Hrant Dink'in ailesinin avukatı Fethiye Çetin, AİHM kararına ilişkin, ''AİHM, Hrant'ın 2004'den beri nasıl hedef gösterildiğini, 2004 yılından itibaren nasıl cinayetin adım adım hazırlandığını, nasıl medyanın ve yargının burada rol aldığını anlamış'' dedi.
Avukat Fethiye Çetin, Taksim Hill Otel'de düzenlediği basın toplantısında, tüm yargılama süreçlerinde Dink'in 2004'ün başından itibaren hedef haline getirildiğini vurguladıklarını kaydetti.
Bazı kesimlerin, Hrant Dink'i ''tescilli Türk düşmanı'' olarak lanse ettiğini aktaran Çetin, ''Bir insanı, sıkıntı altına sokabilecek en büyük işkencelerden biri onu anlamamak, anlamamakta kasıtlı olarak direnmek, onu, kastetmediği bir şey için yargılamaktır. Bunlar Dink'e hep yapıldı'' diye konuştu.
AİHM'in, verdiği kararla, Dink'i ve uğradığı haksızlıkları anladığını gösterdiğini kaydeden Çetin, şunları söyledi:
''AİHM, Hrant'ın 2004'den beri nasıl hedef gösterildiğini, 2004 yılından itibaren nasıl cinayetin adım adım hazırlandığını, nasıl medyanın, yargının burada rol aldığını anlamış. Dink'in cinayetini tüm ayrıntılarıyla bilmesine rağmen önlem almayan Trabzon Jandarması, Trabzon Emniyeti, İstanbul Emniyetinin kusurlarını anlamış. Bunlarla ilgili soruşturmalardan da bir sonuç çıkmamasını anlayıp, Türkiye'yi mahkum etti. Dink cinayetine giden yoldaki taşların döşenmesi için kim ne kadar eylemde bulundu ya da kim bu eylem karşısında eylemsizliğiyle buna yardımcı oldu? Bütün bunların öncelikle sorulması gerekiyor. Hep birlikte bunu soralım, kendimizle yüzleşelim.''
''DİNK CİNAYETİNİN ÇÖZÜLMESİ, KAPSAMLI BİR YÜZLEŞME PROJESİDİR''
Dink cinayetinde, yargının, medyanın çok önemli bir rolü ve payı olduğunu düşündüklerini, bazı köşe yazarlarının o süreçte yazdıkları yazılarla Dink'in hedef gösterilmesine yardımcı olduklarını savunan Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Devlet içindeki güvenlik güçlerinden bir kısımının bu sürece ve plana dahil olduğunu kesinlikle düşünüyoruz. Bir kısmının ise eylemsizliğiyle bu eylemin, planın yürütülmesine neden olduğunu görebiliyoruz. Dink cinayetinin çözülmesi, kapsamlı bir yüzleşme projesidir. Dink cinayeti, etkili bir şekilde soruşturulmamıştır, o halde bugüne kadar izlenenler dışında etkili bir soruşturma yoluna gidelim. Bu soruşturma nereye ulaşır bilmiyorum, ama nereye ulaşacaksa oraya ulaşsın. Bu örgütün adı Ergenekon olabilir, başka bir şey olabilir. Dink cinayeti çözüldüğünde devletin içindeki tüm karanlık noktalar aydınlığa çıkacak. Devletin kara kutusu çözülecek. Bundan böyle elimizde bir fırsat var, soruşturmaları yeniden başlatalım, yargılamayı da Dink'in gerçek katilinin bulunması yönünde sürdürürken, kendimizle her alanda hesaplaşalım.''
''ÖLÜMÜNDEN 8 GÜN ÖNCE BAŞVURMUŞTU''
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş da bugün Dink'in doğum günü olduğunu, Dink'in 56 yaşına girdiğini dile getirerek, ''Aslında hep beraber dünden beri kutlamaya başladık'' dedi.
Kendileri için kararın manevi ve siyasi boyutu olduğunu ifade eden Koptaş, şöyle konuştu:
''AİHM'nin verdiği, Dink'in ifade özgürlüğünün engellendiği kararı, Dink'in sağlığında yaptığı başvuru sonucudur. Ölümünden 8 gün önce Türkiye'deki hukuk yollarının tükenmesi üzerine başvurmuştu. Alnına çalınan, Türklüğü aşağıladığı, Türk düşmanı olduğu yönünde atılan kara lekeyi temizlemeye çok önem veriyordu. Türkiye mahkemeleri, maalesef gereken yorumu yapmadı ve onun Türk düşmanı ilan edilmesine vesile olan bir karar verdi ve onun hedef haline gelme süreci hızlandı. Bu kararı, Dink'in Türklüğü aşağılamadığını, ırkçılık yapmadığının Avrupa'dan gelen onayı olarak görüyoruz. Gönül isterdi ki aynı onay Türkiye mahkemelerinden de gelsin, Dink'in hedef haline gelmesinin önüne geçilmiş olsun.''
Koptaş, AİHM kararıyla da Dink cinayeti davasında bugüne kadar izlenen yoldan çok farklı bir yol izlenmesi gerektiğinin tescillendiğini belirterek, gerçekten, hakikate ve adalete ulaşılması için, savcıların, emniyet görevlilerinin bugüne kadar yaptıklarından çok daha farklı bir performans göstermelerinin şart olduğunu dile getirdi.
