Taliban (Arapça طالب [ṭālib], bir ögrenci, cemi طالبون [ṭālibūn], ögrenciler), çoğunluğu Afganistan'ın en kalabalık etnik grubu Peştunlardan oluşan radikal İslami gruplardan biridir.
Taliban, Sovyet-Afgan Savaşı'nın ardından Rusların 1989'da geri çekilmesinden sonra Afganistan'daki merkezi hükümetlerin zayıflıklarından yararlanarak iktidara gelmiş ve ülkenin büyük bölümünü kontolü altında tutmuştur. Temellerini Pakistan'daki Medreselerde eğitim görmüş, savaştan kaçan Peştun mülteciler oluşturur. Kelime anlamı İslam öğrencileri olan Taliban, şeriat okullarından ve mülteci kampından toplanan askerlerden oluşur. 1994 yılında ilk kez kendisini göstermiş, 1996'da Afganistan'ın hükümet merkezi Kabil'in kontrolünü eline geçirmiştir. O tarihten sonra ülkenin kuzeyinde konuşlanmış olan Kuzey İttifakıyla iç savaşa girişmiştir. İktidarı sırasında Pakistan, Suudi Arabistan ve BAE hükümetlerinden yardım almış, Afganistan'ın yaklaşık % 70'ini denetimi altında tutmuştur. 11 Eylül 2001 Saldırıları'ndan sonra ABD'nin saldırılardan sorumlu tuttuğu Usame bin Ladin'i koruduğu gerekçesiyle başlatılan operasyon sonucunda 2001 Kasım'ında iktidardan uzaklaştırıldı.
Afganistan`da Taliban geri mi dönüyor?
Afganistan`da Taliban militanlarının son dönemlerde saldırılarını yoğunlaştırmasının ardından, kimi çevrelerce `Taliban geri mi dönüyor` sorusu dillendirilmeye başladı. ...
Afganistan`da Taliban militanlarının son dönemlerde saldırılarını yoğunlaştırmasının ardından, kimi çevrelerce `Taliban geri mi dönüyor` sorusu dillendirilmeye başladı.
Afganistan`da 45 yabancı askerin öldüğü Haziran ayı, NATO öncülüğündeki güçlerin ve Amerikan birliklerinin Taliban`ın devrildiği 2001 yılından bu yana en fazla kayıp verdiği ay olurken, bu sayının, aynı ay Irak`taki yabancı güçlerin uğradığı kayıptan daha fazla olduğuna dikkat çekiliyor.Gözlemciler, Afganistan`da son 3 aydaki şiddet olaylarının da 2001`den beri en üst seviyeye ulaştığını belirtiyor.
Taliban`ın özellikle geçen yılın ortalarından başlayarak, bu yıl saldırılarını artırdığı gözlenirken, eski Dışişleri Bakanı ve NATO`nun Afganistan`daki eski Kıdemli Sivil Temsilcisi Hikmet Çetin, yine de bu durumun hiçbir zaman Taliban`ın `geri dönüşü` anlamına gelmeyeceği görüşünde.AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Çetin, Taliban`ın `geri dönmesi` demenin, dünyanın NATO ve BM başta olmak üzere teröre karşı yenilgisi ve bir ülkeyi teröre teslim etmek demek olacağına dikkati çekerek, `Bu aslında sadece Afganistan`ın sorunu değil, bana göre dünyanın, BM`nin, NATO`nun sorunudur. O nedenle ben Taliban`ın gelip tekrar hakim olabileceği görüşüne katılmıyorum` diye konuştu.
-
SALDIRILARDAKİ ARTIŞIN NEDENLERİ-Çetin, saldırıların artmasının nedenleri arasında, Afganların Kabil dışında etkili ve `temiz` bir yönetim oluşturamaması, uluslararası yardımların yeterli olmaması ve etkili kullanılamaması, NATO ve uluslararası kuruluşların askeri güç ve malzemeyi gerektiği zamanda gerektiği şekilde karşılayamaması ve Afganistan-Pakistan sınırının yeterli düzeyde kontrol edilememesini saydı.Taliban`ın, yönetimden uzaklaştırıldıktan 1-2 yıl sonra kendini yeniden örgütlediğini, finansman kaynaklarını sağladığını, taktik değiştirdiğini ve giderek de gücünü bu şekilde göstermeye başladığını söyleyen Çetin, Taliban`ın, genellikle vurkaç şeklinde intihar saldırıları ve yol kenarına yerleştirilen uzaktan kumandalı bombalarla eylemler düzenlediğini anlattı.
