu Türkiye'yi ayağa kaldırmaktır'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, referandumda her vatandaşın yaptığı tercihe saygı duyduğunu defalarca dile getirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
''(Evet) diyen de 'hayır' diyen de başımızın üstünde. Biz bunu söyledik ama sayın Başbakan, 'hayır oyunu kullananlar darbecidir' dedi. Doğru değil. Kim darbeci? Hayır oyunu kullanmak ne kadar önemliyse evet oyunu kullananlar da bizim vatandaşımız. Onları suçlayacak mıyız? Ben muhalefet olarak hayır oyunun kullanılmasını istedim, vatandaş evet verdi ret mi edeceğiz? Vatandaşın tercihine saygı göstereceğiz. Dürüst politikacının görevi budur. 'Şimdi anayasayı değiştirelim', hayhay buyurun gelin değiştirelim. 1 Ekimde Meclis toplanıyor, oturalım konuşalım, varsa bir aksaklık düzeltelim. Sayın Başbakan diyor ki 'ben ana muhalefet liderinin samimiyetinden şüpheliyim'. Afşar'dan söz veriyorum, bizim samimiyetimizden kimse şüphe etmesin. Biz samimiyiz, biz düzgünüz, biz doğruyuz. Sayın Başbakana bir şey daha söyleyeyim, biz kul hakkı yemeyiz, kul hakkına saygı gösteririz. Varsa yoksa dürüstlüktür. Kul hakkı yiyen politikacılardan hesabını sorarım, bu bizim görevimizdir.
Niye diyoruz 'temiz siyaset olsun, doğru siyaset olsun'. Bunu söyleyen adamın hiç kimse samimiyetinden şüphe etmesin. Biz vatandaşın samimiyetine de saygı duyarız, onun samimi olduğuna da inanırız. İster evet ister hayır oyu versin. Bırakın bunu. Seçimlerde CHP'ye oy verse de vermese de hepsi bizim vatandaşımızdır. Biz hepsini kucaklamak zorundayız, politikacının görevi budur. Sonuçta takdir vatandaşa aittir. Onun için Sayın Başbakana bu beldeden sesleniyorum, biz samimiyiz. Biz isteriz ki bu ülkede demokrasi olsun, özgürlükler olsun. Bu ülkede demokrasinin önünü kesen bir şey varsa gelin hep beraber düzeltelim. Niye ben söyledim? 'Darbe olursa o tankın önüne önce ben çıkacağım' dedim. Kimse kimseyi korkutmasın. Bu milletin öyle yalana dolana pabuç bırakacak hali yok. Artık doğru, temiz siyaset yapacağız. Destek verirseniz bunu yapmaya söz veriyorum. Destek verin göreceksiniz Türkiye'nin önü açılacak.''