Üniversiteye girdiniz. Yeteneklerinizi, yetersizliklerinizi, üniversite hayatının ne demek olduğunu, üniversite havasını koklayarak öğrendiniz. Ve bölümünüzü seçtiniz. Sabancı Üniversitesi böyle yapıyor. YÖK yapamazsınız diyor. Peki üniversiteliler ne diyor?
YÖK'TEN AÇIKLAMA: O SİSTEM EŞİTLİĞİ BOZUYOR
İSTANBUL - Sınava kilitlenmiş bir lise eğitiminin ardından öğrenciler ÖSS’de kendi deyimleriyle ya bir üniversiteye kapağı atmak için ya da dershanedeki rehber öğretmenin puan hesapları doğrultusunda bölüm ‘tercih ediyor’. İlgi ve yeteneğe göre yönlendirmenin eksik olduğu sistem çoğu zaman mesleğini sevmeyen, mutsuz mezunlar yaratıyor.
Öğrencilerine eğitim süreci içinde bölümlerini seçme şansı tanıyan Sabancı Üniversitesi’yle YÖK arasındaki son polemik, üniversitede okuyan 2.5 milyon, 10 gün sonra ÖSS’de ter dökecek olan 1.5 milyon öğrenci için son derece ‘gerçek, can yakan’ bir problem. Üniversitelilere okudukları bölümü değiştirme imkânı tanınan bir sistem olsaydı ne yapacaklarını sorduk. İşte yanıtları:
Merve Tuncay (Osmangazi Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı 4. sınıf): Bölüm değiştirme şansım olsa sosyoloji okumak isterdim. Tek yönlü bir eğitim değil, ilgi alanlarımıza göre çok yönlü eğitim görmek isterdim. Ama böyle bir eğitim yok şu anda, ezberci, tek tip bir eğitim alıyoruz.
Meral Aslan (Gaziantep Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği 1. sınıf): Hiç isteyerek yazmadım okuduğum bölümü. Ancak Türkiye şartları, hangi mesleğin garantisi daha iyiyse onu yazıyorsunuz. Aslında moleküler biyoloji okumak istiyordum. O puanı tuttursaydım da mahalle baskısından tıp yazacaktım. Bölümler arası geçişi sağlayan bir sistem çok iyi olurdu. Zaten üniversiteye geldikten sonra öğreniyoruz neyin ne olduğunu. Mutsuzlar çok ama herkes ya kabulleniyor ya da alışmaya çalışıyor.
Güneş Engin (İTÜ Elektrik Mühendisliği 4. Sınıf): Özgür düşünce yetisini kazandırmanın yolu, hem fen hem de sosyal bilimler eğitimi vermek. Sonra tercihi öğrenciye bırakmak gerekiyor. Ben iktisat okumak isterdim. O isteğimi yüksek lisansta gidereceğim. Bir alanda başarılı olmak, ilgi duymakla meslek sahibi olmak arasında bir fark var. Bu uygulama, bütün üniversitelere yayılmalı. Hatta liselerden başlamalı.
Umut Kocagöz (Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Hazırlık Sınıfı): Ben de böyle bir hak isterdim. Zaten disiplinler arası sınırların kalkmaya yöneldiği dönemdeyiz. Ben felsefedeyim; sosyoloji ve psikolojiyle ortak çalışma yapıyoruz. Halbuki sosyolojide okumak isterdim. Dolayısıyla mağdurum. Zaten ilk üniversitem de İTÜ Elektrik Mühendisliği’ydi. Ama ikinci sınıfta bıraktım. Aile baskısı ve gelecek kaygısıyla bölüme girmiştim. Fen lisesi çıkışlı olduğum için sosyal bilimlerden tercih yapamıyordum. Bıraktığıma hiç pişman değilim. Ama keşke disiplinler arasında geçiş mümkün olsa ve sosyolojide okuyabilsem.
Cihan Erdal (Mimar Sinan Üniversitesi Edebiyat 3. Sınıf): Ben bölümden memnunum ama memnun olmayan büyük bir kesim var. Bizim bölüm, öğretmenlik. Beş altı kişi tekrar sınava girdi. İnsanlar bilinçsizce geliyor. Ne hocasını tanıyor, ne bölümdeki derslerden haberdar. Dershane hocasının demesiyle geliyorlar.
Mehmet Özdal (YTÜ Bilgisayar Mühendisliği 1. Sınıf): Ben mühendisliğe devam etmek istiyorum ama böyle bir şansımın olmasını isterdim. Lisede ‘üniversiteye kapağı atayım’ mantığındasınız. Üniversitede öncelikler değişiyor. Değişiklik hakkı olması güzel.
