İLK BULUŞMA GÜNDEŞ'LE
Nuri Gündeş ile Beşiktaş'ta bir pastanede buluştuk. O tarihte AK Parti yeni iktidara gelmişti. Buluşmada bana yeni bir görev olduğunu söyledi. Ancak görevin ne olduğunu o an söylemedi. Daha sonra şoförünün kullandığı arabasıyla hep birlikte Selimiye Kışlası'na gittik. Burada bazı rütbeli subaylarla yemek yedik. Çıkışta Gündeş 'bir kaç güne işlerini hallet, hazır olduğunda beni ara diye 0212 258 .. 93 numaralı telefonu verdi
2. BULUŞMA PASTANEDE
Birkaç gün sonra verdiği numaradan kendisini aradığımda çıkan görevliye Gündeş'in bana verdiği kod ismimi söyledim ve beni bağladılar. Bir saat sonra Kadıköy'deki Boğa heykelinin yanındaki bir pastaneye gelmemi söyledi. Pastaneye yanında bir şahısla geldi. 'Göreve hazırım' dedim. Görevin içeriğinden bahsetmedi ama yeni kimlik ve pasaport sözü verdi. Yanında getirdiği şahsı bana Yüzbaşı Mehmet... diye tanıttı. Mehmet Yüzbaşı ile Ankara'ya gitmemiz gerektiğini, sonra Mehmet'in bana yardımcı olacağını söyledi. Kendisini nasıl görüyorsam Yüzbaşı Mehmet'i de öyle görmemi istedi.
Ertesi sabah Harem'de Mehmet Yüzbaşı ile buluştuk ve otobüsle Ankara'ya gittik. Yolda Jandarma otobüsü durdurup arama yaptı. Mehmet Yüzbaşı arama yapan askerlere kimliğini gösterdiğinde bana da kimlik sormadılar. Geceyi Opera'daki bir otelde geçirdik.
MAKAMDAKİ ÇEVİK BİR
Ertesi gün taksi ile bir yerlere gittik ancak Ankara'yı bilmediğimden hangi semt olduğunu bilmiyorum. Yüksek bir binaya girdik ve asansör ile 3 ya da 4. kata çıktık. Bina büro tarzında işyerlerinin olduğu bir binaydı. Burada Çevik Bir'in makamda oturduğunu gördük.
HERŞEYİMİ BİLİYORDU
Bizi gördüğünde kalktı, hoş geldiniz dedi. Konuşmalarından Yüzbaşı Mehmet ile Çevik Bir Paşa'nın daha önceden tanıştıkları belliydi. Çevik Bir bana halimi hatırımı sordu ve benim hizmetlerimden haberi olduğundan, bundan dolayı tebrik ettiğinden bahsetti ve silah kullanıp kullanmadığımı sordu. Ben de ufak silahları kullanabildiğimi söyledim. Ardından bana füze kullanıp kullanamadığımı sordu. Ben de gördüğümü ancak kullanmadığımı söylediğimde bana 'Çeçenistan da Stinger füzesini kullanmadın mı? Rus helikopterlerini nasıl düşürüyordunuz?' diye sordu.
GİTAR KUTUSUNDA FÜZE
Daha sonra bana gitar çantasına benzer bir çantayı gösterip içini açtı ve içindeki bir metrelik füzeyi göstererek, bu füzeyi tanıyıp tanımadığımı sordu. Ben de görmediğimi söyledim. Füze bulunan çantayı Mehmet Yüzbaşı'ya verdi bana "bunu iyi öğren ve tanı, kullanma kılavuzu da var, Mehmet Yüzbaşı da sana yardımcı olacak" dedi.
