AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, Türkiye'nin parçalanmayacağını ve üniter yapının korunacağını belirterek federasyon ya da özerklik konularının kapatılması gerektiğini söyledi.
AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, ''Bundan sonra bu ülkede bölünmekten değil, birlikte büyümekten bahsetmeye mecburuz. Türkiye bölünmeyecek, Türkiye parçalanmayacak, Türkiye'de demokratik özerklik olmayacak, Türkiye federasyonlarla yönetilmeyecek, Üniter yapımız muhafaza edilecek. Kötü rüya görenlerin iyi işler yapabilmesi mümkün değildir. Bu ülkenin geleceğini, çocuklarımızın kaderini, karanlık hünerlerden, kabuslardan bahsedenlere bırakamayız'' dedi.
Samsun'da bir araya gelen 106 sivil toplum kuruluşunca oluşturulan 1. Sınıf Demokrasi İçin Evet Platformu tarafından Samsun Tenis Kulübü'ndeki kahvaltı programına katılan Kılıç, çeşitli değerlendirmelerde bulundu.
Her dönemin zor zamanları olduğunu, bu zor zamanlarda doğru kararları alanların, doğru adımları atanların, doğru yönde inisiyatif kullananların tarih yazdığını ve onlar tarafından yazılan tarihin yüzyıllar boyunca okullarda ders olarak, siyasette ibrete alem olarak okutulduğunu ve öğretildiğini söyledi.
Halk oylaması öncesi pekçok sivil toplum örgütünün sorumluluk almaktan kaçındığını anlatan Kılıç, inisiyatif üstlenen, daha nitelikli daha kaliteli daha özgürlükçü bir demokrasi için ileriye adım atılmasına açık yüreklilikle 'evet' diyen platform üyelerine teşekkür etti.
Türkiye genelinde yüzde 42, Samsun'da yüzde 33'e yakın oranda bu anayasaya 'hayır' diyen vatandaşların bulunduğunu hatırlatan Kılıç, onların iradesini anlamaya, onların yargılarını hissetmeye, neden hayır dediklerini hissetmeye, değerlendirmeye, anlamaya ve algılamaya gayret ettiklerini vurguladı.
Anayasa değişikliğiyle Türkiye'de hukuk dışına çıkılmasının önüne geçilmesinin sağlanacağını da belirten Kılıç, şunları kaydetti:
''Buna rağmen, bu anayasaya 'hayır' diyebildiklerine göre bazı kaygıları, bazı korkuları olduğu anlaşılıyor. O korkuları anlamak, bakış açılarını iyileştirmek ve olumluya çevirmek bizim boynumuzun borcudur. 'Evet' diyenlerin yanında hayır diyenlerin de iradesini analiz etmeye, algılamaya mecburuz, buna mahkumuz. Çünkü, Türkiye'nin aydınlık geleceğine, Türkiye'nin hukuk içindeki demokratik geleceğine, Türkiye'nin güçlü yarınlarına 'sadece bu anayasaya evet oyu verenlerle yürüyelim' diyemeyiz. Hayır oyu verenlerinde algılarını yönetmeye mecburuz.''
73 milyon nüfusu tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek millet kavramları etrafında birbirine kenetlemeyi amaçladıklarını da ifade eden Kılıç, yeni anayasayı da bu değerler çerçevesinde yapmayı, terörle mücadeleyi de birlikte yürütmeyi, Türkiye'nin yeni dönemdeki dış politikasını da birlikte kurgulayıp yönlendirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
-''SÖZ KONUSU VATANSA...''-
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Söz konusu vatansa gerisi teferruattır'' vecizesini anımsatan Kılıç, ''Biz O'nun sözünü kullandığımız zaman, çarpıtarak kullanmayız. Olması gereken yerde, katettiği anlamda, orijinal içeriğinde adam gibi kullanırız. Hani birileri kalkıp da 'bu anayasaya evet oyu verenler gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindedir' diyebiliyor ya yazıklar olsun. Bu anayasaya evet oyu veren, yüreğini ortaya koyan, kimseden çekinmeyen, demokrasi yolunda korkuyla adım atılmayacağını bilen şu topluluğun içinde gaflet içinde olan bir kişi yok, delalet içinde olan bir kişi yok, hele hıyanet içinde olan hiç bir kişi yok ama bu sözlerin sahibi, evet gaflet içindedir, evet dalalet içindedir. Onun için saçmalamaktadır. Onun için Gazi'nin sözünü bile çarpıtarak kullanmaktadır ama yeniden bizim kullandığımız cümleye bakacak olursak, söz konusu vatansa geresi teferruattır. Partiler de teferruattır, dünya görüşleri, ideolojiler teferruattır söz konusu vatansa. Biz bu anayasaya böyle baktık. Bu anayasaya evet oyu veren yüzde 58, evet oyunu böyle verdi. Samsun'daki yüzde 67, evet oyunu böyle verdi'' diye konuştu.
Kılıç, ''Sövene dilsiz, dövene elsiz gerek'' diyerek hareket etiklerini de vurgulayarak şunları kaydetti:
''Referanduma kadar binlerce hakaret edenlere 'artık referandum sona erdi' diyorum. En azından 12 Eylülden sonra hakaretlerine bir son vermeleri gerekir. Ne olur hakaret etmeyin, ne olur küfretmeyin, ne olun incitmeyin, muhalefete söylüyorum. Ha biz kendi kartımızı açtık. Bizim şiarımız bu süreçte incinsen de incitmedir. Artık referandum bitti. 'Artık evet oylarıyla Türkiye karanlık bir tünele girmiştir' demek bir siyasi parti liderlerine yakışmaz. Bu yalanlardan, bu yanlışlardan, bu kara propagandalardan medet ummak, artık hiç bir siyasi partiyi olduğu yerden bir adım ileri taşımaz. Her kim terörle mücadeleyi istismar ederse, her kim Türkiye'nin güvenlik kuvvetlerini terör örgütleri karşısında zaafa düşürecek söylemler geliştirirse, her kim Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına değil de terör örgütünün dağdaki kadrolarının yalanlarına inanarak siyaset üretirse, her kim bundan böyle şehitleri, şehit cenazelerini istismar ederek siyasi rant peşine düşerse siyaseten akıbetlerinin hayra erişmesi mümkün değil.
Türkiye, o eski siyaset yöntemini artık terk etmiştir. Bundan sonra bu ülkede bölünmekten değil, birlikte büyümekten bahsetmeye mecburuz. Türkiye bölünmeyecek, Türkiye parçalanmayacak, Türkiye'de demokratik özerklik olmayacak, Türkiye federasyonlarla yönetilmeyecek. Üniter yapımız muhafaza edilecek. Kötü rüya görenlerin iyi işler yapabilmesi mümkün değildir. Bu ülkenin geleceğini, çocuklarımızın kaderini, karanlık hünerlerden, kabuslardan bahsedenlere bırakamayız. Millet bu karanlık odaklardan razı olmadığı gibi onların karanlık söylemlerine sahip çıkan, göz yuman destek sağlayan siyaset anlayışını da onaylamamaktadır, tasvip etmemektedir.''
Referandum sonucuna göre haritanın oylara göre renklendirilmesini doğru bulmadığınıanlatan Kılıç, İzmir'de, Antalya'da, Hatay'da, Mersin'de Balıkesir'de, Manisa'da evet oyu verenlerin veya evet oyu verenlerin rengine boyanan yerlerde hayır oylarının yok sayılamayacağını, bunun da seçmene karşı saygısızlık anlamına geleceğini söyledi.