Emre Öztürk (İÜ Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisi): Görsel tasarım okumak isterdim. İnsan sadece lisede yaptığı bir tercihi süreklileştirme taraftarı olmayabilir. Genelde de öyle oluyor. Değişim hakkı olmalı. Şimdi görsel tasarım okumak istesem, üniversiteyi bırakıp tekrar sınava girmem lazım. Öğrenciyiz, üretim sürecinde değiliz, bunu yaparken toplumsal baskıları da göğüslemek zor. Bir kere bölüm değiştireceğim desem bütün sülalemle kavga etmem gerekir.
Can Çoksöyler (Osmangazi Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölümü 4. sınıf): İstediğim bölümde okuyorum ama farklı bir sistem olsa, daha farklı kararlar alabilirdim. Üretmeye sevk edecek çok yönlü bir eğitim almıyoruz. Bir hocamız vardı. Derse girdiğinde ‘Şu anda hayatınız boyunca hiç kullanmayacağız bir ders alıyoruz. Ancak geçmek zorundasınız, üç kredi’ dedi. Böyle bir sistemde ne kadar üretken olabiliriz.
Seval Kutlu (Anadolu Üniversitesi Sosyoloji 4. sınıf): İsteyerek bilinçli bir tercih yaptım. Geçiş hakkım olsa bölümümü değiştirmezdim. Ancak hayal ettiğim eğitimi de bulamadım.
Tuna Aldemir (İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı 4.sınıf ): Üniversitede bölümler arası geçiş olsa çok güzel olurdu. Bölüm değiştirmek önemli bir opsiyon. İnsanlar 18 yaşında bu kararı veremiyor. Sevdiğimiz şeyi yapmaktansa, yaptığımız işi sevmemiz gerekiyor.
Ali Selvi (Arel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 1. sınıf): Aslında hukuk okumak istiyordum ancak uluslararası ilişkilerı kazandım. İmkânım olsa bölümümü değiştirmek isterdim.
Hisar Uyar (Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi 2. sınıf öğrencisi): Böyle bir sistem çok güzel olur. Belirli kriterler getirilmesi gerekir. Çünkü suiistimal edilir. En düşük puandan en yüksek puanlı bir bölüme geçilebilir.
Uğur Göçmen (Okan Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Hazırlık Sınıfı): Bizim okulda da geçiş var. Ben Mühendislik Fakültesi’ni kazanarak girdim. Sonra geçici bölüm seçtim. 2. sınıfta istersem bölüm değiştirebilirim. Şu an araştırıyorum. Doğru ve öğrenci lehine bir uygulama.
Özge Bayrak(İÜ Halkla ilişkiler 1. sınıf): Biyoloji okumak isterdim. Oda arkadaşım Amerikan Kültürü okuyor. Aslında tarih istiyormuş. Okulu bıraktı, tekrar sınava girecek. İnsan istemediği mesleği yapınca hayatı mahvoluyor.
Ezgi Doğan (Abant İzzet Baysal Üniversitesi İşletme 2. sınıf ): Siyaset bilimi ya da çalışma ekonomisi okumak isterdim. Zaten tercihlerimizi yaparken isteğimize bağlı olmuyor. Puan nereyi tuttuysa oraya giriyoruz.
Sibel Erdal (Zonguldak Karaelmas Üniversitesi İktisat 3. sınıf): Bilinçli bir tercih yaptım. Ancak eğitimden memnun değilim. Yapamayacağım dediğim noktada bir alternatifim olsun isterdim. Böyle bir sistem olsaydı muhtemelen bölümü de değiştirebilirdim.
Berat Keskinci (Kadir Has Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Hazırlık Sınıfı): Ben 330 puan alıp bu bölümü kazandım. Şimdi birisi gelip daha az puanla bu bölümü kazanacak. Haksızlık ortamı doğar.
Erdinç Karaca (Arel Üniversitesi Matematik ve Bilgisayar Mühendisliği 1. sınıf): Beni ailem zorla bu bölme soktu. İmkânım olsa sadece bilgisayar mühendisliği okurdum.
Nilay Mutlu (Arel Üniversitesi Büro Yönetimi Yönetici Asistanlığı 1. sınıf): İstanbul dışında okumama ailem izin vermedi. İstanbul’da da aldığım puanla bu bölüme girebildim. Halkla ilişkiler okumak isterdim. Bölümarası geçiş her üniversitede olmalı.
Eylem Ünlü (Aydın Üniversitesi Dış Ticaret ve Avrupa Birliği 1. sınıf): Bölümümü değiştirmek istemezdim ama bence isteyen değiştirebilmeli.
Kübra Çakmak (Arel Üniversitesi Banka ve Sigortacılık 1. sınıf): İki yıl İÜ’de Türk Dili ve Edebiyatı okudum. Ayrılıp isteyerek girdiğim buraya. Gelecek bu meslekler üzerine kurulu.