Afganların yeterli sayıda ve yetenekli yönetici ve güvenlik gücü gönderememeleri nedeniyle Taliban`ın zaman zaman küçük yerleşim birimlerinde de geçici olarak hakimiyeti ele geçirebildiğine dikkati çeken Çetin, Afganların, uluslararası kuruluşların yardımıyla daha etkili ve rüşvetten arındırılmış bir yönetimi oluşturması ihtiyacını dile getirdi.
-`ASKERİ GÜÇ VE ULUSLARARASI YARDIMLAR ARTIRILMALI`-
Çetin, NATO, BM ve uluslararası kuruluşların da gerek askeri gerek ekonomik açıdan kendi stratejilerini gözden geçirerek, Afganistan`ın gerek duyduğu askeri gücün mutlaka sağlanması ve uluslararası yardımların artırılması gerektiğini belirtti.
Taliban`la mücadelenin başarılı olabilmesi için 2500 kilometrelik Pakistan-Afganistan sınırının kontrol edilmesinin de kritik önem taşıdığına değinen Çetin, Pakistan`ın, özellikle seçimlerden sonra buradaki Taliban unsurlarına hakim olmada yeterli çaba göstermediği yönünde bir izlenimin bulunduğuna işaret etti.
Pakistan ile çok yakın işbirliği yapılmadan bu konuda başarılı olabilmenin mümkün olmadığını belirten Çetin, Pakistan`ın kuzeyindeki sınır bölgelerinde sayıları 10 binleri bulan medreselerde cihat eğitimlerinin verildiğini, bunların yeteri kadar kontrol edilememesi yüzünden kolaylıkla sınırın geçilip saldırılar düzenlenebildiğini anlattı.
-`IRAK`TAKİ DİRENİŞÇİLER AFGANİSTAN`A KAYIYOR`-
Dünyada tüm dikkatlerin Irak`a çevrilmesi ve Afganistan`ın ikinci plana itilmesinin de olumsuz etki yaptığını kaydeden Çetin, Irak`ta düzenlenen terörist eylemlerin bir süre sonra Afganistan`da tekrarlandığına, Irak`taki direnişçilerin, sınırlarının kontrol edilememesi yüzünden eylemlerini hayata geçirebilmede `daha kolay` bir ortama sahip Afganistan`a kaymaya başladığına dikkati çekti.
Tüm bunlara rağmen, Taliban`ın bütün ülkede kontrolü yeniden ele alabilecek düzeyde güçlenebileceği yorumlarına katılmadığını ifade eden Çetin, Afgan ordusu ve polisinin giderek güçlendiğini ve ekonomik yardımların artırılmasına yönelik önemli taahhütlerin yapıldığını söyledi.
Taliban`ın daha önce, yönetim boşluğundan ve Afganistan`ın dünya tarafından terk edilmesinden yararlanarak iktidara geldiğine dikkati çeken Çetin, ancak bugün, Afganistan`ın etnik yapısının da bir Peştun hareketi olan Taliban`ı kabul etmesinin mümkün olmadığını bildirdi.
Afganistan`daki çok sayıda uluslararası kuruluş arasında üst düzey koordinasyon sağlanmasının önemine de değinen Çetin, hem bunu hem de bu kurumlarla Afgan yönetimi arasında eşgüdümü sağlayacak ve komşularla ilişkileri daha iyi koordine edecek, BM Genel Sekreterine bağlı üst düzey bir özel temsilciye ihtiyaç olduğunu belirtti.
Son dönemlerde saldırılarını bir hayli artırdığı gözlenen Taliban güçleri, önceki ay Taliban hareketinin çıkış yeri Kandahar`da bir cezaevini basarak 400 militanı serbest bırakmış, 3 gün sonra da Argandab bölgesindeki 8 köyün denetimini ele geçirmişti. NATO komutasındaki Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü (ISAF) ve Afgan askerleri, bu olayın ardından bölgeye operasyon başlatmıştı.
Ülkenin doğusundaki bir Amerikan üssüne de geçen ay açılan ateşte 9 Amerikan askeri ölürken, bu saldırı, Afganistan`da 2005`ten bu yana Amerikan askerlerini hedef alan en kanlı saldırı olarak değerlendiriliyor.
ABD Savunma Bakanlığının hazırladığı, önceki ay açıklanan bir raporda da Taliban grubunun ``yeniden toparlandığı`` belirtiliyor.
Afganistan`da halen 71 binden fazla yabancı asker görev yapıyor. 50 bin civarında askerin görev yaptığı ISAF`tan ayrı olarak, büyük çoğunluğu Amerikalı olmak üzere bünyesinde 20 bin askeri barındıran ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri de daha çok militanlara yönelik operasyonlar düzenliyor.