HEDEF BAŞBAKAN'DI
Aynı gün Mehmet Yüzbaşı ile birlikte İstanbul'a dönmeden Çanakkale'ye gittik. Çanakkale-Biga'daki kulübeme geldik. Geceyi burada geçirdik ve sohbet ettik. Sohbetimizde yeni kurulan AK Parti hükümetinin usulsüzlüklerinden, BOP'tan, ülkenin peşkeş çekildiğinden, Erdoğan'ın ikili anlaşmalarda attığı imzalarla ülkenin satıldığından bahsetti. Füzeyi ve kullanımını anlattı.
EYLEM YERİ ESENBOĞA
Füzeyi yurtdışında mı kullanacağımızı sorduğumda, eylemin Ankara Esenboğa'da uçağın indiği esnada yapılacağını ve ülkeyi satan bu yobazlara derslerinin verileceğini söyledi. Hazırlanmamı ve hazırlıkların tamamlandığında beni alacaklarını söyledi. O an eylemin Başbakan'a yapılacağını anladım. Eylemin rahat olacağından, sonrasında yeni kimlik ve pasaportla, bundan sonraki hayatım için yeterli paranın verileceğinden, geleceğimin garanti altında olduğundan bahsetti.. Sabah gitti.
GEMLİK'TE GÖMDÜM
Devam eden birkaç ayda yanıma gelişlerinde bana 5-6 tane uçaksavar mermisi getirmişti.. Bu görevin devlet için teklif edilen bir görev olmadığına kanaat getirdim. Yüzbaşı'nın son ziyaretinde eylem teklifini reddettiğimde can güvenliğimin olmadığını düşünerek, füze ile uçaksavar mermilerini, önceden tanıştığım ve Gemlik'te Sanayi Sitesinin karşısındaki zeytinliklerin bir kilometre ilerisindeki bir çiftlik evine götürüp, evin bitişiğinde depo olarak kullanılan yere sakladım. Gidildiğinde rahatlıkla tarif ettiğim yerde bulunabilir. Bu füze eğitim amaçlı ve tamamen öğrenmem ve tanımam amacıyla verilmiştir. Eğitim amaçlı olsa da füze gerçeğinin tıpatıp aynısıdır. (Star)
Nuri Gündeş ile Beşiktaş'ta bir pastanede buluştuk. O tarihte AK Parti yeni iktidara gelmişti. Buluşmada bana yeni bir görev olduğunu söyledi. Ancak görevin ne olduğunu o an söylemedi. Daha sonra şoförünün kullandığı arabasıyla hep birlikte Selimiye Kışlası'na gittik. Burada bazı rütbeli subaylarla yemek yedik. Çıkışta Gündeş 'bir kaç güne işlerini hallet, hazır olduğunda beni ara diye 0212 258 .. 93 numaralı telefonu verdi
2. BULUŞMA PASTANEDE
Birkaç gün sonra verdiği numaradan kendisini aradığımda çıkan görevliye Gündeş'in bana verdiği kod ismimi söyledim ve beni bağladılar. Bir saat sonra Kadıköy'deki Boğa heykelinin yanındaki bir pastaneye gelmemi söyledi. Pastaneye yanında bir şahısla geldi. 'Göreve hazırım' dedim. Görevin içeriğinden bahsetmedi ama yeni kimlik ve pasaport sözü verdi. Yanında getirdiği şahsı bana Yüzbaşı Mehmet... diye tanıttı. Mehmet Yüzbaşı ile Ankara'ya gitmemiz gerektiğini, sonra Mehmet'in bana yardımcı olacağını söyledi. Kendisini nasıl görüyorsam Yüzbaşı Mehmet'i de öyle görmemi istedi.
Ertesi sabah Harem'de Mehmet Yüzbaşı ile buluştuk ve otobüsle Ankara'ya gittik. Yolda Jandarma otobüsü durdurup arama yaptı. Mehmet Yüzbaşı arama yapan askerlere kimliğini gösterdiğinde bana da kimlik sormadılar. Geceyi Opera'daki bir otelde geçirdik.