Yalçın Yıldız (Kadir Has Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Hazırlık Sınıfı): Bence son derece mantıklı bir uygulama. Tüm üniversitelerde yaygınlaşmalı
YÖK'TEN AÇIKLAMA: O SİSTEM EŞİTLİĞİ BOZUYOR
İSTANBUL - Sınava kilitlenmiş bir lise eğitiminin ardından öğrenciler ÖSS’de kendi deyimleriyle ya bir üniversiteye kapağı atmak için ya da dershanedeki rehber öğretmenin puan hesapları doğrultusunda bölüm ‘tercih ediyor’. İlgi ve yeteneğe göre yönlendirmenin eksik olduğu sistem çoğu zaman mesleğini sevmeyen, mutsuz mezunlar yaratıyor.
Öğrencilerine eğitim süreci içinde bölümlerini seçme şansı tanıyan Sabancı Üniversitesi’yle YÖK arasındaki son polemik, üniversitede okuyan 2.5 milyon, 10 gün sonra ÖSS’de ter dökecek olan 1.5 milyon öğrenci için son derece ‘gerçek, can yakan’ bir problem. Üniversitelilere okudukları bölümü değiştirme imkânı tanınan bir sistem olsaydı ne yapacaklarını sorduk. İşte yanıtları:
Merve Tuncay (Osmangazi Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı 4. sınıf): Bölüm değiştirme şansım olsa sosyoloji okumak isterdim. Tek yönlü bir eğitim değil, ilgi alanlarımıza göre çok yönlü eğitim görmek isterdim. Ama böyle bir eğitim yok şu anda, ezberci, tek tip bir eğitim alıyoruz.
Meral Aslan (Gaziantep Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği 1. sınıf): Hiç isteyerek yazmadım okuduğum bölümü. Ancak Türkiye şartları, hangi mesleğin garantisi daha iyiyse onu yazıyorsunuz. Aslında moleküler biyoloji okumak istiyordum. O puanı tuttursaydım da mahalle baskısından tıp yazacaktım. Bölümler arası geçişi sağlayan bir sistem çok iyi olurdu. Zaten üniversiteye geldikten sonra öğreniyoruz neyin ne olduğunu. Mutsuzlar çok ama herkes ya kabulleniyor ya da alışmaya çalışıyor.
Güneş Engin (İTÜ Elektrik Mühendisliği 4. Sınıf): Özgür düşünce yetisini kazandırmanın yolu, hem fen hem de sosyal bilimler eğitimi vermek. Sonra tercihi öğrenciye bırakmak gerekiyor. Ben iktisat okumak isterdim. O isteğimi yüksek lisansta gidereceğim. Bir alanda başarılı olmak, ilgi duymakla meslek sahibi olmak arasında bir fark var. Bu uygulama, bütün üniversitelere yayılmalı. Hatta liselerden başlamalı.
Umut Kocagöz (Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Hazırlık Sınıfı): Ben de böyle bir hak isterdim. Zaten disiplinler arası sınırların kalkmaya yöneldiği dönemdeyiz. Ben felsefedeyim; sosyoloji ve psikolojiyle ortak çalışma yapıyoruz. Halbuki sosyolojide okumak isterdim. Dolayısıyla mağdurum. Zaten ilk üniversitem de İTÜ Elektrik Mühendisliği’ydi. Ama ikinci sınıfta bıraktım. Aile baskısı ve gelecek kaygısıyla bölüme girmiştim. Fen lisesi çıkışlı olduğum için sosyal bilimlerden tercih yapamıyordum. Bıraktığıma hiç pişman değilim. Ama keşke disiplinler arasında geçiş mümkün olsa ve sosyolojide okuyabilsem.
Cihan Erdal (Mimar Sinan Üniversitesi Edebiyat 3. Sınıf): Ben bölümden memnunum ama memnun olmayan büyük bir kesim var. Bizim bölüm, öğretmenlik. Beş altı kişi tekrar sınava girdi. İnsanlar bilinçsizce geliyor. Ne hocasını tanıyor, ne bölümdeki derslerden haberdar. Dershane hocasının demesiyle geliyorlar.
Mehmet Özdal (YTÜ Bilgisayar Mühendisliği 1. Sınıf): Ben mühendisliğe devam etmek istiyorum ama böyle bir şansımın olmasını isterdim. Lisede ‘üniversiteye kapağı atayım’ mantığındasınız. Üniversitede öncelikler değişiyor. Değişiklik hakkı olması güzel.
Emre Öztürk (İÜ Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisi): Görsel tasarım okumak isterdim. İnsan sadece lisede yaptığı bir tercihi süreklileştirme taraftarı olmayabilir. Genelde de öyle oluyor. Değişim hakkı olmalı. Şimdi görsel tasarım okumak istesem, üniversiteyi bırakıp tekrar sınava girmem lazım. Öğrenciyiz, üretim sürecinde değiliz, bunu yaparken toplumsal baskıları da göğüslemek zor. Bir kere bölüm değiştireceğim desem bütün sülalemle kavga etmem gerekir.