AA
Taliban, Sovyet-Afgan Savaşı'nın ardından Rusların 1989'da geri çekilmesinden sonra Afganistan'daki merkezi hükümetlerin zayıflıklarından yararlanarak iktidara gelmiş ve ülkenin büyük bölümünü kontolü altında tutmuştur. Temellerini Pakistan'daki Medreselerde eğitim görmüş, savaştan kaçan Peştun mülteciler oluşturur. Kelime anlamı İslam öğrencileri olan Taliban, şeriat okullarından ve mülteci kampından toplanan askerlerden oluşur. 1994 yılında ilk kez kendisini göstermiş, 1996'da Afganistan'ın hükümet merkezi Kabil'in kontrolünü eline geçirmiştir. O tarihten sonra ülkenin kuzeyinde konuşlanmış olan Kuzey İttifakıyla iç savaşa girişmiştir. İktidarı sırasında Pakistan, Suudi Arabistan ve BAE hükümetlerinden yardım almış, Afganistan'ın yaklaşık % 70'ini denetimi altında tutmuştur. 11 Eylül 2001 Saldırıları'ndan sonra ABD'nin saldırılardan sorumlu tuttuğu Usame bin Ladin'i koruduğu gerekçesiyle başlatılan operasyon sonucunda 2001 Kasım'ında iktidardan uzaklaştırıldı.
Afganistan`da Taliban geri mi dönüyor?
Afganistan`da Taliban militanlarının son dönemlerde saldırılarını yoğunlaştırmasının ardından, kimi çevrelerce `Taliban geri mi dönüyor` sorusu dillendirilmeye başladı. ...
Afganistan`da Taliban militanlarının son dönemlerde saldırılarını yoğunlaştırmasının ardından, kimi çevrelerce `Taliban geri mi dönüyor` sorusu dillendirilmeye başladı.
Afganistan`da 45 yabancı askerin öldüğü Haziran ayı, NATO öncülüğündeki güçlerin ve Amerikan birliklerinin Taliban`ın devrildiği 2001 yılından bu yana en fazla kayıp verdiği ay olurken, bu sayının, aynı ay Irak`taki yabancı güçlerin uğradığı kayıptan daha fazla olduğuna dikkat çekiliyor.Gözlemciler, Afganistan`da son 3 aydaki şiddet olaylarının da 2001`den beri en üst seviyeye ulaştığını belirtiyor.
Taliban`ın özellikle geçen yılın ortalarından başlayarak, bu yıl saldırılarını artırdığı gözlenirken, eski Dışişleri Bakanı ve NATO`nun Afganistan`daki eski Kıdemli Sivil Temsilcisi Hikmet Çetin, yine de bu durumun hiçbir zaman Taliban`ın `geri dönüşü` anlamına gelmeyeceği görüşünde.AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Çetin, Taliban`ın `geri dönmesi` demenin, dünyanın NATO ve BM başta olmak üzere teröre karşı yenilgisi ve bir ülkeyi teröre teslim etmek demek olacağına dikkati çekerek, `Bu aslında sadece Afganistan`ın sorunu değil, bana göre dünyanın, BM`nin, NATO`nun sorunudur. O nedenle ben Taliban`ın gelip tekrar hakim olabileceği görüşüne katılmıyorum` diye konuştu.
-
SALDIRILARDAKİ ARTIŞIN NEDENLERİ-Çetin, saldırıların artmasının nedenleri arasında, Afganların Kabil dışında etkili ve `temiz` bir yönetim oluşturamaması, uluslararası yardımların yeterli olmaması ve etkili kullanılamaması, NATO ve uluslararası kuruluşların askeri güç ve malzemeyi gerektiği zamanda gerektiği şekilde karşılayamaması ve Afganistan-Pakistan sınırının yeterli düzeyde kontrol edilememesini saydı.Taliban`ın, yönetimden uzaklaştırıldıktan 1-2 yıl sonra kendini yeniden örgütlediğini, finansman kaynaklarını sağladığını, taktik değiştirdiğini ve giderek de gücünü bu şekilde göstermeye başladığını söyleyen Çetin, Taliban`ın, genellikle vurkaç şeklinde intihar saldırıları ve yol kenarına yerleştirilen uzaktan kumandalı bombalarla eylemler düzenlediğini anlattı.
