Stratejik Düşünce Enstitüsü'nce (SDE) referandum sonuçlarının değerlendirildiği panel düzenlendi. SDE Başkanı, referandum süreci ve sonucuyla ilgili ilginç bir öngörüde bulundu.
SDE Konferans Salonu'ndaki panelin yöneticiliğini yapan SDE Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay, konuşmasında, referandumun Türk siyasi hayatında önemli sonuçları olacağını belirtti.
Anayasa'da yapılan değişikliklerin toplumsal hayatın modernleşmesinde önemli bir aşama olduğunu kaydeden Aktay, ''Türkiye 1980'den itibaren dayatılmış anayasa cenderesinden ilk defa bu kadar güçlü bir hamleyle çıktı'' dedi.
Anayasa değişikliğini, TBMM'de görüşülmeden önce de savunduklarını belirten Aktay, ''Değişim arzusunun lokomotifliğini AK Parti yapıyor olsa da bunun AK Parti'nin tek başına yürüttüğü bir çaba olmadığını, başka partiler ve STK'ların da işbirliğiyle gerçekleştiğini'' söyledi.
Anayasa değişikliklerinin Türkiye'nin lehine çalışan stratejik aklın gösterdiği yol olduğunu ifade eden Aktay, ''Aslında işin içine AK Parti karşıtlığını katmadıkları takdirde 'hayır' verenlerin önemli kısmının da aklının söylediği şey buydu. Referandum süreci bir kutuplaşma eksininde yürümeseydi, bu herhalde Türkiye'nin yüzde 80-90 üzerinde ittifak ettiği bir değişiklik olacaktı'' diye konuştu.
SDE uzmanı Prof. Dr. Birol Akgün de değişikliği Türkiye'de demokrasinin olgunlaşması yolunda ''milat'' olarak niteledi. Mevcut anayasada bugüne kadar 70'e yakın değişiklik yapıldığını, ancak hiçbirinin bu kadar güçlü olmadığını belirten Akgün, ''Bu değişiklik, sivil güçlerin kendi anayasasını yapabileceğini göstermesi açısından da önemliydi'' diye konuştu.
İktidarın 8. yılını doldururken önemli bir görevi yerine getirdiğini ifade eden Akgün, AK Parti'nin referandum sürecinden güçlü çıktığını söyledi.
Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tanel Demirel ise anayasa değişikliğine ilişkin paketin her kesim için çok ''makul ve kabul edilebilir'' olduğunu savunarak, böylesine ''kabul edilebilir ve iddiasız'' bir çalışmanın yüzde 42 oranında ''hayır'' oyu alması üzerinde düşünülmesini istedi.
Değişikliklerle anayasanın 1982'deki ''korkunç halinden'' uzaklaştığını belirten Demirel, siyasi partiler arasındaki tabloya bakıldığında uzlaşmaya yakın bir duruş öngörülmediğini, bu nedenle kısa vadede yeni anayasa yapılması konusunda umutlu olmadığını kaydetti.
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Yayman da 12 Eylül 2010 tarihinin çok simgesel bir anlamı olduğunu, yeni bir Türkiye'nin inşası sürecinin başladığını söyledi.
Referandum sonuçları doğrultusunda evet-hayır oyu verenleri sağcı-solcu olarak nitelemenin doğru olmadığını belirten Yayman, bunu statükocu kesimle reformcu kesimin mücadelesi olarak gördüğünü savundu.
Hüseyin Yayman, MHP ve CHP'nin referandum sonrası açıklamalarına bakıldığında, CHP'nin yeni Türkiye'nin inşasına daha fazla katkı sağlayabileceğini söyledi.
