Bu davanın ortaya çıkaracağı iki önemli sonuç var:
Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün İzmir’de Ergenekon savcıları Zekeriya Öz ve Fikret Seçen’e ifade verdiğini Milliyet’te Tolga Şardan’ın “atlatma” haberinden öğrendik.
2003-2004 yıllarında Sarıkız ve Ayışığı adlarıyla “iki darbe atlattığımızı” da Alper Görmüş’ün yayımladığı Nokta dergisinden öğrenmiştik. Özkök, savcıların çağırması halinde Ergenekon’da ikinci iddianamenin konusu olan darbe girişimiyle ilgili tanık yada sanık olarak ifade verebileceğini açıklamıştı.
Savcılar eski Genelkurmay Başkanı’nı “tanık” olarak dinlemişler.
Ve henüz “darbe davası” başlamadığı için mahkemeden önce “nezaket gösterip” Hilmi Özkök’ün oturduğu İzmir’e gitmişler. Adliye’de tahsis edilen özel bir odada 8 saat süreyle dinlemişler.
Ergenekon soruşturması “gel git”lerle devam ettiği için kamuoyunda kimi zaman asıl hedeften uzaklaşıldığı izlenimi uyanıyor. Türkan Saylan’la ilgili gelişmeler bu yöndeki kaygıları artırmıştı.
Bu davanın ortaya çıkaracağı iki önemli sonuç var:
1- Danıştay baskını gibi siyasi suikastların arka planını açığa çıkarmak. Alparslan Arslan’ı cinayete yönlendiren örgütün Ergenekon’la ilişkisini somut delilleriyle belgelemek. Nitekim, Yargıtay kararından sonra Ankara’daki davanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmesi yolu açıldı. “Türban” gerekçesiyle işlenen cinayeti kimlerin planladığı anlaşılacak.
2- Emekli Oramiral Özden Örnek’in günlükleriyle ortaya çıkan darbe girişiminin sorumluları ilk kez sivil bir mahkemede yargılanacaklar. Eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon darbe suçlamaları nedeniyle tutuklanmışlardı. Ergenekon ek iddianamesinde dönemin kara, hava ve deniz kuvvetleri komutanları da 2003-2004 yıllarındaki faaliyetleri nedeniyle “parlamentoyu ve hükümeti ortadan kaldırmaya çalışmak”la suçlanıyorlar.
Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün İzmir’de ifadesine başvurulması, Ergenekon’u yörüngesinden saptıracak tartışmalar yerine yeniden “darbeye odaklanıldığını” gösteriyor.
Günlükleriyle 2003-2004’te yaşananların kamuoyuna yansımasını sağlayan Özden Örnek’e herhalde, tanık yada sanık olarak gerçekte neler olduğu sorulacaktır.
Sarıkız ve Ayışığı adlı darbe hazırlıkları sonuçsuz kaldıktan sonra 2007 Cumhurbaşkanlığı seçim krizine dek Ergenekon’la bağlantılı karanlık olaylar yaşandı.
Danıştay basıldı, Hrant Dink öldürüldü.
27 Nisan “e-muhtırası” verildi.
Ergenekon davasıyla Türkiye hem “Gladio” türü örgütlenmeleri tasfiye uğraşında, hem de “darbeler dönemi”ni bir daha geri gelmeyecek şekilde kapatmaya çalışıyor.
Bazı okurlarımız, cumhuriyet mitinglerinde “ordu göreve” diye pankart açılmadığını belirtmişler. Düzeltiyorum. “Sivil darbe” konusundaki görüşlere katılmıyorum.
Türkiye “askeri darbeler”le hesaplaşmadan demokrasisini geliştiremez.
Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün İzmir’de Ergenekon savcıları Zekeriya Öz ve Fikret Seçen’e ifade verdiğini Milliyet’te Tolga Şardan’ın “atlatma” haberinden öğrendik.
2003-2004 yıllarında Sarıkız ve Ayışığı adlarıyla “iki darbe atlattığımızı” da Alper Görmüş’ün yayımladığı Nokta dergisinden öğrenmiştik. Özkök, savcıların çağırması halinde Ergenekon’da ikinci iddianamenin konusu olan darbe girişimiyle ilgili tanık yada sanık olarak ifade verebileceğini açıklamıştı.
Savcılar eski Genelkurmay Başkanı’nı “tanık” olarak dinlemişler.
Ve henüz “darbe davası” başlamadığı için mahkemeden önce “nezaket gösterip” Hilmi Özkök’ün oturduğu İzmir’e gitmişler. Adliye’de tahsis edilen özel bir odada 8 saat süreyle dinlemişler.
Ergenekon soruşturması “gel git”lerle devam ettiği için kamuoyunda kimi zaman asıl hedeften uzaklaşıldığı izlenimi uyanıyor. Türkan Saylan’la ilgili gelişmeler bu yöndeki kaygıları artırmıştı.
Bu davanın ortaya çıkaracağı iki önemli sonuç var:
1- Danıştay baskını gibi siyasi suikastların arka planını açığa çıkarmak. Alparslan Arslan’ı cinayete yönlendiren örgütün Ergenekon’la ilişkisini somut delilleriyle belgelemek. Nitekim, Yargıtay kararından sonra Ankara’daki davanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmesi yolu açıldı. “Türban” gerekçesiyle işlenen cinayeti kimlerin planladığı anlaşılacak.
2- Emekli Oramiral Özden Örnek’in günlükleriyle ortaya çıkan darbe girişiminin sorumluları ilk kez sivil bir mahkemede yargılanacaklar. Eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon darbe suçlamaları nedeniyle tutuklanmışlardı. Ergenekon ek iddianamesinde dönemin kara, hava ve deniz kuvvetleri komutanları da 2003-2004 yıllarındaki faaliyetleri nedeniyle “parlamentoyu ve hükümeti ortadan kaldırmaya çalışmak”la suçlanıyorlar.
Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün İzmir’de ifadesine başvurulması, Ergenekon’u yörüngesinden saptıracak tartışmalar yerine yeniden “darbeye odaklanıldığını” gösteriyor.
Günlükleriyle 2003-2004’te yaşananların kamuoyuna yansımasını sağlayan Özden Örnek’e herhalde, tanık yada sanık olarak gerçekte neler olduğu sorulacaktır.
Sarıkız ve Ayışığı adlı darbe hazırlıkları sonuçsuz kaldıktan sonra 2007 Cumhurbaşkanlığı seçim krizine dek Ergenekon’la bağlantılı karanlık olaylar yaşandı.
Danıştay basıldı, Hrant Dink öldürüldü.
27 Nisan “e-muhtırası” verildi.
Ergenekon davasıyla Türkiye hem “Gladio” türü örgütlenmeleri tasfiye uğraşında, hem de “darbeler dönemi”ni bir daha geri gelmeyecek şekilde kapatmaya çalışıyor.
Bazı okurlarımız, cumhuriyet mitinglerinde “ordu göreve” diye pankart açılmadığını belirtmişler. Düzeltiyorum. “Sivil darbe” konusundaki görüşlere katılmıyorum.
Türkiye “askeri darbeler”le hesaplaşmadan demokrasisini geliştiremez.