BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, yapılacak yeni anayasanın Türkiye'deki tüm kimliklere, kültürlere, inançlara eşitlik ve özgürlük getiren kapsayıcı bir anayasa olması gerektiğini söyledi.

Kışanak, BDP Diyarbakır İl Merkezinde yapılan MYK toplantısının ardından Genel Başkan Selahattin Demirtaş ile düzenlediği basın toplantısında, partisinin halk oylamasına ilişkin boykotunun Türkiye demokrasisine renk verdiğini, halkı iki kutup arasında sıkışmaktan kurtardığını savundu.
Bu tavırları sayesinde ''evet'' ve ''hayır'' cephesinin yeni anayasadan bahsetmeye başladığını öne süren Kışanak, yeni anayasa talebini yeni bir seçim vaadine dönüştürmek ve seçim sonrasına bırakmak için bir tartışmanın gündemde olduğunu savundu. Türkiye'nin acil bir şekilde yeni bir anayasa yapma sürecine başlaması gerektiğini belirten Kışanak, parti olarak demokratik anayasa platformunun oluşturulması çabasında olacaklarını kaydetti.

Yeni anayasa talebinde samimi olan tüm çevreleri platformda buluşmaya davet eden Kışanak, şöyle dedi:

''Yapılacak yeni anayasanın Türkiye'deki tüm kimliklere, kültürlere, inançlara eşitlik ve özgürlük getiren kapsayıcı bir anayasa olması gerektiğini düşünüyoruz. Kürt sorunun da bu kapsamda çözüme ulaşabileceğini, artık bir çatışma zemininden çıkarılabileceğini, barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesine hizmet edecektir.

Seçimde, ortaya çıkan sonuçların doğru ve objektif değerlendirilmesini bekliyoruz. Özellikle AKP hükümeti ve AKP'ye yakın bir medyanın böyle bir tutum içerisinde olduğunu görüyoruz. Boykot tavrının başarısız gibi göstermeye çalışan, ortaya çıkan sonucu başka nedenlerle gerekçelendirmeye çalışan, hatta baskı ve tehditle ortaya çıkan bir sonuçmuş gibi sunmaya çalışan bir yaklaşım içerisindeler. Bu yaklaşım zarar verir. Bu halkın iradesini doğru okumaları gerekiyor. Diyarbakır'da bizzat bir bakan kırmızı plakasıyla, yanında vali ve emniyet müdürüyle seçim sandıklarını gezmiştir. Bir bakanın yanında devletin valisi ve emniyet müdürünü alarak seçim sandıklarını gezmesi baskı olarak kabul edilmedi, ama bir siyasi partinin yasal hakkı olan müşahitler sanki baskı yapıyormuş gibi çalıştırılmak istenmedi.''

Terör örgütünün ''eylemsizlik'' kararına da değinen Kışanak, sürenin sona ermesine 5 gün kaldığını belirterek, bunun çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürdü.

Kışanak, ''Bu ülkenin Hakkarisine de Edirnesine de cenazeler gittiği zaman konuşmak çok zordur. Doğusunu, batısını ayırmadan bu ülkenin hiçbir yerine cenazeler gitmeyecek koşulları oluşturmak hükümetin sorumluluğundadır. Bu çağrımızın muhatabı Türk Silahlı Kuvvetleri değil, hükümettir'' diye konuştu.

Abdullah Öcalan ile diyalog kurulması, ölümlerin durdurulacağı koşulların oluşturulması gerektiğini savunan Kışanak, şunları söyledi:

''Kendimizi diyalog ve müzakerelerde sorumluluk içerisinde görüyoruz, muhatabız. Anadil herkesin en doğal hakkıdır. Demokratik sistemlerde anadillerin önünde engel bulunması kabul edilebilir değil. Biz bu konuda Kürtçe ve talep olması durumunda diğer anadillerin de eğitim dili olması ve yasal düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye'de başta Kürtçe olmak üzere tüm anadiller üzerindeki engeller kaldırılmalı. Bir haftalık okulları boykot etme çağrısı var. Biz parti olarak bunu bir sivil itaatsizlik olarak görüyoruz. Yerinde ve doğru bir karardır. Biz de gereken katkıyı sunacağız. Anadilde eğitim talebi ilköğretimden, üniversiteye kadar bütün eğitim kademelerini kapsıyor. Aksi takdirde birbirini tamamlamaz.''