ASDER (Adaleti Savunanlar Derneği) Genel Başkanı Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Başbuğ'un yaptığı konuşmayı değerlendirdi.
Genelkurmay Başkanı'nın konuşmasının ılımlı, olumlu, uzlaşmacı ve yumuşak bir üslupla yapıldığını söyleyen Tanrıverdi; “Kendilerine mektup göndererek bu noktadaki düşüncelerimi de paylaştım. Konuşmanın üslubu, TSK'nın taleplerini, dayatma ve zorlama ile değil de, bilimsel kapsamlı ve ikna edici konuşmalarla topluma benimsetme yöntemini kullanan makul bir çizgi olarak kabul edilmelidir. Her ne sebeple olursa olsun, TSK hukuk çizgisinde ve yasal yetkileri içerisinde kalacaksa, fevkalade olumlu bir gelişme olarak görülmesi gereken bir konuşma olarak kabul edilebilir” dedi.
GENELKURMAY'IN KAFASI KARIŞIK
Genelkurmay Başkanı'nın dindarlar ve cemaatlerin rejim karşıtı olduğuna dair kuşkularından kafasının karışık olduğunun anlaşıldığını söyleyen Tanrıverdi; “Sözlerle uygulamalar nedense birbiri ile örtüşmüyor. Hem mütedeyyin kişilerle hiç kimsenin bir sorunu olmadığını söyleyeceksiniz, hem de inancının gereğini yerine getirmeye çalışanları Silahlı Kuvvetler'den, üniversitelerden, devlet görevlerinden hukuk dışı yöntemlerle tasfiye edeceksiniz. Kamu görevlilerini tasfiyede hızınızı alamayıp, sade vatandaşı da, kamusal alan safsataları ile devlet kurumlarına yaklaştırmayacaksınız. Sonra da bu işlemleri yapanları tenkit edenleri, Silahlı Kuvvetleri yıpratmak isteyen kötü niyetliler olarak vasıflandıracaksınız.
1-Askerlikte bireysel değerler açısından dinin de bir etken, şehitlik ve gaziliğin kutsal bir mertebe olduğunu kabul ediyorsunuz da profesyonel ve yükümlülere şehitlik ve gaziliğin dinî gereklerini öğretip eğitecek tedbirleri, askeri okul, eğitim müessesi ve kışlalarda neden aldırmıyorsunuz?
2-Silahlı Kuvvetler'in hiçbir dönemde dine karşı olmadığını ve iddiaları da anlamanın mümkün olmadığını söylüyorsunuz da, Askeri okullara alacağınız gençlerin aile fotoğraflarını neden istiyorsunuz?
3-Dinin gereği olan örtünmeye neden bu kadar karşısınız?
4-28 Şubat kararı ile dinî eğitime getirilen kısıtlamaların, neden hala arkasında duruyorsunuz?” diye sordu.
SİZ ŞEHİTLİĞİ GÖZE ALACAK ASKERLER YETİŞTİRİN
Tanrıverdi, Genelkurmay Başkanı'na bazı önerilerde bulunarak; “Sayın Genelkurmay Başkanım, gerçekten milletin güvenini kazanmak istiyorsanız;
1-Örtüsüne, pırtısına, dinine diyanetine karışmayın. Elinizden geliyorsa daha dindar olmaları için yardım edin.
2-Askerî eğitim müesseselerinde, subay-astsubay adayı gençlerin hem dinlerini öğrenmeleri, hem de ibadetlerini yapmaları için imkanlar hazırlatın.
3-Bırakın askerî okullara dindar ailelerin çocukları da girsin. Siz ülkemizin dış tehlikelere karşı savunmasına hazırlanın. Savaşlarda şehitliği göze alacak askerler yetiştirin” dedi.
VAKİT
Genelkurmay Başkanı'nın konuşmasının ılımlı, olumlu, uzlaşmacı ve yumuşak bir üslupla yapıldığını söyleyen Tanrıverdi; “Kendilerine mektup göndererek bu noktadaki düşüncelerimi de paylaştım. Konuşmanın üslubu, TSK'nın taleplerini, dayatma ve zorlama ile değil de, bilimsel kapsamlı ve ikna edici konuşmalarla topluma benimsetme yöntemini kullanan makul bir çizgi olarak kabul edilmelidir. Her ne sebeple olursa olsun, TSK hukuk çizgisinde ve yasal yetkileri içerisinde kalacaksa, fevkalade olumlu bir gelişme olarak görülmesi gereken bir konuşma olarak kabul edilebilir” dedi.
GENELKURMAY'IN KAFASI KARIŞIK
Genelkurmay Başkanı'nın dindarlar ve cemaatlerin rejim karşıtı olduğuna dair kuşkularından kafasının karışık olduğunun anlaşıldığını söyleyen Tanrıverdi; “Sözlerle uygulamalar nedense birbiri ile örtüşmüyor. Hem mütedeyyin kişilerle hiç kimsenin bir sorunu olmadığını söyleyeceksiniz, hem de inancının gereğini yerine getirmeye çalışanları Silahlı Kuvvetler'den, üniversitelerden, devlet görevlerinden hukuk dışı yöntemlerle tasfiye edeceksiniz. Kamu görevlilerini tasfiyede hızınızı alamayıp, sade vatandaşı da, kamusal alan safsataları ile devlet kurumlarına yaklaştırmayacaksınız. Sonra da bu işlemleri yapanları tenkit edenleri, Silahlı Kuvvetleri yıpratmak isteyen kötü niyetliler olarak vasıflandıracaksınız.
1-Askerlikte bireysel değerler açısından dinin de bir etken, şehitlik ve gaziliğin kutsal bir mertebe olduğunu kabul ediyorsunuz da profesyonel ve yükümlülere şehitlik ve gaziliğin dinî gereklerini öğretip eğitecek tedbirleri, askeri okul, eğitim müessesi ve kışlalarda neden aldırmıyorsunuz?
2-Silahlı Kuvvetler'in hiçbir dönemde dine karşı olmadığını ve iddiaları da anlamanın mümkün olmadığını söylüyorsunuz da, Askeri okullara alacağınız gençlerin aile fotoğraflarını neden istiyorsunuz?
3-Dinin gereği olan örtünmeye neden bu kadar karşısınız?
4-28 Şubat kararı ile dinî eğitime getirilen kısıtlamaların, neden hala arkasında duruyorsunuz?” diye sordu.
SİZ ŞEHİTLİĞİ GÖZE ALACAK ASKERLER YETİŞTİRİN
Tanrıverdi, Genelkurmay Başkanı'na bazı önerilerde bulunarak; “Sayın Genelkurmay Başkanım, gerçekten milletin güvenini kazanmak istiyorsanız;
1-Örtüsüne, pırtısına, dinine diyanetine karışmayın. Elinizden geliyorsa daha dindar olmaları için yardım edin.
2-Askerî eğitim müesseselerinde, subay-astsubay adayı gençlerin hem dinlerini öğrenmeleri, hem de ibadetlerini yapmaları için imkanlar hazırlatın.
3-Bırakın askerî okullara dindar ailelerin çocukları da girsin. Siz ülkemizin dış tehlikelere karşı savunmasına hazırlanın. Savaşlarda şehitliği göze alacak askerler yetiştirin” dedi.
VAKİT