İnanılmaz ironiyi yazdı...   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 04-24-2009 (15:30)   Son Mesaj: 04-24-2009 (15:30)    Cevap: 0    Gösterim: 632  

    04-24-2009

    İnanılmaz ironiyi yazdı...

    Cumhuriyet Mitingleri 'Darbeciler yargılanmasın' mitinglerine nasıl dönüştü?. Cumhuriyet Mitingleri nasıl tekrar gündeme geldi?

    Cumriyet Mitinglerinde toplanan kalabalıklar tekrar toplama bilir mi? Yeni mitinglerin düzenlenmesi fikrini ilk kim ortaya attı?

    İşte merak edilen bu soruların cevabını Taraf gazetesi yazarı Alper Gömüş yazdı...


    İroniye bak: “Ergenekon davası durdurulsun” talepli “Cumhuriyet” mitingleri...

    Bu yılın başlarındaydı, bir arkadaşım “Sence,” diye sordu bana, “bu ülkede eskilerinin büyüklüğünde yeni cumhuriyet mitingleri yapılabilir mi?” Benim, hiç düşünmeden verdiğim “elbette” cevabım arkadaşımı çok şaşırtmıştı. Çünkü o, “Ergenekon’la ortaya çıkan gerçekler” ortadayken böyle kalabalıkların bir daha toplanamayacağını düşünüyordu.

    O konuşmadan sonra yazdığım birkaç yazı, aslında arkadaşımın bana sorduğu soruya verdiğim tek kelimelik cevabımı açmak amacını taşıyordu.

    Mesela Yeni Aktüel’de yazdığım “Ergenekon ve hiçbir cephaneliğin ikna edemeyeceği milyonlar...” başlıkla yazı:

    “Cumhuriyet gazetesi, Ergenekon iddianamesinin açıklandığı günün ertesinde, soruşturmayı küçümseme gayretiyle öne çıkan refiklerine tur bindirmiş, ‘Av tüfeğiyle darbe’ manşetiyle yayımlanmıştı. Şimdi, yani Ergenekon soruşturmasının onuncu dalgasının ardından ortaya saçılan cephaneliklerin ışığında bu manşetle doruğuna çıkan ‘fasa fiso’ yorumları ne kadar zavallı görünüyor. Fakat bazı zihinleri hiçbir cephaneliğin ikna edemeyeceğini de unutmamak gerekiyor. Bunun nedeni, sayıları milyonları bulan bu insanların korkuları ve ‘düşman’ algıları. Türkiye’nin şehirli-modern-laik insanlarının önemli bir bölümü, yıllardır sürdürülen ve çok etkili olan bir kampanya sayesinde ülkenin ‘şeriat’a doğru sürüklendiğine inandırılmış bulunuyor. Bu insanlar işte bu nedenle mevcut sivil iktidarı ‘düşman’ olarak görüyorlar.

    Bir düşmanın yaptığı her şey yanlıştır! Dolayısıyla Ergenekon da yanlıştır!”

    Bu yazıdan bir süre sonra ise bu sayfada, yeni cumhuriyet mitinglerine hazır olmamızı söyleyen bir yazı kaleme aldım: “Yenileri başlamadan eski cumhuriyet mitinglerini konuşmanın zamanıdır...” (Taraf, 17 Şubat).

    O yazıda da, mesela seçimlerin yeni bir “yüzde 47” ile sonuçlanmasının yaratacağı “bunları seçimle göndermenin imkânı yok” duygusunun ya da Başbakan’ın ilan ettiği yeni, sivil bir Anayasa girişiminin her zaman olduğu gibi “laik cumhuriyeti şeriat devleti haline getirme projesi” olarak damgalanmasının tetikleyeceği yeni cumhuriyet mitingleri ihtimali üzerinde durmuş, şöyle demiştim:

    “Peki, milyonlarca insanı bir kez daha mobilize etmek mümkün müdür? Bence, evet. Ergenekon’da ortaya çıkan gerçekler ‘yöntem’i bozacak bir rol oynamaz. Çünkü cumhuriyet mitingcileri için tehlike ‘Ergenekon’ değil, ‘iktidardaki düşman’dır.”