MAKAMDAKİ ÇEVİK BİR
Ertesi gün taksi ile bir yerlere gittik ancak Ankara'yı bilmediğimden hangi semt olduğunu bilmiyorum. Yüksek bir binaya girdik ve asansör ile 3 ya da 4. kata çıktık. Bina büro tarzında işyerlerinin olduğu bir binaydı. Burada Çevik Bir'in makamda oturduğunu gördük.
HERŞEYİMİ BİLİYORDU
Bizi gördüğünde kalktı, hoş geldiniz dedi. Konuşmalarından Yüzbaşı Mehmet ile Çevik Bir Paşa'nın daha önceden tanıştıkları belliydi. Çevik Bir bana halimi hatırımı sordu ve benim hizmetlerimden haberi olduğundan, bundan dolayı tebrik ettiğinden bahsetti ve silah kullanıp kullanmadığımı sordu. Ben de ufak silahları kullanabildiğimi söyledim. Ardından bana füze kullanıp kullanamadığımı sordu. Ben de gördüğümü ancak kullanmadığımı söylediğimde bana 'Çeçenistan da Stinger füzesini kullanmadın mı? Rus helikopterlerini nasıl düşürüyordunuz?' diye sordu.
GİTAR KUTUSUNDA FÜZE
Daha sonra bana gitar çantasına benzer bir çantayı gösterip içini açtı ve içindeki bir metrelik füzeyi göstererek, bu füzeyi tanıyıp tanımadığımı sordu. Ben de görmediğimi söyledim. Füze bulunan çantayı Mehmet Yüzbaşı'ya verdi bana "bunu iyi öğren ve tanı, kullanma kılavuzu da var, Mehmet Yüzbaşı da sana yardımcı olacak" dedi.
HEDEF BAŞBAKAN'DI
Aynı gün Mehmet Yüzbaşı ile birlikte İstanbul'a dönmeden Çanakkale'ye gittik. Çanakkale-Biga'daki kulübeme geldik. Geceyi burada geçirdik ve sohbet ettik. Sohbetimizde yeni kurulan AK Parti hükümetinin usulsüzlüklerinden, BOP'tan, ülkenin peşkeş çekildiğinden, Erdoğan'ın ikili anlaşmalarda attığı imzalarla ülkenin satıldığından bahsetti. Füzeyi ve kullanımını anlattı.
EYLEM YERİ ESENBOĞA
Füzeyi yurtdışında mı kullanacağımızı sorduğumda, eylemin Ankara Esenboğa'da uçağın indiği esnada yapılacağını ve ülkeyi satan bu yobazlara derslerinin verileceğini söyledi. Hazırlanmamı ve hazırlıkların tamamlandığında beni alacaklarını söyledi. O an eylemin Başbakan'a yapılacağını anladım. Eylemin rahat olacağından, sonrasında yeni kimlik ve pasaportla, bundan sonraki hayatım için yeterli paranın verileceğinden, geleceğimin garanti altında olduğundan bahsetti.. Sabah gitti.
GEMLİK'TE GÖMDÜM
Devam eden birkaç ayda yanıma gelişlerinde bana 5-6 tane uçaksavar mermisi getirmişti.. Bu görevin devlet için teklif edilen bir görev olmadığına kanaat getirdim. Yüzbaşı'nın son ziyaretinde eylem teklifini reddettiğimde can güvenliğimin olmadığını düşünerek, füze ile uçaksavar mermilerini, önceden tanıştığım ve Gemlik'te Sanayi Sitesinin karşısındaki zeytinliklerin bir kilometre ilerisindeki bir çiftlik evine götürüp, evin bitişiğinde depo olarak kullanılan yere sakladım. Gidildiğinde rahatlıkla tarif ettiğim yerde bulunabilir. Bu füze eğitim amaçlı ve tamamen öğrenmem ve tanımam amacıyla verilmiştir. Eğitim amaçlı olsa da füze gerçeğinin tıpatıp aynısıdır. (Star)