Afganların yeterli sayıda ve yetenekli yönetici ve güvenlik gücü gönderememeleri nedeniyle Taliban`ın zaman zaman küçük yerleşim birimlerinde de geçici olarak hakimiyeti ele geçirebildiğine dikkati çeken Çetin, Afganların, uluslararası kuruluşların yardımıyla daha etkili ve rüşvetten arındırılmış bir yönetimi oluşturması ihtiyacını dile getirdi.
-`ASKERİ GÜÇ VE ULUSLARARASI YARDIMLAR ARTIRILMALI`-
Çetin, NATO, BM ve uluslararası kuruluşların da gerek askeri gerek ekonomik açıdan kendi stratejilerini gözden geçirerek, Afganistan`ın gerek duyduğu askeri gücün mutlaka sağlanması ve uluslararası yardımların artırılması gerektiğini belirtti.
Taliban`la mücadelenin başarılı olabilmesi için 2500 kilometrelik Pakistan-Afganistan sınırının kontrol edilmesinin de kritik önem taşıdığına değinen Çetin, Pakistan`ın, özellikle seçimlerden sonra buradaki Taliban unsurlarına hakim olmada yeterli çaba göstermediği yönünde bir izlenimin bulunduğuna işaret etti.
Pakistan ile çok yakın işbirliği yapılmadan bu konuda başarılı olabilmenin mümkün olmadığını belirten Çetin, Pakistan`ın kuzeyindeki sınır bölgelerinde sayıları 10 binleri bulan medreselerde cihat eğitimlerinin verildiğini, bunların yeteri kadar kontrol edilememesi yüzünden kolaylıkla sınırın geçilip saldırılar düzenlenebildiğini anlattı.
-`IRAK`TAKİ DİRENİŞÇİLER AFGANİSTAN`A KAYIYOR`-
Dünyada tüm dikkatlerin Irak`a çevrilmesi ve Afganistan`ın ikinci plana itilmesinin de olumsuz etki yaptığını kaydeden Çetin, Irak`ta düzenlenen terörist eylemlerin bir süre sonra Afganistan`da tekrarlandığına, Irak`taki direnişçilerin, sınırlarının kontrol edilememesi yüzünden eylemlerini hayata geçirebilmede `daha kolay` bir ortama sahip Afganistan`a kaymaya başladığına dikkati çekti.
Tüm bunlara rağmen, Taliban`ın bütün ülkede kontrolü yeniden ele alabilecek düzeyde güçlenebileceği yorumlarına katılmadığını ifade eden Çetin, Afgan ordusu ve polisinin giderek güçlendiğini ve ekonomik yardımların artırılmasına yönelik önemli taahhütlerin yapıldığını söyledi.
Taliban`ın daha önce, yönetim boşluğundan ve Afganistan`ın dünya tarafından terk edilmesinden yararlanarak iktidara geldiğine dikkati çeken Çetin, ancak bugün, Afganistan`ın etnik yapısının da bir Peştun hareketi olan Taliban`ı kabul etmesinin mümkün olmadığını bildirdi.
Afganistan`daki çok sayıda uluslararası kuruluş arasında üst düzey koordinasyon sağlanmasının önemine de değinen Çetin, hem bunu hem de bu kurumlarla Afgan yönetimi arasında eşgüdümü sağlayacak ve komşularla ilişkileri daha iyi koordine edecek, BM Genel Sekreterine bağlı üst düzey bir özel temsilciye ihtiyaç olduğunu belirtti.
Son dönemlerde saldırılarını bir hayli artırdığı gözlenen Taliban güçleri, önceki ay Taliban hareketinin çıkış yeri Kandahar`da bir cezaevini basarak 400 militanı serbest bırakmış, 3 gün sonra da Argandab bölgesindeki 8 köyün denetimini ele geçirmişti. NATO komutasındaki Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü (ISAF) ve Afgan askerleri, bu olayın ardından bölgeye operasyon başlatmıştı.
Ülkenin doğusundaki bir Amerikan üssüne de geçen ay açılan ateşte 9 Amerikan askeri ölürken, bu saldırı, Afganistan`da 2005`ten bu yana Amerikan askerlerini hedef alan en kanlı saldırı olarak değerlendiriliyor.
ABD Savunma Bakanlığının hazırladığı, önceki ay açıklanan bir raporda da Taliban grubunun ``yeniden toparlandığı`` belirtiliyor.
Afganistan`da halen 71 binden fazla yabancı asker görev yapıyor. 50 bin civarında askerin görev yaptığı ISAF`tan ayrı olarak, büyük çoğunluğu Amerikalı olmak üzere bünyesinde 20 bin askeri barındıran ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri de daha çok militanlara yönelik operasyonlar düzenliyor.
AA