Babacan, ve OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, OECD 2010 Türkiye İnceleme Raporu'nun açıklanması dolayısıyla gazetecilerin sorularını yanıtladı. Babacan 'seçim ekonomisi yok' dedi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Pazartesi günü ekonomi yönetimine açık bir talimat vererek, ''mali disiplinden taviz ve seçim ekonomisi havası oluşturacak, o anlama gelebilecek hiç bir uygulama istemediğini'' ifade ettiğini bildirdi.
Babacan ve OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) 2010 Türkiye İnceleme Raporu'nun açıklanması dolayısıyla düzenlenen toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Babacan, mali kural ile ilgili bir soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mali kural ile ilgili son açıklamaları yaptığını belirterek, şöyle devam etti:
''Bizim hükümetimiz adına Sayın Başbakanımızın mali kural ile ilgili söylediği neyse durum odur. Onun üzerine bizim tekrar yorum yapmamız tekrar o konuyu uzatmamızın ben çok faydasını görmüyorum.
O konu bir kenarda durur biz de geleceğe bakarız. Önümüzde önemli kararlar var, kritik dönemler var. Dünya ekonomisi sıkıntılı bir dönemden geçiyor.
Bizim bir 2011 özel yılımız var. Genel seçimlerin olacağı bir yıl. Ancak şunu da açık ifade edeyim ki. Pazartesi günü Başbakanımız bize, ekonomi yönetimine açık talimat verdi.
Bizi, 'mali disiplinden taviz istemiyorum, seçim ekonomisi havası oluşturacak, o anlama gelebilecek hiçbir uygulama istemiyorum.
Şimdiye kadar uygulamalarımız neyse aynen sıkı bir şekilde bu işe devam edeceğiz, ona göre işinizi nasıl yapacaksanız yapın' şeklinde talimatlandırdı.
Bu çerçevede Ekonomi Koordinasyon Kurulunu yaptık. Bu şekilde de devam ettireceğiz.''
Babacan, mali kural ile ilgili tartışmanın da artık bitirilmesi gerektiğini ifade ederek, Bunu çok uzatmanın bir anlamı, faydası yok. Biz şu anda önümüzdeki kritik döneme bakacağız'' diye konuştu.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, büyüme rakamının yüzde 3,5'in çok üzerinde bir rakam olacağını bildirdi.
Babacan ve OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) 2010 Türkiye İnceleme Raporu'nun açıklanması dolayısıyla düzenlenen toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Babacan, henüz 2010 ile alakalı resmi büyüme tahminini açıklamadıklarını anımsatarak, şöyle devam etti:
''Geçen seneki Orta Vadeli Programımızda yüzde 3,5 demiştik. Ancak o ihtiyatlıydı, özellikle beklentilerin bir miktar altında tuttuk.
'Daha ihtiyatlı, daha dikkatli yaklaşalım' diye çünkü artık Türkiye'nin olumsuz sürprize tahammülü yoktu, o günleri hatırlayacak olursanız.
yani bir sürpriz olursa olumlu sürprizler olsun Türkiye'de istedik. O felsefeyle o programı hazırladık.
Şimdi öyle görünüyorki tabii yüzde 3,5'in çok üzerinde bir büyüme rakamı olacak. Ne olacak?
Bunların tahminlerini şimdi ilgili kuruluşlarımız tekrar revize edecek, dünkü açıklanan yüzde 10,3 rakamından sonra.
En geç 17 Ekimde orta vadeli program, orta vadeli mali plan, bütçe derken bütün bu rakamları da paylaşmış olacağız.''
Bütçe açığını aşağı yukarı hedeflenen civarda bitireceklerini söylediğini anımsatan Babacan, ''Aslında yüzde olarak da baksanız, mutlak rakam olarak da baksanız aralarında çok büyük farklar yok, çok ciddi sonucu, genel eğilimi değiştiren şeyler değil.
Nihayetinde şu anda yaptığımız sadece zaten bir tahmindir. Çünkü Eylül, Ekim, Kasım, Aralık 4 ayda bütçe gelirimizin ne olacağını nokta atış bilmemiz mümkün değil.
Ama şu anda yaptığımız tahminler ileriye doğru hem yüzde olarak hem mutlak değer olarak bütçe açığının aşağı yukarı orta vadeli programda ilan ettiğimiz mertebelerde gerçekleşmesi.
Yani daha fazla gelir, daha fazla gider ama açık rakamının pek değişmemesi gibi bir tablo bekliyoruz'' dedi.
Ekonomi Koordinasyon Kurulunda 2010 ve 2011 yılı önceliklerinin belirlendiğinin belirtilerek, bunların ne olduğunun sorulması üzerine Babacan, dün akşam EKK üyesi bakanlarla referandum sonrası bir genel değerlendirme yaptıklarını söyledi.
Babacan, 2010-2011 dönemi çalışmaları için TBMM'nin 1 Ekim tarihinde açılacağını belirterek, ''Yani gerçekçi olarak ne yapabiliriz, ne yapamayız, bu sürede neler yetişir.
Çok kapsamlı reformlar mı yoksa daha öncelikli konuları mı ele almalıyız? Bir bakıma bir gündem değerlendirmesi yaptık.
Ekonomi yönetimi olarak hangi konular öncelikle olmalı ve 2011 yılında TBMM kapanmadan önce hangi konulara ağırlık vermeliyizi değerlendirdik. Bir gündem oluşturduk'' diye konuştu.
''Türkiye mali şeffaflık açısında OECD'nin en kötü ülkesi olarak görünüyor. Çok yakın geçmişte Yunanistan örneği var. Tüm mali verileri kurgulanmış, değiştirilmiş.
Bu acaba Türkiye'ye yönelik haksız bir değerlendirme değil mi?'' sorusu üzerine Babacan, ''Yunanistan örneğini verdiniz.
Biz uygulamalarımızla uzaktan yakından böyle bir mukayese bile kabul etmeyiz, o kadar farklı bir durum söz konusu'' dedi.
'BİZİM SAKLAYACAK GİZLEYECEK HİÇBİR ŞEYİMİZ YOK'
Başka bir soru üzerine de Babacan, Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Yasasının çıktığı ve uygulanmaya başlandığını belirterek, uygulamayla birlikte mali tabloların raporlaması, devlet muhasebesini tutma tekniğinde de önemli değişiklikler olduğunu ifade etti. Babacan, şunları söyledi:
''Bizim saklayacak gizleyecek hiçbir şeyimiz yok. Çok açık şeffaf. Dolayısıyla bu bir raporlama ile ilgili konudur. Bazı konular o tablonun içinde mi olsun, öbür tablonun içinde mi olsun.
Yani bir şeyleri tamamen halı altına süpürmek böyle bir şey kesinlikle yok. Sadece raporlama standartları tablolarda hangi rakamlar olsun hangileri olmasın.
Bunun uluslararası mukayese edilebilir olması gerekiyor. Dolasıyla biz bu OECD raporundaki tespitlere de katılıyoruz ve o noktada da uygulamalarımızı en kısa zamanda iyileştirecek adımları da atmak istiyoruz.'