Can Çoksöyler (Osmangazi Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölümü 4. sınıf): İstediğim bölümde okuyorum ama farklı bir sistem olsa, daha farklı kararlar alabilirdim. Üretmeye sevk edecek çok yönlü bir eğitim almıyoruz. Bir hocamız vardı. Derse girdiğinde ‘Şu anda hayatınız boyunca hiç kullanmayacağız bir ders alıyoruz. Ancak geçmek zorundasınız, üç kredi’ dedi. Böyle bir sistemde ne kadar üretken olabiliriz.
Seval Kutlu (Anadolu Üniversitesi Sosyoloji 4. sınıf): İsteyerek bilinçli bir tercih yaptım. Geçiş hakkım olsa bölümümü değiştirmezdim. Ancak hayal ettiğim eğitimi de bulamadım.
Tuna Aldemir (İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı 4.sınıf ): Üniversitede bölümler arası geçiş olsa çok güzel olurdu. Bölüm değiştirmek önemli bir opsiyon. İnsanlar 18 yaşında bu kararı veremiyor. Sevdiğimiz şeyi yapmaktansa, yaptığımız işi sevmemiz gerekiyor.
Ali Selvi (Arel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 1. sınıf): Aslında hukuk okumak istiyordum ancak uluslararası ilişkilerı kazandım. İmkânım olsa bölümümü değiştirmek isterdim.
Hisar Uyar (Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi 2. sınıf öğrencisi): Böyle bir sistem çok güzel olur. Belirli kriterler getirilmesi gerekir. Çünkü suiistimal edilir. En düşük puandan en yüksek puanlı bir bölüme geçilebilir.
Uğur Göçmen (Okan Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Hazırlık Sınıfı): Bizim okulda da geçiş var. Ben Mühendislik Fakültesi’ni kazanarak girdim. Sonra geçici bölüm seçtim. 2. sınıfta istersem bölüm değiştirebilirim. Şu an araştırıyorum. Doğru ve öğrenci lehine bir uygulama.
Özge Bayrak(İÜ Halkla ilişkiler 1. sınıf): Biyoloji okumak isterdim. Oda arkadaşım Amerikan Kültürü okuyor. Aslında tarih istiyormuş. Okulu bıraktı, tekrar sınava girecek. İnsan istemediği mesleği yapınca hayatı mahvoluyor.
Ezgi Doğan (Abant İzzet Baysal Üniversitesi İşletme 2. sınıf ): Siyaset bilimi ya da çalışma ekonomisi okumak isterdim. Zaten tercihlerimizi yaparken isteğimize bağlı olmuyor. Puan nereyi tuttuysa oraya giriyoruz.
Sibel Erdal (Zonguldak Karaelmas Üniversitesi İktisat 3. sınıf): Bilinçli bir tercih yaptım. Ancak eğitimden memnun değilim. Yapamayacağım dediğim noktada bir alternatifim olsun isterdim. Böyle bir sistem olsaydı muhtemelen bölümü de değiştirebilirdim.
Berat Keskinci (Kadir Has Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Hazırlık Sınıfı): Ben 330 puan alıp bu bölümü kazandım. Şimdi birisi gelip daha az puanla bu bölümü kazanacak. Haksızlık ortamı doğar.
Erdinç Karaca (Arel Üniversitesi Matematik ve Bilgisayar Mühendisliği 1. sınıf): Beni ailem zorla bu bölme soktu. İmkânım olsa sadece bilgisayar mühendisliği okurdum.
Nilay Mutlu (Arel Üniversitesi Büro Yönetimi Yönetici Asistanlığı 1. sınıf): İstanbul dışında okumama ailem izin vermedi. İstanbul’da da aldığım puanla bu bölüme girebildim. Halkla ilişkiler okumak isterdim. Bölümarası geçiş her üniversitede olmalı.
Eylem Ünlü (Aydın Üniversitesi Dış Ticaret ve Avrupa Birliği 1. sınıf): Bölümümü değiştirmek istemezdim ama bence isteyen değiştirebilmeli.
Kübra Çakmak (Arel Üniversitesi Banka ve Sigortacılık 1. sınıf): İki yıl İÜ’de Türk Dili ve Edebiyatı okudum. Ayrılıp isteyerek girdiğim buraya. Gelecek bu meslekler üzerine kurulu.
Yalçın Yıldız (Kadir Has Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Hazırlık Sınıfı): Bence son derece mantıklı bir uygulama. Tüm üniversitelerde yaygınlaşmalı