Referandumda 'evet' oyu kullanan yüzde 58'lik kesimi ihanetle suçlayan ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan başı büyük bir belaya girebilir. Yüzde 58 dava açarsa Emin Çölaşan'ın da serveti uçma yolunda...
Vakit gazetesi yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, "Tansel Hanım"ın, 21 milyon lirası var mı?" başlıklı yazısında, "O oylar bilinçli ise ne ala. Bilinçli olmayan, yani yüzde 42'lik dilimin dışında olan oylar bana göre, gaflet, delalet ve ihanet içindedirler" diyen ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan'a açılması muhtemel maddi ve manevi tazminat davalarına dikkat çekti.
Referandumda 'Evet' diyen ve Tansel Çölaşan tarafından 'ihanet etmekle' suçlanan yüzde 58'lik kesimin karşılığı olan "21 milyon 787 bin 551" kişi sembolik olarak 1'er TL'lik dava açsa ve tazminatlar kazanılsa Tansel Çölaşan 21 milyon 787 bin 551 TL ödemek zorunda kalacak.
İşte Karahasanoğlu'nun gösterdiği yol...
Tansel Hanım"ın, 21 milyon lirası var mı?
Aziz Nesin, Sivas olaylarından kısa bir süre önce verdiği kışkırtıcı röportajda, "Türk halkının yüzde 60"ı aptaldır" demişti.
Bu sözler için dava açıldığında, kendisini zor kurtardı.
Yargıtay"a da gidip gelen dosyadaki beraat gerekçesi, "Yüzde 60 için bir hakarette bulunuluyor ama, kimlerin yüzde 60 içinde olduğu, kimlerin yüzde 40"lık dilimde kaldığı belirtilmemiş. Tümüyle Türklerin aptal olduğu iddiasında da bulunulmayıp, bir kısmı için bu isnat yapıldığından, Türklüğe hakaret suçu da oluşmamıştır" şeklinde idi.
28 Şubat sürecinde, İşçi Partisi"nin himayesinde basılan, İlhan Arsel isimli bir ateistin kitabında, Peygamberlere, Peygamberimize ve ashabına hakaretler ediliyordu. Tempo dergisinden Kurthan Fişek de, o kitaptan alıntı yaparak, o iftiraları köşesinden tekraren yayınlamıştı. Nasiye Gökçe isimli Müslüman bir hanım, "İslâm"a hakaret edilmiştir.Ben bir Müslümanım. Bu sebeble sembolik de olsa manevi tazminata hükmedilsin" talebinde bulunmuştu.
Yerel mahkeme, bu talebi kabul etmişti.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, "davacının şahsına bir hakaret yoktur" diyerek kararı bozdu.
Böylece, kutsal dinlerin Peygamberlerine, İslâm dininin Peygamberine, Peygamberin ashabına hakaret edilirse, Müslümanların her birinin açacağı tazminat davasının dinlenmeyeceği kararı çıkmış oldu.
Benzer tarihlerde, Refah Partisi Milletvekili Hasan Mezarcı"nın, Atatürk için sarfettiği iddia edilen bazı sözler için, birçok vatandaş manevi tazminat davası açtı. "Atatürk"e yapılan hakaret, her Türk"e yapılmış sayılır" iddiasında bulunuldu. O davalarda da 4. Hukuk Dairesi, Atatürk"e yapılan hakaretlerin, her Türk için yapılmış sayılacağını kabul ederek, manevi tazminata hükmedilmesini istedi.
Böylece, İslâm"a yapılan hakarette, her Müslüman"ın dava açma hakkı olmadığını kabul eden Yargıtay, Atatürk"e hakarette farklı bir içtihadda bulundu. "Atatürk"e hakaret, her Türk"e hakarettir" dedi.
Yakın tarihte de, Orhan Pamuk"a ait "1.5 milyon Ermeni"yi ve 30 bin Kürt"ü katlettik" sözleri sebebi ile açılan manevi tazminat davaları da, önce yerel mahkemede reddedilmiş, daha sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından, "Türklere hakaret edilmiştir. Hakaret edilen herkes dava açabilir" gerekçesi ile karar bozuldu.
Atatürk için geliştirilen içtihad, Türklere yönelik genel söylemde de tekrarlanmış oldu.
Özellikle belirtelim, son karar, Hukuk Genel Kurulu olduğu için, toplu olarak insanlara hakaret edilmesi halinde, her bireyin ayrı ayrı dava açabileceği hususunda Yargıtay"daki en yüksek kurulun kararı da ortaya çıkmış oldu: Topluluğa yapılan hakaretlerde, o topluluk içindeki bireyler dava açabilir.
Şimdi yeni bir örnek ile karşı karşıyayız.
Danıştay eski Başsavcısı TanselÇölaşan"dan geliyor, yeni hakaret sözcükleri.. Anayasa değişikliği ile ilgili olarak görüşlerini açıklıyor Tansel Hanım ve şöyle diyor: "Yüzde 42"lik dilimin dışındakiler, dalalet ve ihanet içindedir!"
Belirleme somut.
Muhatap kesim net..
Hakaret ifadesi, hem "dalalet" kelimesi ile, hem de "ihanet" kelimesi ile çok açık.
Şimdi ben bekliyorum ki; % 42"lik dilimin dışında kalanlar, gerek şahıs olarak, gerek tüzel kişilikler vasıtası ile ceza davaları açıp, Tansel Hanım"dan şikâyetçi olsunlar.
Takip edebilecek olanlar, ayrıca manevi tazminat davası da açsınlar.
En başta, halkın verdiği "% 58 oy"un davetçisi olan AKParti açsın bu davayı..
Anayasa değişikliğine "evet" oyu verilmesini isteyen sivil toplum kuruluşları açsınlar, "ihanet" suçlamasına yönelik tazminat davalarını..
Ve sonra bakalım..
Yargıtay ne karar verecek, bu davalarda?
İslâm dinine hakaret edilmesindeki verilen karardaki gibi, "Her Müslüman"ın dava açma hakkı yoktur. Direkt isim belirtilerek saldırıda bulunulmamıştır" mı diyecek?
Yoksa, Atatürk"e ve Türk milletine hakaret söz konusu olduğunda verilen "Herkesin dava açma hakkı vardır" şeklinde bir içtihad mı tekrarlanacak?
Bekleyip görelim, Yargıtay"daki içtihad farklılıklarını..
Bu arada, Tansel Hanım"a da bir hatırlatmada bulunalım: "Eşiniz Emin Beyefendi ile ortak banka hesabınızdaki 3.5 milyon doları harcamaya niyet ettiniz sanırım. Ancak, Atatürk ve Türk milleti aleyhine sözler için Yargıtay"ın verdiği karara paralel bir karar çıkacak olursa, % 58 evet oyu verenlerin açacakları davadaki tazminatı karşılamaya, o para bile yetmez.."
Öyle değil mi ama?..
YSK"nın geçici olarak açıkladığı sonuçlara göre, 21.787.551 kişi evet oyu kullanmış, Anayasa değişikliğine.
Yani Tansel Hanım"a göre bu ülkede 21.787.551 kişi dalalet ve ihanet içinde..
Her biri, açacağı davada 1 TL istese, 21 milyon lira eder..
Sadece bankadaki ortak hesap değil, evler de giden güme..
Benden hatırlatması..