    Tuncay Özkan, Deniz Baykal, ADD

    Sezar’ın hakkını Sezar’a vererek başlayayım: Kamuoyu, yeni bir cumhuriyet mitingleri dalgasının başlayacağı haberini, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) internet sayfasına konan bir duyurunun internet siteleri ve televizyonlar tarafından alıntılanmasıyla, 22 nisan günü öğrendi.

    Haberi veren internet sitelerinden bazıları, Deniz Baykal’ın ADD’nin çağrısından önce yaptığı “Ergenekon’u millet çözecek” çıkışını hatırlatıp, aslında ilk işaret fişeğini onun ateşlediği yorumunda bulundular...

    Doğru olabilir, ADD, Baykal’ın tutumundan cesaret almış olabilir, fakat ben iyi bir “Biz kaç kişiyiz” okuru olarak biliyorum ki, Tuncay Özkan ADD’den de, Baykal’dan da önce yeni cumhuriyet mitingleri çağrısında bulunmuştu. Sitede yayımlanan uzun mektubunun sonunda şöyle diyordu Özkan: “Yine, yeniden, bir kez daha Cumhuriyet mitingi istiyoruz. Ey halkım, Cumhuriyet mitingine var mısınız?”

    Sezar’ın hakkını böylece Sezar’a teslim ettikten sonra, ADD’nin yeni mitingleri nasıl gerekçelendirdiğine bakalım, önemli çünkü. Şöyle deniyor metinde:

    “Ülkemiz kurtuluş ve kuruluş felsefesine aykırı bir süreçle karşı karşıyadır. Cumhuriyet dönemi boyunca var olan devrim karşıtlığının, karşı devrim sürecine gitmesi tehlikesi belirmiştir. ‘Ergenekon’ adı verilen operasyonlarla ülke düzeyinde tam bağımsızlıktan, çağdaşlıktan, laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinden yana olan, toplumda saygınlık kazanmış aydınlar, bilim insanları, yazarlar, siyasetçiler, emekli subaylar ve demokratik kitle örgütlerine karşı soruşturmalar açılmakta, gece yarısı baskınlarıyla gözaltılar gerçekleştirilmektedir.”

    Buradan kolayca anlaşılabileceği gibi, mitinglerin birinci amacı, Baykal’ın işaret ettiği gibi, Ergenekon soruşturmasının ve davasının durdurulması olacak. Eh, mevcut hükümet bunu yapmayacağına göre, temel amaç kendiliğinden ortaya çıkıyor: Hükümeti göndermek! Zaten metinden aldığım bölümün birinci paragrafı bu amaca yönelik imalarla dolu... O zaman da benim aklıma, aklımdan hiç çıkmayan, bu nedenle de her fırsatta dikkatinize sunduğum, 28 Şubat’ın kudretli generallerinden Doğu Silahçıoğlu’nun Cumhuriyet’te yayımladığı (3 Şubat 2008) o ünlü yazı geliyor:

    “Atatürk cumhuriyetini savunan ‘ulusal cephe’nin tüm yandaşları meydanları doldurmalı; milyonlar nereye gerekiyorsa oraya yığılmalı, nereye gerekiyorsa oraya çıkarılmalıdır... (...) (Hedef) sonunda hükümeti yönetimden çekilmeye mecbur etmektir. (...) Ne var ki AKP bir şekilde iktidardan uzaklaştırılsa bile, bu yöntemin başarıya ulaşması da bir diğer gelişmeye bağlıdır. O da; ‘Atatürk cumhuriyeti’ yandaşlarının genel seçimler sonrasında siyasal iktidarı ele geçirebilmeleri ve yeni bir nesil yetişinceye kadar yönetimde kalmayı sağlayabilecek önlemler geliştirmeleridir. Çünkü AKP ya da onun ardılları, seçimi yine kazandıkları takdirde, değişen bir şey olmayacak, bugünkü resim yeniden ortaya çıkacaktır!”

    İtiraf edeyim ki ben yeni cumhuriyet mitinglerinin açık açık “Ergenekon’a özgürlük” şiarıyla düzenlenebileceğine ihtimal vermemiştim. “Cumhur”a “sen bu işlerden anlamazsın, dur hele kenarda” diyenleri destekleyen bir “cumhur” kesimi...

    İroninin bu kadarı biraz ağır değil mi?


    Alper Görmüş -TARAF




    İnanılmaz ironiyi yazdı... Yorumları